22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

HAMAS'tan BM raporuna tepki!

Filistin direniş hareketi HAMAS, Birleşmiş Milletler Raportörünün yazdığı 7 Ekim olaylarına dair yazdığı raporu kabul etmediğini açıkladı. Hareket, raporun siyonist İsrail'in kendisini temize çıkartmak için yazdırıldığını öne sürdü.

HAMAS'tan BM raporuna tepki! HAMAS Birleşmiş Milletler Raportörünün yazdığı rapora tepki gösteri

HAMAS, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Çatışma Bölgelerinde Cinsel Şiddet Özel Temsilcisi Pramila Patten'in, 7 Ekim olaylarındaki iddialara yönelik raporuna tepki gösterdi.

'RAPORU REDDİYORUZ'

Hareket, BM'nin Cinsel Şiddet Özel Temsilcisi Patten'in, İsrail hükümetinin daveti üzerine, cinsel şiddet iddialarını araştırmak için bölgeye gittiği ancak birebir cinsel şiddete uğrayan kimseyle görüşemeden ve şahit ifadelerine dayanarak yayımladığı raporla ilgili açıklama yaptı.

"BM Temsilcisi Patten'in, 7 Ekim olayları sırasında Filistin direniş savaşçılarının tecavüz ve cinsel şiddette bulunduğu iddialarının yer aldığı raporu reddediyor ve şiddetle kınıyoruz." ifadesine yer verilen açıklamada, raporun, "Siyonistlerin, temelsiz olduğu teyit edilen bu asılsız suçlamayı kanıtlamaya yönelik başarısız girişimleri sonucu" ortaya çıktığı belirtildi.

Açıklamada, siyonistlerin, Filistin direnişini karalamak, BM'nin Filistinli kadın ve kızların maruz kaldığı korkunç insan hakları ihlallerine ilişkin kesin kanıtların varlığı hakkındaki raporunu örtbas etmek istediği kaydedildi.

Temsilcinin raporunun, vakaların mağdurları olduğu iddia edilen kişilerin ifadelerine değil, İsrail kurumlarına, askerlere ve İsrail yönetimi tarafından seçilen şahitlere dayandırıldığı aktarılan açıklamada, "Patten'in iddiaları, İsrailli esir kadınların serbest bırakılmadan önce Gazze'de kaldıkları süre boyunca direnişçilerden gördükleri iyi muameleyi anlattıkları ifadelerle açık bir şekilde çelişmektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.

'DİĞER RAPORLAR KASITLI OLARAK GÖRMEZDEN GELİNDİ'

"Bu asılsız suçlamanın, Gazze Şeridi'nde işlenen ve çoğu kadın, çocuk ve sivil olmak üzere yaklaşık 40 bin Filistinlinin ölümüne neden olan siyonist suçların çirkinliğini ve dehşetini silmede başarılı olamayacağı" belirtilen açıklamada, İsrail, "Gazze'de işledikleri suçların bir kısmını belgeleyen Uluslararası Adalet Divanının kararlarını ve diğer uluslararası raporları kasıtlı olarak görmezden gelmekle" suçlandı.

OLAYLARA BİREBİR YAŞAYAN KİMSEYLE GÖRÜŞMEDEN RAPOR YAZDI

BM Genel Sekreteri'nin Çatışma Bölgelerinde Cinsel Şiddet Özel Temsilcisi Pramila Patten, düzenlediği basın toplantısında, İsrail hükümetinin daveti üzerine 7 Ekim saldırıları sırasında cinsel şiddet iddialarını araştırmak için bölgeye gittiği ancak birebir cinsel şiddete uğrayan kimseyle görüşemeden ve şahit ifadelerine dayanarak yayımladığı raporla ilgili bilgi vermişti.

"Toplanılan bilgiler uyarınca 7 Ekim saldırıları esnasında Nova Müzik Festivali, 232 No'lu Yol ve Reim Beeri'de tecavüz ve toplu tecavüz gibi çatışmaya dayalı cinsel şiddetin gerçekleştiğine inanmak için haklı gerekçeler bulunuyor." iddiasında bulunan Patten, yaptıkları çalışmanın bir soruşturma olmadığını, bu nedenle cinsel şiddetin kim tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin bir bulgu ya da nitelendirmeleri de olmadığını belirtmişti.

Patten, aynı zamanda esirlere yönelik cinsel şiddetin gerçekleştiğine ve halihazırda tutulan esirlere yönelik söz konusu uygulamaların devam ettiğine inanmak için de "haklı gerekçeler" bulunduğunu savunmuştu.

Tecavüz vakalarında genellikle görünür delil bulunmadığına işaret eden Patten, bu nedenle araştırmalarının daha ziyade görgü tanıklarının ifadeleri ve dolaylı kanıtlara dayandığını aktarmıştı.

Kaynak: AA
Birleşmiş Milletler İsrail HAMAS Filistin Gazze