Hani kömür çağı bitmişti?
Rusya’ya yönelik ekonomik ambargolar Avrupa’yı tekrar kömüre yöneltti. Endişe içindeki Avrupa Birliği üyesi ülkeler doğal gazdan tasarruf edebilmek için elektrik üretimini kömüre çevirme kararı aldı.
AB, ağustostan sonra Rusya’dan kömür ithalatı yapmayacak Bu nedenle AB, Kuzey Avrupa’daki limanlara 6,5 milyon ton kömür stoku yaptı. Almanya, Polonya, Avusturya ve Hollanda’dan peş peşe ‘kömüre dönmek zorundayız’ açıklamaları yapıldı
Avrupa’yı, ‘Rusya gaz akışını tamamen keserse’ endişesi sardı. Enerjide Rusya’ya bağlı olan Avrupa ülkeleri doğal gaz tasarrufu için kömürden enerji üretimine hızlı dönüş yapma çabasına girdi. Oysa fosil yakıtları terk edeceklerini, nükleer enerjiyi de azaltacaklarını açıklamışlardı. Ancak ABD’nin NATO’yu doğuya genişletme girişimi Rusya duvarına çarpması Avrupa’nın ekonomik buhranı oldu. 2020 yılında Avrupa Birliği (AB) ülkeleri doğal gaz ithalatının yüzde 38,1’ini Rusya’dan gerçekleştirdi. 2021 Aralık ayı Alman makamlarının verilerine göre Almanya doğal gazın yüzde 32’sini Rusya’dan ithal etti. Dahası Avrupa Birliği’nin doğalgaz akışının yaklaşık üçte biri Ukrayna üzerinden sevk ediliyor. AB üyesi ülkeler doğal gazda olduğu gibi kömürde de Rusya’ya bağımlı. AB, 2020 yılında taş kömürü ithalatının yüzde 55,6'sını Rusya'dan karşıladı.
ALMANYA GAZ TASARRUFU İÇİN ELEKTRİĞİ KÖMÜRDEN ÜRETECEK
Hem Rusya’nın gaz akışını tamamen kesmesi korkusu hem de AB’nin Rus kömürüne ambargosunu ağustos ayında hayata geçirecek olması hükümetleri alternatif arayışına itti. Almanya hükümeti, ülkede gelecek kış kullanılacak doğal gazı depolayabilmek için formüller arıyor. Ülkedeki tüm kömür santrallerini 2030'a kadar kapatmayı planlayan Almanya’nın Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, kışın sorun yaşamamak için gaz tüketiminin azaltılması gerektiğini söyledi. Alman Bakan, doğal gaz tasarrufu için elektrik üretiminde kömür santralarını daha fazla kullanılması gerekeceğini açıkladı. Yüksek fiyata rağmen gaz tedarikinin garanti altında ancak durumun ciddi olduğunu belirten Habeck, “Bu nedenle gaz tüketimini azaltmak için tedbirleri güçlendirmeye ve ek tedbirler almaya devam ediyoruz. Bu, gaz tüketiminin daha da azalması ve depolama tesislerine daha fazla gaz aktarılması gerektiği anlamına geliyor. Aksi halde kış zorlu geçecek” dedi.
Almanya'daki doğal gaz depolama tesislerinde doluluk oranı şu anda yüzde 57 seviyesinde. Alman hükümeti Kasım 2022’ye kadar bu oranı yüzde 90'a ulaştırmayı hedefliyor. Almanya’da sanayi çarklarının dönmesi ve konutları ısıtmak için Rus petrol, doğal gaz ve kömürüne diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla bağımlı. Almanya doğal gaz ihtiyacının yüzde 55’ini, petrol ihtiyacının yüzde 35’ini ve kömür ihtiyacının yüzde 50’sini Rusya’dan sağlıyor.
Almanya Ekonomi Bakanlığının açıklamasına göre, hükümet elektrik üretimi içi kömür kullanımını artırmanın yanında hane halkı tüketimine sınır getirmeyi ve sanayide daha az doğal gaz kullanılmasını teşvik edecek bir mekanizmayı da hayata geçirmeyi planlıyor.
RUSYA GAZ AKIŞINI DÜŞÜRDÜ
Rusya, Avrupa’ya ihraç ettiği gazı azalttı. Gazprom, Kuzey Akım üzerinden Avrupa'ya gaz sevkiyatını düşürmeye devam ediyor. 14 Haziran’da Kuzey Akım’dan gaz sevkiyatının 167 milyon metreküpten 100 milyon metreküpe düşürüldüğü açıklandı. Gazprom, 15 Haziran’da da gaz sevkiyatının yüzde 33 daha düşürüleceği duyuruldu. 16 Haziran itibarıyla günlük akışı 67 milyon metreküpe kadar sağlanabileceğini bildirdi. Rusya kanadı, akışın azalmasının nedeninin boru hattındaki bakım çalışması ve Almanya’ya gönderilen teknik ekipmanların dönmemesinden kaynaklandığını kaydetti. Gazprom daha önce de Rus gazsını Avrupa’ya Yamal-Avrupa üzerinden sevkiyatın durdurulduğu, Ukrayna üzerinden sevkiyatın da yaklaşık yarı yarıya düştüğü belirtilmişti.
POLONYA’DA HANELERE UCUZ KÖMÜR VERİLECEK
Polonya’da kömüre dönüş yaptı. Hükümetin konutlara düşük fiyat garantili kömür sunma teklifi, parlamentonun alt kanadı tarafından onaylandı. Konutların kullandığı kömürün ton başına 996,60 zloti (210 avro) olması teklifine 298 milletvekili kabul oyu verirken 15 milletvekili de ret oyu kullandı. 136 milletvekili ise çekimser kaldı.
Polonya İklim ve Çevre Bakanı Anna Moskwa'ya göre sistem, ısınma için kömür kullanan haneleri, konut kooperatiflerini ve dernekleri kapsayacak. Teklif kapsamında her hanenin garantili fiyattan 3 tona kadar kömür satın almasına izin verilecek. Başbakan Mateusz Morawiecki'nin ofisine göre, hükümet program için 3 milyar zloti (635 milyon avro) tahsis etti. Polonya basınına konuşan hükümet yetkilileri, söz konusu teklifin vatandaşları Rusya-Ukrayna savaşının ardından yükselen kömür fiyatlarının etkilerinden korumak için tasarlandığını söyledi.
AVUSTURYA DA ELEKTRİĞİ KÖMÜRDEN ÜRETECEK
Almanya gibi Avusturya’da Rus gazının tamamen kesilmesi olasılığını nedeniyle ülkedeki elektrik üretimi ağırlığını mecburen doğal gazdan kömüre çevirecek. Avusturya Çevre ve Enerji Bakanı Leonore Gewessler, doğalgaz tüketiminin mümkün olduğunca azaltılası gerektiğini söyledi. Diğer AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında Avusturya’nın daha zor bir durumda olduğuna değinen Gewessler, Rus gazından kurtulmanın 2027’de mümkün olabileceğine düşünüyor. Styria'daki Mellach Elektrik Santralinin, acil bir durumda doğal gaz yerine kömürden elektrik ve ısı üretilebilmesi için çalışma başlatıldı. Gewessler, "Bir iklim politikacısı olarak bu beni mutlu eden bir şey değil” dedi. Santralin teknolojik dönüşümü birkaç aylık süreceği belirtildi.
AB KÖMÜR İTHALATININ YÜZDE 55,6’SINI RUSYA’DAN KARŞILIYOR
Avrupa Birliği’nin Rusya'ya kömür ithalatı ambargosu ağustosta hayata geçecek. AB ülkeleri ABD, Avustralya, Kolombiya ve Güney Afrika gibi diğer ana tedarikçilere yönelecek. Ancak, AB'nin ithalatının büyük çoğunluğu bu Rusya’dan karşılanıyor. Eurostat verilerine göre, 2020'de AB'nin taş kömürü ithalatının yüzde 55,6'sı Rusya'dan geldi. Rusya'yı yüzde 17,2 ile ABD ve yüzde 15,3 ile Avustralya takip etti. Kolombiya, Güney Afrika, Endonezya ve Kanada diğer önemli tedarikçiler arasında yer aldı.
‘KÖMÜRDE RUSYA’YA BAĞLILIK 70 SEVİYESİNDE’
Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Bruegel verilerine göre ise elektrik ve ısınmada kullanılan termal kömürde AB'nin Rusya'dan yaptığı ithalat yüzde 70 seviyesinde bulunuyor. Demir ve çelik üretiminde kullanılan metalürjik kömürde de AB'nin Rusya'dan yaptığı ithalat yüzde 20 ila 30 seviyelerinde seyrediyor. Özellikle Almanya ve Polonya'nın Rus termal kömürüne bağımlılıklarının yüksek olduğu biliniyor.
KÖMÜR STOĞU SON 2,5 YILIN ZİRVESİNDE
Kış aylarında yaşanabilecek muhtemel bir enerji krizine karşı AB, kömür stokluyor. Kuzeybatı Avrupa limanlarındaki kömür stoku son 2,5 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Ağustos öncesi hem Rus ihracat gemilerinden hem de diğer kaynaklardan Amsterdam, Rotterdam ve Antwerp'teki 4 terminaldeki toplam stok kömür miktarı 6,5 milyon tona ulaştı.
Montel tarafından VesselsValue gemi izleme verilerinden derlenen bilgilere göre, bu ay Güney Afrika'nın Richards Bay ihracat terminalinden yedi gemi Hollanda, İspanya ve Polonya'ya sevkiyat yaptı. Geçen yılın aynı döneminde Fransa'ya sadece bir gemiden sevkiyat yapılmıştı.
HOLLANDA, KÖMÜR SANTRALLERİNDEN ÜRETİM SINIRINI KALDIRDI
Hollanda da "Karbondioksit Salınımını" sınırlamak için kömürle çalışan santrallerinde üretimi yüzde 35 kapasiteyle sınırlamıştı.
Hükümet, çevre örgütlerinin itirazlarına rağmen enerji krizi ile mücadelede elektrik üretimini arttırmak için kömürle çalışan santrallerde yüzde 35 kapasiteyle üretim sınırını kaldırdı.
Hollanda'nın kömür yakıtlı enerji üretimi üzerindeki sınırı kaldırmasının, yılda 2 milyar metreküp gaz tasarrufu sağlaması bekleniyor.
“KÖMÜRE VEDA” SÖZLERİ YALAN OLDU
Birleşmiş Milletler Tarafından düzenlenen Dünya İklim Zirvesi (OP26) 31 Ekim-12 Kasım 2021 tarihleri arasında İskoçya'nın Glasgow kentinde düzenlenmiş ve zirvede kömür kullanımına son verilmesi için ittifak oluşturulmuştu. İngiltere'nin Ticaret ve İşletmelerden Sorumlu Bakanı Kwasi Kwarteng, ittifakı ve varılan uzlaşıyı bir "dönüm noktası” olarak nitelendirmiş, "Kömürün sonu göründü” açıklamasını yapmıştı.
COP26 Başkanı Alok Sharma da 77 ülkenin kömüre aşamalı olarak veda etme sözü verdiğini söylemişti. "Kanımca kömüre vedanın artık ufukta göründüğünü söyleyebiliriz” ifadelerini kullanan Sharma, ülkelerin yeni kömür santrali inşa etmeme taahhüdünde de bulunduklarını duyurmuştu.
Avrupa’da kömürlü termik santralları ne zaman kapatacağına dair resmi bir tarih belirlemeyen sadece dört ülke vardı; Bosna Hersek, Polonya, Sırbistan ve Türkiye.
Rusya’nın vanayı kısmasıyla birlikte, Avusturya, Hollanda ve Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri kömür santrallerini yeniden kullanıma açacağını duyuran açıklamalar yapıyor.
PROF. YAŞAR: KÖMÜR SAVAŞLARI 2 YIL ÖNCE BAŞLADI
‘KARBON SALMAYIN DİYENLER KÖMÜRE MUHTAÇ OLDU’
Dünya tarihinin en büyük enerji krizlerinden biri yaşanıyor. Gelişmiş ekonomiler ABD’nin Rusya baskısı altında büyük bir buhran yaşıyor. Türkiye, Çin, Rusya ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelere karbon emisyonu azaltma baskısı yapan gelişmiş ekonomiler enerji krizi karşısında fosil yakıtlar ve kömüre sarıldı.
AYDINLIK AVRUPA
Gelişmiş ekonomiler enerji açığını fosil yakıtlar ve kömürden karşılayacak. “Kömür çağı kapandı” propagandası yapan Avrupa’daki ülkelerin hükümetleri kurtarıcı olarak kömüre yöneldi. Rusya’ya yaptırımlar nedeniyle doğal gaz akışı azaldı. Önümüzdeki kız üretimde ve ısınmada kriz yaşamak istemeyen Almanya gibi gelişmiş ekonomiler, kömürden elektrik üretimine yöneldi. Kapatılacak denilen nükleer santraller de tam kapasite çalışıyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar ile dünyanın fosil yakıtlar ve kömüre yönelmesindeki nedenleri konuştuk. Karbon salınımı konusunda dünyayı neler bekliyor? Karbon vergisinin amacı ne? Türkiye enerjide hangi hamleleri yapmalı? Aydınlık Avrupa’nın sorularına yanıt veren Prof. Yaşar, enerji krizin Ukrayna savaşından önce başladığını belirtti ve dünyanın mecburen kömüre dönüşün yaptığını söyledi.
2020 ve 2021 yıllarında yaşanan kuraklık nedeniyle barajlardaki doluluk oranlarının düştüğünü hatırlatan Prof. Dr. Yaşar, hidroelektrik santrallerden (HES) karşılanan enerjinin kuraklık nedeniyle azaldığını belirtti. Dünyada kuraklık kaynaklı HES’lerde yaklaşık yüzde 15’lik düşüş olduğunu belirten Yaşar, ülkelerin fosil yakıta hücum ettiğini söyledi. Türkiye’de ise enerji ihtiyacının yüzde 26’sını karşılayan HES’in üretiminin yüzde 10’lara kadar düştüğünü söyledi.
“G20 ÜLKELERİ 300 MİLYAR DOLAR FOSİL YAKIT YATIRIMI YAPTI”
İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar şu bilgileri verdi: “Son iki yıla bakıldığında G20 ülkeleri 658 milyar dolarlık enerji yatırımlarının yaklaşık 300 milyar dolarını fosil yakıtlara yaptı. Bu planlama bugün yapılmadı. Almanya gibi gelişmiş ülkeler Ukrayna krizinden önce fosil yakıt yatırımlarını arttırdı. G20 ülkeleri 249 milyar doları kömüre 57 milyar doları ise diğer fosil yakıtlara ayırdı. Bu durum G20 ülkelerinin enerji ihtiyaçlarının yarısının fosil yakıtlardan karşılayacaklarını gösteriyor.”
ABD, Almanya, Fransa’nın başını çektiği gelişmiş ekonomilerin gelişmekte olan Türkiye, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti gibi olan ülkelere “fosil yakıt kullanmayın” baskısı yapmasına rağmen gelişmiş ülkelerin fosil yakıt kullanımını arttırdıklarının altını çizen Yaşar, 2020’de dünyada karbon salınımının yüzde 6 arttığını belirtti.
‘TERMİK SANTRALLERE MECBURLAR’
Gelişmiş ülkeleri eleştiren Doğan Yaşar şöyle konuştu: “Gelişmekte olan ülkeler fosil yakıta dayalı enerji ve nükleer gibi enerji kaynakları kullanılmasın diyor ancak kendileri fosil yakıt yatırımlarını artırdı. Almanya 2020’de Belçika ise 2025’e kadar nükleer enerji santrallerini kapatacaklarını açıklamıştı. Önce Almanya bu yılı 2025’e ardından da Belçika süreyi 2035’e uzattı. Gelişmiş ülkeler ne olursa olsun nükleer enerji santrallerini kapatmıyor. Şu anda dünyada yüzde 10 nükleer enerji kullanılıyor. 2040’larda bu yüzde 15’lere çıkacak. Bu yüzyılın sonuna kadar büyük ölçüde yeşil enerjiye geçilecek fakat enerjinin tamamıyla doğaya bırakılmayacak. Bunun en iyi örneğini 2020’de Teksas’ta gördük. Teksas’ta rüzgâr santralleri dondu. Güneş panelleri sıfırlandı. Mecburen termik santrallere geçtiler.”
‘DÜNYADA KÖMÜR SAVAŞLARI VAR’
Dünyada kömüre artan talepten dolayı bir kömür savaşının olduğunu belirten Yaşar, “Son düzenlenen İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) Avustralya’ya ‘kömür satma’ denildi. Neden satmasın? Böyle bir opsiyon mu var? 2021’de tonu 50-60 dolar bandında olan kömür bugün 300 dolara çıktı, çünkü kuraklık devam ediyor. Ege ve Akdeniz’de de kuraklık var” dedi. Türkiye’nin kurulu enerjisinin yüzde 54’ünün yeşil enerji olduğunu belirten Yaşar, “Evet bu güzel bir şey fakat burada önemli olan bundan ne kadar enerji elde edebildiğimizdir. Örneğin 100 megawatlık bir nükleer santral yapıldığında 95 megawat enerji alıyorsun yani yüzde 95’lik enerji alıyorsun. Termik santralde ise bu oran yüzde 80-85 civarı Hidroelektrik, yani yenilenebilir enerjide ise enerji ihtiyacının sağlanmasında sorunlar var. Yağmur yağmaz ise barajlar kurur ve HES’i kullanamazsınız. Teksas’taki gibi bir soğuk vurduğunda rüzgâr gülleri duruyor, güneş enerjisi gibi imkanından faydalanamıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’NİN 15 NÜKLEER SANTRALİ OLMALI’
Prof. Yaşar, şu anki şartlarda enerji ihtiyacının karşılanması için Türkiye’nin ya termik ya da nükleer enerjiye ihtiyacının olduğunu söyledi. Termik ve nükleer enerjinin model alınması gerektiğini belirten Yaşar, “Şu ana kadar Türkiye’nin 14-15’e kadar nükleer santralinin olması gerekiyordu”dedi. Nükleer için ‘tehlikelidir’ yaklaşımını da ele alan Yaşar, “Nükleer için tehlikeli diyorlar ama Türkiye’nin komşularının nükleer santralleri var. Birleşik Arap Emirlikleri nükleer santral açtı, petrolün üstünde oturmasına rağmen. Çünkü enerjisini nükleerden karşılayacak dışarıya da petrol satacak. Bu yüzden ben gelişmiş ülkelerin ne dediğine bakmak ne yaptıklarına bakarım” ifadelerini kullandı.
‘PARİS İKLİM ANLAŞMASININ HEDEFİ KARBON VERGİSİ ALMAK’
Gelişmiş ülkelerin söz verdikleri gibi 2030’lara kadar karbon emisyonunu 1990’lardaki emisyon kullanımının yarısına bile indiremeyeceğini vurgulayan Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Emisyon oranının düşürülmesi mümkün değil, fosil yakıt yatırımı da bunu kanıtlıyor. Almanya başta olmak üzere gelişmiş ülkeler emisyonu arttıracak” dedi.
Kyoto ve Paris Anlaşmaları ile ilgili de değerlendirme yapan Yaşar, “Kyoto ve Paris anlaşmaları arasında fark var. Kyoto’da bir teknoloji satışı var. Yani buzdolabından, çamaşır makinesine, birçok aletin kullanımında en az enerji tüketiminin olduğu teknolojileri almak zorundasın. Fakat Paris anlaşmasında emisyona göre vergi vermek var. Yani ne kadar emisyon salınımı yaparsan o kadar fazla vergi ödüyorsun. Örneğin bir arabayı üretirken fazla karbon salınımı yapıyorsan gümrüklerde daha fazla vergi ödüyorsun” açıklamasını yaptı.
‘ABD KURNAZLIK YAPIYOR ANCAK BAŞARILI DEĞİL’
Rusya tarafından Ukrayna’ya başlatılan operasyondan sonra enerji fiyatlarından büyük bir artış görüldü. Brent petrol, doğal gaz ve elektrik fiyatlarının yükselmesi Avrupa’da ve dünyada ciddi bir enflasyona neden oldu. ABD’nin bu konuda kurnazca hareket ettiğini söyleyen Yaşar, “ABD, Avrupa’yı kendisine bağımlı yapmaya çalışıyor. Bunu da kaya gazı satışı ile yapıyor. Burada ABD’nin Rusya’yı zayıflattığı düşünülse de gerçek böyle değil, çünkü Rusya’nın halihazırda enerji satışına devam ediyor” dedi.
‘AMAÇ GELİŞMEYTE OLAN ÜLKELERİN ÖNÜNÜ KESME’
Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere karşı yaptığı “emisyonu azalt” baskısı esasında bir eşitsizliğe dayanıyor. Almanya’nın sürekli olarak Türkiye’ye emisyonu azaltması konusunda baskı yaptığını aktaran Yaşar şöyle konuştu: “Almanya, Türkiye’den 1,5 kat daha fazla emisyon salınımı yapıyor. Hangi hakla bize emisyonunu azalt baskısı yapabiliyor? Emisyon baskısı aslında enerji savaşlarının bir parçası, ticari bir olay. Karbonun sıfırlanması sözü verilmesine rağmen tersine dünyada karbon emisyonu salınımı yüzde 6 oranında arttı.”
Karbon salınımıyla ilgili alınması planlanan emisyon vergisindeki hedefin Çin, Hindistan ve Türkiye gibi Asya ülkelerinin gelişimini engellemek olduğunu belirten Yaşar, ABD’nin Çin’in önüne geçemediği için böyle yöntemlere başvurduğunu söyledi. Güçlü bir enerjinin özellikle tarım için elzem olduğunu belirten Yaşar, enerji olmazsa tarım olmayacağını belirtti.
‘TÜRKİYE DE KÖMÜRÜ KULLANMAK ZORUNDA’
Dünyada enerji sorunu yaşanırken Türkiye ne yapmalı? Prof. Dr. Doğan Yaşar bu soruya da şöyle yanıt verdi: “Öncelikle iyi bir planlama yapılması gerekiyor. Eğer bizim nükleer enerjimiz yoksa kömürü kullanmak zorundayız. Evet yenilenebilir enerjide iyi bir orana ulaştık fakat kuraklıktan dolayı enerji üretimi düştü ve biz enerji üretimimizin yaklaşık yüzde 70’ini termik santrallerden ve doğal gazdan elde ettik. Çevreciler isyan ediyor fakat enerji bir ülkenin gıdasıdır. Kömür, doğal gaz kullanmak zorundaysak kullanacağız. Eğer 14-15 tane nükleer santralimiz olsaydı hiçbir sorunumuz olmayacaktı.”