Hareketsizlik toplardamar tıkanıklığına neden olabilir
Derin ven trombozu, vücutta derin yerleşimli toplardamarların pıhtılaşarak tıkanmasıdır. ‘Ven=toplardamar; tromboz=pıhtılaşma’ anlamına gelir. Atardamar tıkanıklığı değildir.
En sık bacak toplardamarlarında görülür, pıhtı ile tıkanma olduğunda en önemli bulgu ayak şişliği ve ağrıdır. Damar pıhtılaşması tanısı konduğu anda kan sulandırıcı ilaç başlanması gerekir. Bu tedavi en az 3-6 ay devam eder. Kan sulandırıcı ilaçlar kanı sulandırarak yeni pıhtı oluşumunu engeller ve pıhtının akciğere atma ihtimalini en aza indirir. Pıhtı az sayıda damarda varsa bu tedavi yeterli olabilir ancak bacaktaki çoğu damar pıhtı ile kapanırsa bacak şişliği bu ilaçlarla düzelmeyebilir ve şişlik hayat boyu sürebilir. Pıhtıyı tamamen temizleyen tedavi yöntemleri vardır. Bunlar sadece anjiyo işlemi ile yapılabilir. Her hastada anjiyo ile pıhtı temizleme tedavisi gerekmeyebilir. Pıhtı kasık bölgesindeki damarlara ulaşmışsa ve hastanın bacak şişliği belirginse anjiyo tedavisi önerilir. Anjiyo ile pıhtı temizleme tedavisi özellikle pıhtı yeni oluşmuşsa (ilk 15 gün) çok etkilidir. 15 günden 30 güne kadar da kısmen etkilidir. Vücutta toplardamarlar iki bölgede bulunur. Derin venler ya da yüzeysel venler. Derin venler dıştan görünmeyen kaslar arasında ve atardamarlarla birliktedir. Çok daha önemli oldukları için derinde korunmaktadır.
TEK YÖNLÜ AKIŞ
Toplardamarlar besini ve oksijeni kullanılmış kirli kanı kalbe taşıyan damarlardır. Bu damarlarda akım tek yönlü olup hep kalbe doğrudur. Bacaklarda daha fazla olmak üzere tüm derin venlerde çok sayıda kapak ya da kapakçık vardır. Bacaklarda her 5-10 cm de bir kapak vardır. Kapakların amacı kanı tek yönlü olarak kalbe taşımaktır, yani bu damarlarda geriye doğru akım olmaz, akış hep kalbe doğrudur. Geriye yani ters yöne akım olursa buna venöz yetmezlik, venöz kaçak denir. Derin venler pıhtı ile tıkanırsa (derin ven trombozu) o bölgedeki kanın kalbe taşınması zorlaşır, kan o bölgede birikerek o bölgenin şişmesine yol açar. Kol ya da bacakta durum böyledir. Yani iki durumda toplardamar akımı zor ve sorunlu hale gelir ve hastalarda yakınma oluşturur: Venöz yetmezlik ya da kapak yetersizliği, Derin ven trombozu yani bu damarların pıhtılaşarak tıkanması.
EN SIK BACAK DAMARLARINDA
Derin ven trombozu en sık bacak damarlarında olur. Genellikle tek bacakta olur, yüzde 5 ihtimalle her iki bacakta olur. Özellikle genç bayanlarda solda daha sık olur. Bacak damarlarında derin ven trombozu aniden başlar. Buna “akut derin ven trombozu” adı verilir. Bacak yavaş yavaş ya da birden şişer; bazen ağrılı bazen ağrısız bir şişliktir. Yere basmak ağrılıdır ve zorlaşır.
Bacaktaki toplardamar pıhtılaşması genellikle baldır kaslarındaki toplardamarlarda başlar ve yukarı doğru ilerler. Yukarıya yani karına doğru ne kadar ilerlerse, hastalık o kadar şiddetlenir. Pıhtının kasık toplardamarına uzanması kötü bir bulgudur, bu hastalarda hastalığın şiddeti fazladır.
Genelde her tür ven trombozu önemli bir hastalıktır çünkü normalde kullanılan tedavi yeterli bir tedavi değildir ve hastaların bazısında ömür boyu sürecek sorunlar kalabilir. Vücutta herhangi bir damar tıkanırsa, genellikle yan yollar ya da yedek damarlar açılarak akımı tekrar sağlar ama bu yollar genellikle tıkanmış olan ana damar kadar yeterli değildir. Bu da hastalarda yakınmaların devam etmesine yol açar. Derin ven trombozu oluştuktan sonraki ilk ay hastalık akut yani erken evrededir. Bir aydan uzun süreden beri varsa, buna geç evre ya da kronik derin ven trombozu denir.
SEYREK OLARAK GENÇLERİ DE ETKİLİYOR
Bu hastalık herkeste görülür ama bazı kişilerde daha sık görülür. İleri yaşta (40 yaşından sonra) daha sıktır. Ama seyrek olarak gençlerde de görülebilir. Gebelik sırasında ve lohusalık döneminde, doğum kontrol hapı kullananlarda, bazı tümör hastalıklarında, bazı büyük ameliyatlar sonrasında (özellikle ortopedinin protez ameliyatları), ayak kırık ve burkulmalarında (özellikle bacağın alçıya alınması sonrasında) çok uzun süre yatakta kalan ve yeterli hareket edemeyen hastalarda genetik olarak pıhtılaşma eğilimi olan insanlarda sıktır. Bu genetik testlerle ortaya konur.
TEDAVİ BASAMAKLARI
- Bacak toplardamarları pıhtılaştığında hemen kan sulandırıcı ilaçlar başlanır. Ana tedavi budur ancak kan sulandırıcı ilaçlar kanı sulandırır fakat var olan pıhtıyı temizleyemez. Pıhtı damarlarda kalırsa kısa zamanda bacak toplardamarında var olan ve kan dolaşımı için önemli olan kapakçıkları zedeler. Bu da hastaların bir kısmında hayat boyu süren ayak şişliği, yürümekle ağrı gibi yakınmaların oluşmasına yol açar. En az 3 ay kullanılması gerekir.
- Bacağın ilk günlerde dinlendirilerek yükseltilmesi.
- Varis çorabı kullanımı: Ayakta ilken giyilir. Yatarken çıkarılır. Bunun da normal şartlarda en az 2 yıl giyilmesi önerilir.
- Kısa zamanda bacağın hareketlendirilmesi.
- Bacak şişliği kötü olan bir grup hastada anjiyo ile damarın açılması.
ERKEN EVREDE ANJİYO
Pıhtıyı açabilen ya da temizleyebilen ilaç vardır ama derin ven trombozunda sadece anjiyo yolu ile kullanılabilir. Bunun dışında pıhtının ilaçla eritilerek değil mekanik yöntemlerle çıkarılarak da tedavisi mümkündür.
Anjiyo tedavisi derin ven trombozunun erken evresinde mükemmel sonuç verir. Yani hastalık başlayalı 1-2 hafta olmuşsa tedavi çok etkilidir çünkü pıhtı taze iken çok kolay temizlenir.
Trombolitk (pıhtı çözücü) denen bir ilaçla yapılan tromboliz: Bunun için mutlaka hastaneye yatış ve en az bir gece hastanede kalış gerekir. Bu ilaç anjiyo ile damara girildikten sonra damar içinde doğrudan pıhtı içine uygulanır. Tarlalardaki damlama su ile sulama yapmaya benzer. Çok ince çok delikli uzun 1-2 mm kalınlığında bir plastik kateter pıhtı içine yerleştirilir ve buradan 10-20 hatta daha uzun saatler boyu ilaç verilir. Bu ilaç pıhtıyı çözebilir. Ara ara kontrol anjiyo filmleri alınır.
Trombektomi yani mekanik yöntemlerle pıhtının çözülmesi ya da damardan çıkarılmasıdır.
Ayrıca ultrasonla (yüksek titreşimli ses dalagası) yapılan, yüksek titreşimli ses dalgaları verip ilaç uygulayan sistemler de vardır.
Derin ven trombozu bir aydan uzun süreden beri varsa (yıllardan beri olabilir) buna kronik ya da geç evre derin ven trombozu denir. Bu evrede de hastalığın tedavisini olmadığı söylenir ancak bu da doğru değildir. Bu aşamada toplardamar tam olarak işlev göremez bu evrede daha çok hastalığın yan etkileri ile uğraşmak gerekir.
AYAKTAYKEN ARTAN ŞİKAYET
Hastaların yakınmaları ayaktayken çok daha belirgindir. Yatıp ayak yükseltildiğinde şişlik azalır, bazen tamamen kaybolur. Ama bu yalancı bir iyileşmedir. Hasta tekrar ayağa bastığında şişlik yine ortaya çıkar. Günler geçtikçe yeni damarların oluşması ve yatarak ayağın yükseltilmesi ile ayak şişliği daha da azalır ve hatta tamamen kaybolur. Ama bu damarların açıldığı anlamına gelmez. Çünkü verilen kan sulandırıcı ilaçlar pıhtı çözen ya da eriten ilaçlar değildir. Bir kısım hastada pıhtı azdır ve bu tedavi yeterli olur, bir kısım hastada pıhtı çok fazladır ve etkili bir tedavi yapılmazsa hayat boyu sorun yaşayabilir.
Pıhtılaşma genellikle tek bacakta olur (sol bacakta daha sıktır). Şu tür şikayet ya da belirtiler verir:
Bacak şişliği: En önemli belirtidir. Genellikle ayak bileği bölgesinde başlar. Hastalık yukarı doğru ilerlerse ayak şişliği diz üstüne uzanabilir. Bacaklardaki şişlik yatınca ve ayağı yükseltince azalır.
Ağrı: Ayak ve bacak şişliği hemen her hastada görülür ama ağrı bazı hastalarda olur, bazılarında ise olmaz.
Parmak ya da ayakta morarma: Oldukça seyrek görülür ve kan sulandırıcı başlandığı anda kaybolur. Geçmezse ciddi hastalık göstergesi olabilir.
Akciğere pıhtı atması (akciğer embolisi ya da pulmoner emboli): Bu en korkutucu durumdur ama erken tanı konup da kan sulandırıcı ilaç başlandığında pıhtının akciğere atma ihtimali çok azalır. Ani başlayan nefes darlığı, göğüste keskin bir ağrı ve bazen kan tükürme gibi yakınmalara yol açar. Atan pıhtı miktarı küçükse büyük sorun oluşturmayabilir. Ancak büyük pıhtı parçasının akciğere atması ciddi sorunlara yol açabilir.
SORULARINIZI BEKLİYORUZ
Uzman hekimler, sağlık alanında okurlarımızın sorularını yanıtlıyor. Sorularınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz.