27 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Halk yürüyüşünün 100. yılda açtığı ufuk

Vatan Partisi, CKD ve TGB önderliğindeki son yılların en büyük kitlesel yürüyüşü, içine girdiğimiz hesaplaşma sürecine çok önemli sonuçlar ve dersler getirdi. Yüzbinlerce insan karamsarlığı çiğnedi ve yeni bir ufuk açtı

Halk yürüyüşünün 100. yılda açtığı ufuk! 100. yıl yürüyüşünün gösterdiği manzara ve dersler
A+ A-
Özgür Bursalı Vatan Partisi Genel Sekreteri

29 Ekim 2023 günü Ankara’da yaptığımız “100. Yılda Üreten Cumhuriyet Yürüyüşü”, bugüne ve yarına dair çok önemli işaretler verdi.

100. yılda çok sayıda kitle örgütünün katılımıyla Ulus Birinci Meclis önünden Anıtkabir’e yürüdük. Anıtkabir kapısına geldiğimiz zaman, yüzbinlerce vatandaşımızla omuz omuzaydık.

Yürüyüş boyunca karamsarlığı çiğnedik ve Türkiyemizin önüne yeni bir ufuk açtık. Yürüyüşteki görkem, herkesi ve hepimizi şaşırttı. Beklenenin çok ötesinde bir katılım vardı ve Türkiye halkı bugün bildiğimizin çok ilerisinde bir konumdadır. Türk milleti ve gençliği, zorlukların üzerine yürüme kararındadır ve önümüzdeki Üretim Devriminin öncüsünü keşfediyor!

Halk yürüyüşünün 100. yılda açtığı ufuk - Resim : 1

YÜZÜNCÜ YILIN TEK ÖRGÜTLÜ HALK YÜRÜYÜŞÜ

Yürüyüş, Cumhuriyetin 100. Yılındaki biricik halk yürüyüşü olarak tarihe geçti. Birinci Meclis önünde başlayan büyük kitle, yürüyüş kolunda dalga dalga katlanarak çoğaldı.

Cumhuriyetimizin 100. Yılında Devletin resmî törenleri dışında bir başka kitlesel yürüyüş olmadı. Eyleme Vatan Partisi’nin ve kitle örgütlerinin örgütlü özgücü yanında, çok sayıda Ankaralı katıldı. Bütün tahminleri alt üst eden bir insan seli Ulus Meydanı’ndan Anıtkabir’e aktı. Yürüyüş gerçeği, umutlarımızın önüne geçti. 29 Ekim günü yürüyen halk, Türkiye halkının büyük zorlukları büyük çözümle yenme sürecine girdiğini kanıtlıyordu.

Özellikle gençlik, güçlü katılımıyla ve coşkusuyla yürüyüşe damgasını vurdu. Kitlenin önemli bir çoğunluğu üniversiteli ve liseli gençlerdi. TGB’nin gençlik kitlesi içindeki rakipsiz gücü bir kez daha kanıtlandı.

Ayrıca Anıtkabir Komutanlığı’nın verdiği bilgilere göre 29 Ekim 2023 günü bir rekorla, 1 milyon 182 bin kişi Anıtkabir’e girebildi, tahminlere göre bir o kadar vatandaşımız da Anıtkabir dışında kaldı. Anıtkabir tamamen dolduğu için giriş yolu geçici olarak kapatıldı. Ankara’da trafiğe açık ve kapalı bütün yollar kilitlendi. Emniyet görevlilerimiz yürüyüşün olağanüstü kitlesel gücü nedeniyle şaşkınlıklarını ifade ettiler.

KENDİLİĞİNDEN DEĞİL ÖNDERLİĞİ OLAN YÜRÜYÜŞ

En önemlisi, yürüyüş örgütlüydü, önderliği vardı. Kitleleri harekete geçiren, yalnızca 100. yılın hatırı değildi. Türkiye’nin içine girdiği zorlu koşullar bilinçlerdeydi ve toplumu ateşledi. Baştan sonra örgütlü, disiplinli, programlı ve hedefli bir yürüyüş yapıldı. Yaşadığımız sürecin kitlelerin bilincindeki yansımaları umutlarımızın ötesindeydi.

Vatan Partisi başta olmak üzere, Türkiye Gençlik Birliği (TGB), Türkiye Liseliler Birliği (TLB), Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD), Türkiye Sanatçılar Birliği (TSB), Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu (HERFED), iş dünyası adına BİRKONFED, Türkiye Şehit Aileleri ve Gaziler Vakfı, Dünya İşitme Engelliler ve Engelliler Federasyonu, Cumhuriyetçi Hekimler birleşerek yürüyüşü örgütlediler. Kitlelerin içinde günlerce çalışma yapıldı. Türkiye’nin dört bir tarafında propaganda yürütüldü. Ankara’da masalar açıldı, emek verildi, ter döküldü ve bu büyük yürüyüşün çağrısı nakış gibi işlendi.

YIKILAN SİSTEM VE DOĞRULANAN PROGRAM

Yürüyüş, Vatan Partisi’nin Millî Demokratik Devrim Programı’nın gerçeğe dayandığını ve “Aynı Gemideyiz” stratejisini doğruladı.

Türkiye, 2014 yılında Vatan Partisi’nin Silivri duvarlarını yıkmasıyla başlayan dönemde Atlantik’ten kopuş ve Üretim Devrimi sürecine girdi. Zincirleri kırdık. Türk Ordusunu hapisten kurtardık. Muhafazakâr partilerin etkisindeki on milyonlar dahil geniş halk kitleleri, özellikle 15-16 Temmuz 2016’da başlayan halk hareketiyle ve devamında en son Filistin dayanışma hareketiyle ABD denetiminin dışında çıktı. Ekonomik zorluklar ve güvenlik tehditleri başat gündem oldu. Türk Ordusu ve milletimiz, 15-16 Temmuz gecesi ABD Gladyosunu bastırdı, hapislere tıktı. ABD’nin devlet içindeki silahlı örgütlenmesi temizlendi. Atlantik’e bağımlı sistem, hem halk kitlelerin bilincinde, hem de askerî harekatlarda ve devlet örgütünde yıkım sürecine girdi. Bugün Türkiye hapishanelerinde NATO generalleri yatıyor. Şimdi yeni sistemin doğuşunun sancıları yaşanıyor.

Bu koşullarda yapılan yürüyüşte, ABD-İsrail merkezli tehditlere ve iflas eden borçlanma ekonomisine karşı Milli devletin bağımsızlığı ve Üretim Devrimi başa yazıldı. Atatürk ve Türk Devriminin büyük birikimi bu programda merkeze yerleşti. Türkiye’nin bütün üretici sınıfları bu yürüyüşte birleşti. Zonguldak Kozlu’dan baretleriyle yürüyüşe katılan emekçiler de iş dünyasından sanayiciler de, kafa emekçileri de, gençler de, kadınlar da en önde ortak hedeflerle kol kola yürüdü.

FİLİSTİNLE OMUZ OMUZA YÜKSELEN ASYA’NIN YÜRÜYÜŞÜ

Cumhuriyetimiz emperyalizme karşı devrimle kurulmuştu. 100. Yıl Yürüyüşü, emperyalizme karşı insanlığın ön mevzisindeydi. Filistin halkı Filistin Büyük Elçisinin kişiliğinde Türk milletiyle yürüdü.

Savaşanlar ön cephede buluştu. Bu bağlamda, mitingin şeref konuğu Filistin Devleti Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa oldu. Değerli Büyükelçimizin yüreği toplanan büyük kitleyle birlikte çarpıyordu. Emperyalizme karşı ortak mücadele ve zafer vurgusu yaptı.

Önceki günlerde HAMAS liderlerinin Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’le buluşması, Filistin Ankara Büyükelçimizin Üreten Cumhuriyet mitingine katılması, Türkiye’de Filistin davasına yönelik en somut adımları adan ve eyleme geçen güç odağını bir kez daha göstermiş oldu.

DEVLETİN YAPMADIĞI VE YAPAMADIĞI YÜRÜYÜŞ

100. Yılda AK Parti hükümeti, geniş kesimlerin coşkusunu, özlemlerini, taleplerini meydanlara çıkaran bir eylem örgütlemedi. Evet Türk Silahlı Kuvvetlerimizin hava, deniz ve karadaki gurur veren başarıları halkın göğsünü kabarttı. Törenler de her zamanki gibi ışık gösterileriyle yapıldı, ama halk tribünde tutuldu. Törenlerde halksız Cumhuriyet vardı. Cumhuriyetin Cumhuruna verilen yetki ve görev, Cumhuriyetin gösterisini seyretmekti. Kimsesizler yine sahipsiz kalmıştı. Ankara’daki yürüyüş ise, halkı tarih sahnesine çıkarttı. Cumhuriyetin sahibi vardı.

28 Ekim günü Filistin için miting düzenleyen AK Parti hükümeti aynı iradeyi Cumhuriyetin 100. Yılı için göstermedi. Elbette Filistin hepimizin mücadelesi ve bütün Milletimizin ortak duygusu. Ancak yüz yılda bir gelen böyle özel tarihî anlara sırt dönmenin bir anlamı var. AK Parti yönetimi, yönettiği devletin devrimle kurulduğunu bir türlü benimsemedi veya acı olacak ama hazmedemedi.

SAHTE CUMHURİYETÇİ VE GARDIROP ATATÜRKÇÜSÜ ÖRGÜTLER MEYDANLARDAN SİLİNDİ

CHP ve ADD yönetimleri meydanlara çağrı yapmadı, dahası yapamadı. 100. yıl dahi, onların bilinçlerini Atlantik esaretinden kurtaramamıştı. Bir yanlarında PKK-HDP, öbür yanlarında FETÖ ile yürüye yürüye kendilerini emperyalizmin kulvarında buldular. O kulvarda Cumhuriyetin programı, Atatürk’ün emperyalizme karşı mücadele mirası yoktu. O kulvarda yalnız smokin ve mini etek vardı. Ne var ki, artık kitleleri halktan ve devrimden kopuk bir laiklik edebiyatıyla denetim altında tutamıyorlardı. Tabanları Ankara Yürüyüşüne katıldı.

ÖNÜMÜZDEKİ HESAPLAŞMADA ATATÜRKSÜZ BİR ZAFER YOK

Türkiye’nin en büyük gerçeği meydanda bir kez daha kendisini gösterdi: Atatürk ve Cumhuriyet’i kazanan, Türkiye’yi kazanır. Özellikle içine girdiğimiz hesaplaşma döneminde herkes bu gerçeği öğrenmek durumunda kalacaktır. Bu gerçeğin ışığında, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve hepimiz, başta Cumhurbaşkanlığı, AK Parti yönetimi, TÜRK-İŞ olmak üzere Türkiye’nin büyük güçlerinin 100. Yıl Yürüyüşüne katılmaları için çalıştık. Bu yürüyüşe omuz vermek, Türkiye’deki dengeleri değiştirir ve Atatürk’ü Türkiye düşmanı kampın makyaj malzemesi olmaktan çıkarırdı. Millî güçlerin Atatürk mirasından kuvvet alarak omuz omuza vermesi, Türkiye Yüzyılına yürümede güçlü bir başlangıç olurdu.

Yürüyüşe katılmakta tereddüt edenler ya da uzaktan destekleyenler, sahadaki gerçeği ve büyük enerjiyi kaçırdılar. Bu yürüyüşe omuz vermekle, kenardan izlemek arasındaki fark, Türkiye’nin içine girdiği hesaplaşma sürecinde daha berrak anlaşılacaktır. Atatürk’ün büyük tarihi mirasından kuvvet alanlar, Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olur, kenardan izleyenler süreci ıskalar ve dizlerini döverler. Süreç devam ediyor, hataları düzeltme olanağı Atatürk’ün gücünü idrak etmekle mümkündür.

100 YIL SONRA YENİDEN: ÖNDERLİK, TARİHSEL BİRİKİM VE MEHMETÇİĞİN SÜNGÜSÜ

Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in ifade ettiği gibi, Cumhuriyet Devrimini Mustafa Kemal Paşa’nın önderliği, Türk milletinin ve devletinin tarihten gelen büyük birikimi ve Mehmetçiğin süngüsüyle başardık.

Bugün de 100 yıl sonra, büyük hesaplaşma ve köklü karar sürecine girdiğimiz koşullarda üç etken 29 Ekim 2023 günü göre bir rekorla, 1 milyon 182 bin kişi tarih sahnesine çıkıyor:

Birincisi Vatan Partisi’nin önderliğidir. Silivri Duvarını yıkmamızla açılan dönemde, 15-16 Temmuz’dan geçerek Ankara yürüyüşüne uzanan süreçte şu hakikati yaşadık: Her zorluğun aşılmasına Vatan Partisi vardır. Partinin kurmay birikimi yedi ateşten geçmiştir ve zorlukları aşacak cesaret ve yetenektedir.

İkincisi, Üretim Devriminin halk dinamiği, tarihten gelen mirasa dayanarak yükselmektedir ve öncüsüyle buluşmaktadır. Üretimde zorlanan, geçim sıkıntısı çeken, iş bulamayan, çarkını çeviremeyen, toprağını ekemeyen milyonlarca üretici ve emekçi, soluk alacağı yeni sistemin haberini meydanlara taşıyor. Sistem içi seçenekleri hızla tüketen, mevcut güçlerden umudunu kesen Türk halkı, sistemin dışına çıkıyor ve öncüsünü arıyor.

Üçüncüsü, Mehmetçik, Polis, Köy Korucusu ön cephede, iç cephede milli-devrimci politikayla, dış cephede komşularıyla ortak tehdide karşı birleşen doğru stratejiyle ABD güdümlü terörün ve dış tehditlerin üstesinden gelecek güce fazlasıyla sahiptir. Yeter ki bu iradenin hükümeti, Üreticilerin Milli Hükümeti yetki sahibi olsun.

İşte 100 yıl sonra bu dinamikler, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek koşullara ilerliyor. Büyük yürüyüşümüzde önümüzdeki Üretim Devriminin halk dinamiği bütün tahminlerin ötesinde güçlü olduğunu göstermiştir. Yürüyen milyonlar, özlemlerine yanıt verecek Üreticilerin Milli Hükümetini arıyor. Tarihin vadettiği kuvvet kadar büyük bir kuvvet yoktur. O kuvvetin programı ve öncüsü ise Vatan Partisi’dir.

Cumhuriyet 29 Ekim Vatan Partisi Özgür Bursalı Cumhuriyet Kadınları Derneği TGB Ankara Anıtkabir Atatürk ckd