Harran Ovası’nda iki köye iki fatura

Şanlıurfa Şuayipşehri Mahallesi'nden pamuk üreticileri dertli. Harran Ovası’nın üvey evlatları gibi devlete sitemleri var. Diyorlar ki; “Elektrik parası dönüm başına 200 lira gelirken, biz dağ köylerine 750 lira fatura geliyor. Üstelik o ova bereketli, bizim ki kıraç! Hem verim az hem gider çok! Bu nasıl iş.” Çiftçi anlatınca, söz ilerleyince karşımıza yine özelleştirme belası çıktı…

KANAL ERİŞMİYORSA DAĞ KÖYÜNÜN SUÇU NE

Peygamberler şehri Şanlıurfa’nın Harran Ovası köylerinden Şuayipşehri çiftçilerinden Halil Öncel buldu bizi. Derdi var. Bu yıl pamuk ekememiş, buğday ekmiş, onu da biçmiş. Ama derdi sadece kendinin değil, bölgenin derdiymiş anlattı:

“Tarımsal enerjiyle ilgili sıkıntılarımız var. Harran Ovası‘ndaki çiftçiler tarlalarını normal sulamayla suluyor, ürünlerini kaldırıyorlar. Yani Fırat’tan Atatürk Barajı’na, oradan da Harran’a geliyor. Sulama karşılığı olarak Devlet Su İşleri'ne (DSİ) dönüm başına 200 lira ödüyorlar. Tarım İlçe Müdürlüğü’ne ne kadar beyan ettiyseniz dönüm başına bunu ödüyorsunuz. Harran’a bağlı kırsal köylerde, dağ köylerinde, yeraltı sulamasıyla çiftçiler tarlalarını suluyorlar. Yani enerji gücüyle, 200 metre derinlikten elektrikle çekiyorlar. Dönüm başına 750 lira elektrik parası geliyor. Çiftçiler arasında ikilik oluyor. Devlet ona kanalı getirmediği için yeraltıdan suyu çekmek zorunda kalıyor. Ekmeği geliri bu tarladan, başka geliri yok! Yeraltında 200 metreden suyu çekiyor.”

YİNE ÖZELLEŞTİRME KAMBURU

Kanalın ulaşmadığı kırsal (dağ köyleri) bölgelere elektriği DEDAŞ (Dicle Elektrik Dağıtım AŞ) götürüyor. Hani şu özelleştirmeyle devletin alt yapısını devralıp aksanın başına geçen şirketler arasında, piyangodan Doğu Anadolu’yu çeken kurum. Nerede DSİ yoksa, oraya elektrik faturasını dayamış, dönüm başına 750 lira, buyurmuş. Halil Ağa anlatıyor:

“Harran Ovası‘nda 100 dönümü varsa, tarlasından dönüm başına 500 kilogram pamuk kaldırıyor. Kırsaldaki çiftçi, arazisi kıraç olduğu için 300 kg mahsul alıyor. Hem ovadaki çiftçiden daha az mahsul kaldırıyor hem de daha daha çok elektrik parası düyor. Benim 60 dönüm pamuk ödüyorum. Kaldırdığım mahsul 30 bin lira etmiyor. Ama o kadar elektrik parası geliyor. Gübreciye, mazotçuya ödeyemiyorum. Elektrik kesiliyor, ektiğim mahsul de kuruyor.” Talepleri de var bölge çiftçisinin: “Talebimiz, ovadaki çiftçiden ne kadar su parası alıyorsa biz de tarımsal sulama yapan çiftçilerden aynı parayı alsın. Ödemeyi ovadaki çiftçi gibi yapalım. Devletten istediğimiz bu.”

Çiftçiler Halil Öncel ve brahim Bedruk.

FITRATIMIZDA MEMLEKET SEVDASI VAR

“Bizim burası Osmanlı’dan beri başkent. Arap, Kürt, Türkmen hamur gibi yoğrulmuş. Emperyalistler nifak soktu. Milletimiz de fazla arkasından gitmiyor. Biz Şanlıurfa’da yaşıyoruz, Suriye’den gelenlerin halini görüyoruz. Misafirperverlik, İslam hukukundan aldığımız örfle karşıladık. Bizim başımıza bir şey gelse, bizi kimse kabul etmez. Burada doğduk burada yaşayacağız. Bir karış toprağını kimseye yar etmeyeceğiz. Memleketimizden vazgeçmeyeceğiz. Art niyetliler her toplumda var. Onların fıtratı var. Bizim fıtratımız da memleketimizi sevmek. Fitne ateşine su çekmek. Körükle gitmek değil. Urfa halkı sabırlıdır. Hz. İbrahim'den aldıkları misafirperverlik, Musa peygamberden aldıkları cesaret...”