Ölümünün 30. yılında saygıyla anıyoruz: Kod adı 'Stepne'
Kitapları toplatıldı, yasaklandı, hapis cezası aldı. Hababam Sınıfı’nı yazdığında kod adı: Stepne’ydi. Bu eseriyle Türkiye’nin en çok bilinen sevilen yazarlarından biri oldu.
Toplumsal içerikli kitaplarıyla bildiğimiz, Hababam Sınıfı’nın yaratıcısı Rıfat Ilgaz 30 yıl önce bu dünyaya veda etti.
Türk edebiyatının toplumcu-gerçekçi yazarlarından olan, Ilgaz’ın, çok izlenen ve okunan bir klasik haline gelen Hababam Sınıfı, yazarın eğitim sistemini eleştirmek için kaleme aldığı eseridir.
Daha önce de kitapları basılan yazar, asıl ününü, 1959’da Hababam Sınıfı adlı kitapla kazandı. Ilgaz’ın bu romanı 1966’da oyunlaştırılarak Ulvi Uraz Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelendi.
Daha sonra, yönetmenliğini ve yapımcılığını Ertem Eğilmez’in üstlendiği, kitapla aynı isimle, 1974 yılında komedi filmi olarak çekildi. Bu serinin ilk filmi olacaktı. Daha sonra birçok devam filmi de çekildi.
Her ne kadar bir komedi filmi olarak da çekilse Ilgaz, kitabıyla ilgili şu saptamada bulunuyor; “Hababam Sınıfı bir eğitim yergisidir. Mizah beyazdır, olumludur. Mizahta gülme ana öğe değildir. İsteyen ağlar, isteyen güler. Ben yergi yapıyorum, komedi bile düşünmüyorum. Hababam Sınıfı’nda üç şeyin yergisi yapışmıştır, kopyanın, ezberin, uydurma saygının. Benim mizahım düşündürmeye dayanır. Hababam Sınıfı’nda bize yakışmayan eğitimsel şeylerin yergisini yapıyorum.”
HABABAM SINIFI NASIL YAZILDI?
Vatan, Demokrat İzmir, Yeni Gün, Yeni Ulus gazeteleri ile Akbaba dergisinde de yazılar yazan Ilgaz, sonra Sınıf Yayınları’nı kurdu ve kendi kitaplarını buradan yayımladı. Basın Şeref Kartı’nı ise 1970’de alan Ilgaz, 1974’te emekli oldu ve doğum yeri olan Cide’ye yerleşti.
Rıfat Ilgaz, 1952-1960 yılları arasında Tan Gazetesi’nde dizgici, düzeltmen ve röportaj yazarı olarak çalışıyordu. Bu görevi devam ederken 1956’da çizer ve karikatürist İlhan Selçuk’un çıkardığı Dolmuş dergisinde Stepne takma adıyla Hababam Sınıfı, Bizim Koğuş ve Don Kişot eserlerini bir dizi şeklinde okurla paylaşmaya başladı.
Oğlu Aydın, okulda geçen maceralarını anlatmaya başladığında Ilgaz, Hababam Sınıfı’nın ilhamını bulmuştu. Bu ilhama kendi öğretmenlik zamanları tecrübelerini ekledi ve ortaya çok sevilen bu eseri çıkardı. Çok sevilen bu dizinin çizimlerini de Turhan Selçuk yapıyordu.
KİTAPLARI YASAKLANDI, TOPLATILDI
Tam adı Mehmet Rıfat Ilgaz olan usta yazar, 7 Mayıs 1911’de Kastamonu’da dünyaya geldi. İlk ve orta okul eğitimini Kastamonu’da tamamlayan Rıfat Ilgaz, yatılı olarak öğrenim gördüğü Muallim Mektebi’nden 1930 yılında mezun oldu.
İlk kitabı olan Yarenlik’i kendisi yayımladı (1943). İkinci kitabı Sınıf, Şubat 1944’te Sıkıyönetim kararıyla toplatıldı. Eylül 1948’de Yaşadıkça adlı şiir kitabı bakanlar kurulu kararıyla toplatıldı.
Yazılarında ve yaşamında toplumcu gerçekçi bir çizgi devam ettirmeye çalışan Ilgaz’ın 1953’te yazdığı Devam adlı kitabı da toplatıldı. Yazıları ve şiirleri nedeniyle kovuşturmaya tabi tutulan Ilgaz, yaklaşık 5 buçuk yıl mahkûmiyet alsa da hem hastalığından dolayı hem af kapsamına girdiği için cezasının bir kısmını yattı. Adapazarı, İstanbul ve Boğazlıyan ortaokullarında Türkçe öğretmenliği yaptıktan sonra hayatını gazetecilik, mizah ve oyun yazarlığıyla kazandı.
KOD ADI STEPNE
1956 yılında İlhan Selçuk’un yönetimindeki Dolmuş mizah gazetesinin yazı kadrosuna katıldı. Buradaki ilk yazısı Aslan Payı adlı öyküsüdür. Dolmuş’un yazarları Vites, Dişli gibi adlarla yazıyorlardı, o da Stepne adını aldı. Burada değişik mizah yazıları yayımladı.
Hababam Sınıfı yazılarını İlhan Selçuk’un önerisiyle kitaplaştırdı (1957). Ama “Rıfat Ilgaz” adını değil de dergideki Stepne imzası kullanıldı.
Arkadaşı Süavi’yle birlikte Gar Yayınları’nı kurup Bizim Koğuş’u yayımladı. Bu kitap yüzünden Adapazarı’na sürgüne gönderilecekken 27 Mayıs 1960 devrimiyle bundan kurtuldu.
SANAT ANLAYIŞI
Rıfat Ilgaz, Yürüyüş dergisinde 1942’de yazdığı bir yazıda sanat anlayışını şöyle açıklamıştı; “…Sanatkâr her şeyden önce muhitini, cemiyetini kavrayabilecek ileri düşünce sistemine sahip olmalıdır. Ancak bu seviyeye ulaşan sanatkâr, kendinden bekleneni verebilir.”
O, Nâzım Hikmet şiiri içindeki ya da 1940 kuşağı içindeki yeri hakkında şunları söyledi; “Benim 1940 toplumcu kuşağına bağlı bir şair olarak ayrıca yapmak istediğim, Nâzım Hikmet akımı içinde yeni, kişisel bir değişimin olmasıdır. Dize kurmayı günlük konuşma diline oturtup geliştirmek, diri Türkçeyi, biçimini bulmuş söz dizileriyle pekiştirip bu şiir diliyle de halka yaklaşmak, şiirin özüne, sözünü sözüne uydurmak, konusuna yakarış söyleyiş biçimleri getirmek.”
EMPERYALİZME KARŞI HALİME KAPTAN
Emperyalizme karşı verilen mücadelenin anlatıldığı Halime Kaptan’dan başlayarak Sarı Yazma’ya uzanan çizgide Cumhuriyet’in kuruluş yıllarını okurlarına anlattı Ilgaz. II. Paylaşım Savaşı yıllarını en belirgin şekilde verildiği yapıtı Karatma Geceleri, bir dönemin tarihini değme tarihçilere taş çıkartacak şekilde roman diliyle kurguladı.
Ayrıca öykülerinden romanlarına uzanan bir çizgide onun yapıtlarında yakın tarihimize değin konuları da ele aldı. Çalış Osman Çiftlik Senin adlı kitabında Karadeniz Delegesi adlı öyküsünde, Şeker Kutusu adlı kitabındaki öykülerden Dalga Katibi’nde Demokrat Parti’nin Vatan Cephesi ve dinsel örgütlenmesini ve Nur öğrencilerini yazdı. Aynı kitaptaki Kapat Çeneni öyküsünde ise 68 olayları ve üniversite işgallerini gündeme taşıdı.
YAZMAYA ŞİİRLE BAŞLADI
Şiir yazmaya öğrencilik yıllarında başlayan Ilgaz, 1936’da Gazi Eğitim Enstitüsünde edebiyat eğitimi de alarak, 6 yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Gümüşova’da ilkokul öğretmenliği yaptı. Ilgaz, daha sonra İstanbul’a tayin olarak Karagümrük Ortaokulu’nda ve Nişantaşı Lisesi’nde Türkçe öğretmeni olarak görev yaptı.
İlk şiiri Sevgilimin Mezarında’yı 15 yaşında kaleme alan Ilgaz’ın eserleri 1940’da Çığır, Oluş, Ulus, Güneş, Yücel, Varlık, Hamle ve Yeni İnsanlık gibi birçok dergide yayınlandı. Felsefe eğitimi de alan Ilgaz, yine 1940’lı yıllarda Hasan Tanrıkut, Sabahattin Kudret Aksal, Salah Birsel’le tanıştı. Ömer Faruk Toprak ile 1942’de Yürüyüş Dergisi’ni çıkaran Ilgaz, bu dergide Orhan Kemal, Sait Faik Abasıyanık, Cahit Irgat, İbrahim Abdülkadir Meriçboyu, Nazım Hikmet gibi şairlerle birlikte çalıştı.
Rıfat Ilgaz’ın ilk şiir kitabı Yarenlik ise 1943’te edebiyatseverlerle buluşurken, 1944’te yazdığı Sınıf adlı şiir kitabından dolayı 6 ay hapis cezası aldı. Serbest bırakıldıktan sonra da öğretmenlik yapmaya devam etmek isteyen Ilgaz, çeşitli nedenlerden dolayı 1946’da öğretmenlikten ayrıldı ve gazetecilik yapmaya başladı.
12 Eylül 1980 darbesinde de gözaltına alınan Ilgaz, Yıldız Karayel adlı eseriyle 1982’de Madaralı Roman ve Orhan Kemal Roman ödüllerini, Ocak Katırı Alagöz ile de 1987’de Ömer Faruk Toprak Şiir ödülünü aldı.
Ömrü boyunca roman, hikâye, anı, tiyatro ve çocuk şiirleri alanında birçok eser veren Rıfat Ilgaz, 7 Temmuz 1993’te İstanbul’da vefat etti, Zincirlikuyu mezarlığına defnedildi.