Haciz mahallinde kolluk koruması talebi
Haciz işlemleri sırasında avukatların şiddet gördüğü hatta öldürüldüğünü söyleyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, kanuni düzenleme yapılarak kolluk kuvvetleri tarafından güvenliğin sağlanmasını istedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, yasama ve yürütme organı yetkililerine yazdığı yazıda, fiili haciz uygulaması sırasında kolluk kuvvetleri tarafından haciz mahallinde güvenliğin sağlanması için yasal düzenleme yapılmasını istedi.
Son olarak İstanbul Barosu’na kayıtlı 27 yaşındaki avukat Ersin Arslan, haciz işlemleri için gittiği evde silahla vurularak öldürüldü. Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu, Adalet Bakanlığı, TBMM Başkanlığı ve Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin grup başkanlıklarına bir yazı gönderdi. Yazısında hayatını kaybeden Avukat Ersin Arslan için “şehit” ifadesini kullanan Feyzioğlu, şöyle konuştu:
“Fiili haciz uygulamalarında avukatlar ve icra memurları sıklıkla şiddete uğramakta, ölüm ve ağır yaralanmalar gibi elim ve vahim olaylar yaşanmaktadır. En son olarak 27 yaşındaki gencecik bir meslektaşımız, Av. Ersin Arslan, yargı görevini icra ederken, haciz mahallinde borçlu tarafından silahla vurularak şehit edilmiştir.”
‘CAN GÜVENLİĞİ DEVLETİN SORUMLULUĞUNDA’
Avukat meslektaşlarının, icra memurlarının ve haciz mahallindeki herkesin can güvenliğinin devletin sorumluluğunda olduğunu kaydeden Feyzioğlu yazısında şunları ifade etti: “Haciz mahallerinde yaygınlaşan ve adeta sıradanlaşan bu şiddet muhakkak önlenmelidir. Meslektaşlarımızın ve ilgili herkesin hayatı korunmalıdır. Özel bazı hallerde fiili hacize kolluk ile birlikte gidilmesine ilişkin uygulama, yaygınlaşan şiddet karşısında yeterliliğini çoktan yitirmiştir. Talebimiz, süratle bir kanuni düzenleme yapılarak her fiili haciz uygulaması sırasında kolluk tarafından güvenliğin haciz mahallinde sağlanması ve böylece avukatlar ile haciz mahallerindeki herkesin can güvenliğinin sağlanmasıdır.”
İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI’NIN TAKİPÇİSİYİM
Öte yandan Feyzioğlu, İnsan Hakları Eylem Planında yer alan hususların hayata geçmesini takip edeceğini söyledi. Feyzioğlu ayrıca genç avukatların önemli ekonomik sıkıntılarının olduğunu belirterek sorunları çözmek için çalıştıklarını belirtti.
Feyzioğlu, Facebook sayfası üzerinden paylaştığı video ile açıklamalarda bulundu. Geçten haftalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planının bir taahhüt olduğunu belirten Feyzioğlu, şu ifadeleri kullandı: “Bu belge, elimize o kitabı alıp ‘Bize bunu taahhüt ettiniz, yerine getirilmesini istiyoruz, takip ediyoruz’ diyeceğimiz bir belge. Benim ve binlerce meslektaşımın bu belge hazırlanırken katkısı var. Sahadan çok ciddi sorun tespitleri ve çözüm önerileri içeren bir plandan söz ediyoruz. Biz sahaya sorduk. Teorisyenler, akademisyenler, bilim insanları çalıştı. İcra dairesinde ne aksıyor, koridorda ne sorun var, duruşmada ne sıkıntı var diye. Somut çözüm önerilerini o kağıtta görüyorum, onu takip etme hakkını elde ediyorum. Eylem Planı içinde çok büyük laflar da var. Büyük laflar beni çok fazla ilgilendirmiyor. Ama zincirin halkalarını birleştiren ufacık bir halka vardır. O küçük küçük işlerin toparlandığı bir plan olması sebebiyle beni memnun etti. Hayata geçmesini de takip edeceğim.”
‘HEP BİRLİKTE ÇÖZECEĞİZ’
Feyzioğlu açıklamasında, genç avukatların önemli ekonomik sorunları olduğunu da bildirdi. “Meslektaşlarımın içinde bulunduğu büyük sıkıntıları çözme yükümlülüğüm var” diyen Feyzioğlu açıklamasını şöyle sürdürdü: “60 bin avukat, 5 yıllık kıdemin altında. Evleri ipotekli, büroları kira, otomobilleri yok, ödenecek borçları var. Onları asgari ücret bile kazanamaz halden kurtarıp yaşayabilir hale getirmekle yükümlüyüm. Bu gençlerin üzerindeki KDV yükünü olabildiğince indirmeye çalışıyoruz. Geçen sene kısmen başardık. Kalanını da bu sene ve önümüzdeki senelerde başarma niyetindeyim. Bunun dışında o kadar çok Hukuk Fakültesi açıldı ki hem eğitim-öğretim kalitesi düştü hem de bir hukukçu enflasyonu oluştu. Hukuk Fakültelerine talebi azaltacak çareler var. Biz bunları getirdik. Dört sene içerisinde sonucu alacağız. Sloganlar atmak kolay. Ama o sloganlar ne açlığı ne de işsizliği çözer. Biz sorunları hep birlikte çözeceğiz.”