Siirt Ziraat Odası Başkanı Günbat: Kurtuluşumuz planlayarak üretmek
Baharla birlikte gelen yağmurlar, çiftçiyi mutlu etti, Güneydoğu’da hububatta rekolte beklentisi yüksek. Mercimek hasadı başladı, iki hafta içinde buğdayda da hasat başlayacak. Fiyat bekleyen üretici, “Destekleyin, Türkiye’ye yetecek kadar üretelim.” dedi.
Siirt’te kırmızı mercimek hasadı başladı. Buğday hasadı ise haziranda başlayacak. Üretici buğday, arpa, kırmızı mercimek, nohut üretiminde ithalata gerek kalmayacağını ifade ediyor. Bölgede yoğun olarak üretilen pamuk ise geçen yıl fiyatın düşük olması nedeniyle ekilmedi. Çiftçi, pamuk yerine diğer ürünlere yöneldi. Bu durum ise ülkede pamuk açığının artacağını gösteriyor. Siirt Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Günbat, “Geçen yıl bugünlerde biz pamuk ekiyorduk, fiyat 27 liraydı, bu sene 13-14 liraya kadar indi. Kurtalan’da 30 bin dönüme yakın pamuk ekiliyordu. Bu sene pamuk eken az oldu. Pamuk yerine kırmızı mercimek ve buğday ekildi.” dedi.
MERCİMEĞE 17,5 LİRA FİYAT BEKLİYORUZ
Hububat üreticisinin taban fiyatı merakla beklediğini, devletin alıp almayacağının bilenmemesinin de endişe yarattığını belirten Günbat, şöyle konuştu: “Mercimek şu anda çok iyi, bir problem yok, rekolte çok artacak. Fiyat geçen sene 15 liraya kadar çıktı. Bu sene fiyat yok, neye göre hesapladıklarını bilmiyoruz. Acaba memura verdikleri zamma göre mi, emekliye verdikleri zamma göre mi yoksa enflasyona göre mi olacak, bilmiyoruz. Benim gönlümden mercimek için 17,5 lira geçiyor. Buğday geçen sene 8 liraydı ama devletten bu seneki ürünü nasıl alacağını kaça alacağını açıklamasını bekliyoruz. Bu sene buğdaya 9,5-10 lira civarında fiyat verilirse iyi olur. Ben de dahil çiftçi memnun olur.”
İTHALATA DEĞİL ÇİFTÇİYE VERSİNLER
Günbat gübre, ilaç ve diğer girdilerin çok pahalı olduğunu da belirtti. Devletin ambarlarında, özel ofislerde yüzde 40-50 civarında doluluk olmasının çiftçinin aleyhine bir durum olduğunu belirten Siirt Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Günbat, şöyle devam etti: “İthalata verilen parayı çiftçiye verseler Türkiye, ihtiyacının fazlasını üretir. Bu devlet, bu hükümet kendi çiftçisine kendi üreticisine sahip çıkmalı. 4-5 tane ihracatçının, ithalatçının etkisine kapılmamamız lazım. Biz üretelim, ürettiklerimizi doğal olarak yiyelim. Hasat zamanı ithalatın önünü açmak, gümrük vergisini sıfıra indirmek çiftçimize de ülkemize de zarar veriyor, verecektir. İlla bir ihtiyaç olacaksa hasat bittikten sonra ithalat düşünülmelidir. Çiftçi tefecilerin eline düşürülmemelidir. Kendi üreticilerimize sahip çıkmalıyız, hayvancılıkta da öyle, ette de öyle, çeltikte de öyle.
ÇİFTÇİYİ YERİNDE TUTALIM
GAP da yapılsa başka projeler de yapılsa insanlar tarımda tutulmazsa hiçbir anlamı kalmaz. Önce insanlarımızı bölgede tutacağız. Üretim yapacağız, üreteceğiz. En az 5 yıllık bir planlamayla Türkiye’nin ihtiyacı neyse planlayıp üretirsek bu ülkeyi kalkındırırız. Kurtuluşumuz üretmektir.”
KONYA OVASI’NDA EKİM ALANLARI ARTTI
Türkiye'nin tahıl ambarı olarak nitelendirilen Konya Ovası, nisan ve mayıs aylarında son 20 yılın en iyi yağışını aldı. Kışı, beklentinin altında aldığı kar yağışıyla geçiren ovada, bitkinin gelişim dönemi olan şubat ayında da istenen seviyede yağış gerçekleşmedi. İlkbaharın başından itibaren alınan yağışlar ovada sevinçle karşılandı. Konya Ticaret Borsası (KTB) Başkanı Hüseyin Çevik, İç Anadolu'da geçen yıla göre buğday ve arpa ekim alanlarında yüzde 5 ile 7 arasında bir artışın olduğunu, bunun yalnızca kıraç alanları değil, sulak alanları da kapsadığını belirtti. Altınekin Ziraat Odası Başkanı Bekir Kağnıcıoğlu ise nisan-mayıs aylarında toprakla buluşan yağışların uzun yıllar ortalamasının üzerinde olduğunu dile getirdi. Bu dönemde alınan yağışların hububata çok faydalı olduğuna işaret eden Kağnıcıoğlu, "Konya Ovası'nda en yoğun zirai faaliyetin yapıldığı Altınekin'de son 2 ayda metrekareye 150 milimetrenin üzerinde yağış düştü. Bitkinin suya en çok ihtiyaç duyduğu yağışları nisan-mayıs aylarında fazlasıyla aldık. Bu da rekolteye çok iyi yansıyacak. Çiftçi de bu bahar yağışlarından son derece memnun." ifadelerini kullandı.