Harf Devrimi öz öykümüzü anlatmak için yapılmıştır-2 Yeni alfabeye halk sahip çıktı
“Harf Devriminin Öyküsü” adlı Türk Dil Kurumu Tanıtma Yayınlarında da Başkan Kâzım Karabekir bu önergeye önem vermemişti.1924 yılı milli eğitim bütçesi görüşülürken o günlerin genç milletvekillerinden Şükrü Saracoğlu Latin alfabesini savunmuş, bilgisizliğin en başta nedeninin Arap yazısı olduğunu söylemişti. Tanin gazetesinde Hüseyin Cahit ve Kılıçzade Hakkı bu düşünceyi desteklemişti. Bu sırada Berlin’deki Türk öğrencileri ‘Yeni Harfler Birliği’ adlı bir dernek kurarak bütün Türk illeri için Latin harflerinin kabulünü istemişlerdir. ‘Yeni Yazı’ adlı bir dergi çıkarmışlardı. (...) 1928 yılının Ocak ayının 8’inde o günlerin Adalet Bakanı Mahmut Esat, Türk Ocakları Merkez ve Hars Heyetlerine verdiği bir şölende Latin harfleri lehinde konuşmuş; aynı yılın 8 Martında Başbakan İsmet İnönü, Türk Ocağı Hars Heyeti’nde Latin yazısı üzerine bir danışma toplantısı yapmıştı.
8 Mayıs 1928 de o zamanki CHP Genel Sekreteri Saffet Arıkan ile arkadaşlarının hazırladıkları “Latin Rakamları Tasarısı” 20 Mayıs günü Meclis’te kabul edildi... İnönü yeni alfabeye “Türk Alfabesi” adını vermişti. Atatürk, 1 Kasım 1928’de açış söylevinde, kanunu kabul edecek Meclis’i şu sözlerle mutluluyordu: “Uluslar ailesine aydın, yetişmiş büyük bir ulusun dili olarak elbette girecek olan Türkçeye bu yeni canlılığı kazandıracak olan Üçüncü Büyük Millet Meclisi, yalnız ölümsüz Türk tarihinde değil, bütün insanlık tarihinde seçkin bir sima kalacaktır.”
Hemen o gün öğleden sonra Meclis, kanun tasarısını görüşmeye geçti. O akşam, ‘Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında’ 1353 sayılı kanun Meclis’ten çıktı.(1)
Geoffrey Lewis, “The Turkish Language Reform” adlı kitabında yazdığına göre, uygulanması üzerine bir on beş yıllık bir de beş yıllık iki teklif konuşulunca Atatürk “Bu ya üç ayda olur, ya hiç olmaz” demiş ve eklemiş “Çocuğum,.. arada bir savaş ya da buhran çıkar bizim yazı da Enver’in yazısına döner. Hemen terk olunu verilir” demiştir.(2)
Hızla Millet Mektepleri açılarak okuryazarlık seferliği ülkenin her yerini sardı.(3) Anneannem sokak kapılarını kara tahta gibi kullanarak nasıl mahallece neşe ve heyecanla Yeni Türkçe öğrendiklerini bana anlatmıştı. Halkımız bu devrimi benimsemişlerdi.
Girişte bahsettiğimiz bu harf devrimi niye yapılmış ona dönelim. Yukarıda görüldüğü gibi bu Türkçenin alfabe konusu asırlardır konu olmuş. Son Osmanlı döneminde de gördüğümüz gibi Arap ve İslam karşıtlığı yüzünden tartışılmamıştır. Hem Arap alfabesinin Türkçe ses düzenine uymamasından dolayı, hem okuma yazma öğrenmeyi iyice zorlamış ve hem de en iyi öğrenenlerin bile yaptıkları yanlışların çokluğu orduda, bürokraside, günlük yaşamda zorluklar çıkarmıştır. Babam İstanbul’da Vefa İlkokulunda eski Türkçe ile okumuş ve “Hep çok zorlandık. Kaç yılda doğru dürüst öğrenemedik” derdi. Şimdiler de kolay olduğu iddia ediliyor ama o öğretilen Osmanlıca okuma yazması tam değil, Arap harfleri ile belli bilinen metinleri tek yazı türü ile çoğunlukla baskı yazıları okuma şeklindedir. Bu tür kurslarda vs öğrenenler zaten okuma yazmaları var. Yetişkinler ya da önceden okul görmüşler vs.
Prof . Dr. Zeynep Korkmaz’ın yukarda uzun bir alıntı aldığımız Türk Dili ve Arap Alfabesi yazısı da dahil ‘Dil ve Alfabe Üzerine Görüşler’ adlı kitapta konunun uzmanları Prof. Dr. Hasan Eren, Dilde Birlik, Yazıda Birlik, Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dili İçin Arap Alfabesinin Yetersizliği, Prof. Dr. Mertol Tulum, Alfabe ve Eski Alfabemiz Üzerine, Prof. Dr. Hamza Zülfikar, Arap Harflerinden Yeni Türk Harflerine yazılarında neden Arap alfabesi ile Türkçe yazmanın sorunlu olduğunu bilimsel olarak irdelemişlerdir.
Yabancı yazarlar da Harry Luke gibi “Arapça göze çok estetik gelebilirdi ancak bütün alfabeler arasında Türkçe’ye en uymayacak alfabedir” demiştir.(4) Bernard Lewis ve Geoffrey Lewis de Arap alfabesinin Türkçe’ye ne kadar uymadığını uzun uzun yazmalarına rağmen oryantalist ve halkların arasını açan bir tavırla bu devrimin Arap ve İslam kültüründen uzaklaşmak için yapıldığını öne sürmüşlerdir. Bu fikir büyük bir akademik çevreyi de etkilemiştir.
Benjamin C. Fortma, “Son Dönem Osmanlı İmparatorluğunda ve Erken Dönem Türkiye Cumhuriyeti’nde Okuma Öğrenmek” adlı kitabında dil ve harf devriminin okumayı beklenildiği gibi etkilemediğini ve nesiller arasındaki devamlılığı bozduğunu söylüyor ve Atatürk’ün okuma yazmayı siyasi olarak kullanıp Osmanlı başarılarını karalayıp Cumhuriyetin başarılarını yücelttiğini iddia ediyor. Ben buna ideolojik akademisyenlik diyorum.(5)
OKUMA ZORLUĞUNU GÖRMEDİLER
Bizde de aynı görüşte olanlar var kimilerinin daha çok dil özleşmesi ile eleştirileri samimi ve içten ama babam gibi Osmanlıca sözcüklerin ve Arap alfabesinin eğitimlerindeki zorluğu yaşamamışlar. Birçok aydının bu konudaki görüşlerini Ayşe Betül Tüzen’in tezinde bulabilirsiniz.(6) Bu aydınlardan biri Attilâ İlhan, ilkelerine büyük bir tutkuyla bağlı olduğu Atatürk’ün en ciddi yanlışlarından birini “dil” konusunda yaptığını iddia etmektedir. Ona göre: “Devrimin Osmanlıcayla ilişkiyi “bıçak gibi” kesmesi sonucunda Türkiye’de, kendi kültüründen uzak, Batı hayranı, “devşirme” ve “komprador” aydınların önü açılmıştı. Arap-Fars-Bizans tabanı üzerinde yükselen Osmanlı kültür bileşimi ve yaşama biçimi ile Grek-Latin tabanı üzerinde yükselen Batı kültür bileşimi ve yaşama biçimi arasında “benzemezlik” vardı; biz yanlış yolu tutmuştuk.”
Bu alıntıyı Tüzen, Tunca Arslan’nın Aydınlık’taki bir yazısından almış. Aynı yazıda Arslan “Ama kendi adıma belirteyim ki Attilâ İlhan’ın, tıpkı Köy Enstitüleri konusundaki gibi Osmanlıca inadında da ciddi bir yanlışlık içinde olduğuna inanmayı sürdürüyorum. Yine de, özellikle çoğunluğun sinir uçlarına dokunan yazılarında “Ufak ufak tartışsak mı...” deyişine kulak vermekten asla vazgeçmiyorum.(7)
DİL ÖZLEŞMESİ
Harf devrimi her zaman dilimiz özleşmesi ile el ele gitmiştir. Bu konuyu da Niyazi Berkes, “Dil Çağdaşlaşması ve Siyasal Anlamları” başlığı altında kitabında uzun bir bölümle incelemiştir. Kısaca “Osmanlıca konuşulan değil yazılan bir dildir” der. Öz Türkçe çalışmalarının yapılması da başka dillere karşıtlıktan değil yalnızca yazılan, okunan, konuşulan dilin halkın bütün kesimlerince anlaşılması için ve Türk kültürünün ve tarihinin öğrenilebilmesi içindir. Harf devriminden sonra binlerce yıllık dilimiz, kültürümüz ortaya çıkarılmıştır. Bu konuda binlerce yayın yapılmıştır. Bunu o dönemde çağdaşlaşma ve modernleşme terimleri ile pek süslememişler. Yalnızca halkın en hızlı şekilde okuryazar olması için pratik olarak yapılmış. Pek tabii ki okuryazarlığı bir toplum için ilerleme olarak gördükleri kesin.
Bir de o zamanın şartlarına göre basın yayın için de en kolay ve ekonomik harfler de yeni Türk Alfabesi idi.
Arap harflerinin sözcükteki yerine göre farklı şekillerde ses verdiğini, büyük ve küçük harf ayrımı olmadığı ve Arap alfabesi için basımevlerinde, tertip kasalarında 612 ayrı şekil kullanıldığını söyleyen Toprak, “Bu denli çeşni basımevlerinde zaman kaybına neden oluyordu. Oysa Latin harflerinin pratik yönleri vardı. Yeni alfabeyle miniskül, majüsküller ve rakamlarla birlikte 70 hurufat yeterliydi. Harf Devrimi pratik yönlerinin yanı sıra sembolik açıdan anlamlıydı” der.(8)
Kimi de Atatürk ve Cumhuriyet Devrimlerini köreltmek için sanki dinden ayrılma ve Batı’ya öykünme gibi göstermeye çalışıyor. Bütün çalışmalar ve araştırmalar gösteriyor ki, dil özleştirmesinde bazı sorunlar yaşanmasına rağmen okuryazarlık oranı hızla yükseldi. Celal Şengör’ün “Harf Devrimi’nin Sonradan Keşfedilen Bilimsel Temeli” yazısı da Yeni Türk Alfabesinin bilimsel verilere göre bu konuda çok doğru bir adım olduğunu belirtiyor.(9) Bir ülkenin insanlarının kendi dilini okuyup yazması nasıl olur da Batıcılık ya kendi kültüründen ve dinlerinden uzaklaşmak olabilir? Harf Devrimi ve öz Türkçe büyük bir kitleyi okuryazar yaparak kendi öykülerini güzel bir Türkçe ile yazdırmıştır ve yazdırmaya devam edecektir.
BİTTİ
Harf Devrimi öz öykümüzü anlatmak için yapılmıştır-1 yazısına ulaşmak için TIKLAYINIZ
KAYNAKLAR
(1) Harf Devriminin Öyküsü, Türk Dil Kurumu Tanıtma Yayınları 202
(2) Geoffrey Lewis, The Turkish Language Reform: A Catastrophic Success, Oxford Unıversıty Press 1999
(3) Harf İnkilabı ve Millet Mektepleri 1928-1935 Dr Sinan Ateş, Doç Dr Yücel Namal, Muhibbe Erdoğan, Ötüken
(4) Harry Luke, The Angora Language Reform
(5) Benjamin C. Fortma, Learning to Read in the Late Ottoman Empire and the Early Turkish Republic Palgrave Macmillan 2011
(6) 1928 Harf Devriminin Türk Entelijansiyasi Tarafindan Yorumlanış Tarzları Üzerine Bir İnceleme; Tüzen, Ayşe Betül, Yüksek Lisans Tezi, Sosyoloji ABD Genel Sosyoloji ve Metodoloji Programı Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Güney Çeğin Aralık 2019, VII+159 sayfa
(7) Tunca Arslan, 2014, http://www.aydinlikgazete.com/attila-ilhan-ve-osmanlica-makale,57709.html
(8) https://www.dw.com/tr/cumhuriyet-devrimleri-okuryazarl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-nas%C4%B1l-etkiledi/a-51215188 Burada Zafer Toprak da yeni Türk alfabe sinin pratik gerekliliğini yazmasına ragmen yinede bir orientalist bir yaklaşımla bunu Batı'ya açılan bir pencere olarak görüyor.
(9) A. M. Celal Şengör, Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?, İnkilapYayınları, İstanbul 2018.