Mücahitlerden Halk TV’ye tepki: TMT Kuvayi Milliye’dir

HABER MERKEZİ

Halk TV'de yayınlanan Medya Mahallesi programında gazeteci Ayşenur Arslan, KKTC'de uğradığı saldırıda hayatını kaybeden iş insanı Halil Falyalı'ya ilişkin haberi sunarken tepki çeken değerlendirmelerde bulundu. Arslan, Falyalı'dan bahsederken “Halil Falyalı kendini Türk Mukavemet Teşkilatı'nın üyesi olarak tanıtırdı. Türk Mukavemet Teşkilatı, Ada'da ve yakın hinterlandında suikastlarla bilinen, bir illegal diyelim, bir yarı resmi bir oluşumdu.” ifadelerini kullandı. Arslan'ın bu sözlerine siyasetçilerden akademisyenlere, toplumun her kesiminden yoğun tepki geldi.

TMT: SİZİ LANETLİYORUZ

Arslan'ın sözlerinin ardından sosyal medyada #TMTKuvayiMilliyedir etiketi altında on binlerce mesaj paylaşıldı. Türk Mukavemet Teşkilatı Mücahitler Derneği de bir açıklama yaparak Arslan'ı sözlerinden dolayı kınadı. TMT Mücahitler Derneği'nden yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

“Bak Ayşenur Aslan... Öncelikle bilip öğrenmeniz gerekir ki, Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı, kendini Yüce Türk Milleti'ne adayanların ve bu uğurda her şeyi canından aziz bilerek ölümü ihanete tercih ettiğini teyiden şerefi namusu ve tüm mukaddesatı üzerine yemin edip and içenlerin kurduğu bir yapıdır.

Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı, ya da kısa adıyla TMT, Ada’da ve -sizin deyiminizle- 'yakın hinterlândı'nda, gücünü ait olduğu halktan, kararlılık ve mücadele azmini mensubu olduğu Yüce Türk Ulusu'nun Kuvay-ı Milliye ruhundan alan tek millî örgütlenmedir. Kurtuluş Savaşı öncesinde Yunanları Türkiye’ye saldırtan, Anadolu’da yediği şamardan akıllanmayıp sonraki yıllarda Ortadoğu’da kurdurduğu terörist örgütler üzerinden Türklüğü Anadolu’nun merkezine hapsetme çabalarını halen sürdüren Yunan ve Rum işbirlikçisi emperyal merkezlerin kurdurduğu EOKA, PKK vb. terörist örgütlerden biri değildir. Binaenaleyh, TMT, adı gibi Mukavemet temelinde hareket etmiş, bu nedenledir ki, mücadele sırasında hiçbir sivil şahsa, malına mülküne veya yerleşim yerine herhangi bir saldırıda bulunmamış, aksine, varlığını yok etmeye yönelik saldırı ve katliamlara direnmiştir.

Dolayısıyla, böylesi kutsal bir görevi zaferle taçlandırarak, enklavlara sıkıştırılmış Kıbrıs Türk halkına bir devlet armağan eden TMT’yi 'illegal' ve/veya 'suikastçı' olarak nitelemenizi protesto ediyor, protestodan da öte, bu kutsal dava uğruna toprağa düşen binlerce kahraman şehidimiz, şehitlerimizin eşleri ve çocukları, şehit analarımız, yiğit gazilerimiz ve bu uğurda canını fedakârca ortaya koyup ebediyete göçmüş olan tüm kahraman Mücahitlerimiz adına sizi lânetliyoruz.

Ayrıca, yine biliniz ki, Kıbrıs Türk Halkı ağuya şerbetlidir. Bu nedenle, Kıbrıs Türk Mücadele tarihinin destansı sembolü olan TMT’yi ve onun örgütlediği mücadeleyi kötüleyerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gayrı millî bir efkâr-ı umumiye oluşturmayı, böylelikle, Kıbrıs Türkü’nü özünden ve aidiyetinden koparıp varlığını borçlu olduğu Anavatanından soğutmayı hedefleyen emperyal merkezler TMT tarafından eskiden beri çok iyi bilinmektedir ve hiç şüpheniz olmasın ki, bu merkezlerin, medya gücü üzerinden siz ve sizin gibi gazeteci kisvesi giydirilmiş diğer tetikçiler eliyle Millî sembollerimize karşı düzenlediği algı suikastlarının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde egemen olup Kuvayı Milliye ruhunu rehber edinmiş olan TMT ruhu karşısında başarıya ulaşma şansı yoktur.

Rum/Yunan ağzı ile konuşmanız karşısında yaptıkları açıklamaları ve attıkları yerinde adımları, Kıbrıs Türk Mücadele tarihinin gelmiş geçmiş tüm kahraman neferleri adına büyük memnuniyet ve şükranla gözlemlediğimiz Anavatanımız yetkililerinin hakkınızda başlattığı inceleme sonucunda, müstehakınızı layığı ile bulacağınıza yürekten inanıyor, kendi açımızdan ise, şahsınızı ihanet tarihinin kirli sayfalarına uğurluyoruz.”

İLK SKANDALI DEĞİL

TMT hakkında söyledikleri, gazeteci Ayşenur Arslan'ın ilk imza attığı skandal değildi. Arslan, daha önce de çok sayıda tepki çeken değerlendirmede bulunmuştu. İşte onlardan bazıları...

1 Mayıs 2020: Arslan darbe korosuna katıldı. Halk TV'de İrfan Değirmenci'nin yayınına bağlanan Ayşenur Arslan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15 Temmuz darbe girişimini ve koronavirüsü bir lütuf olarak gördüğünü ileri sürdü. Arslan, “Bir şey yapmak lazım!” diye konuştu.

10 Mayıs 2020: Ayşenur Arslan, “AK Parti'ye karşı silahlı ya da silahsız mücadele etmeliyiz.” dedi. Arslan, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye gibi okur yazarlığı şüpheli milyonların yaşadığı bir ülkede CHP gibi partilerin iktidara gelmesi çok kolay değil. 4,5 milyon gazete okuyucusu var bunun AKP'ye oy verdim diyenlerin sayısı sadece 300 bin. Yani okumuyorlar, haber izlemiyorlar, çok farklı yerlere yönelmişler verilen bir yeşilkart ve verilen bir yardım onları mutlu etmeye yetiyor. Onu kaybetmekten korkuyorlar. Ama CHP'nin iktidara gelememesi her şeye rağmen bizim umudumuzu da yitirmemize yol açmamalı. Çünkü artık CHP de öğrenmeli ki demokrasi dediğimiz şey sadece ve sadece sandıktan geçmiyor. Ben silahlı mücadeleye başlayalım demiyorum... Ama silahlı ya da silahsız mücadele etmek bedelini ödemek ve gericiliğe faşizme her türlü çağ dışı ideolojiye karşı ödevimizi yapmamız lazım.”

17 Haziran 2020: Ayşenur Arslan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadelesini hedef aldı. “Ben bu Pençe, Kartal, Şahin Harekatlarını son 20 senede 8 bin kere falan okumuşumdur. Her seferinde yerle yeksan ediyormuş gibi davranırlar, sonra öyle olmadığı ortaya çıkar.” diyen Arslan, “Ben bunlardan utanıyorum bir gazeteci olarak, her gün bunları televizyonda son dakika görünce. Doğru değil bunlar ya!” ifadelerini kullandı.

13 Mart 2021: Ayşenur Arslan ve Emin Çapa, koronavirüs tedavisi gören Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında ortaya atılan “Amerikan Hastanesi’nde tedavi görüyor.” yalanını gündeme getirdi. Erbaş’ın şehir hastanesi yerine lüks ve özel hastaneyi tercih ettiğini iddia eden Arslan, birkaç dakika sonra “Evet şimdi uyardılar. Amerikan Hastanesi’nde değilmiş, Ankara’da öyle bir hastane yokmuş.” diyerek kendini yalanladı.

26 Şubat 2021: Arslan, özellikle kişilerin mesleklerini vererek polisleri, öğretmenleri ve kamu görevlilerini taciz ve tecavüzcü ilan etti.

19 Mart 2021: Ömer Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesi ve HDP'nin kapatılması davalarını eleştiren Ayşenur Arslan, Selahattin Demirtaş için “Terörden uzaklığıyla bilinen Demirtaş'ın niye cezaevinde olduğunu kimse kimseye izah edemiyor.” ifadelerini kullandı.