Havai fişek patlamasına ilişkin davanın 5. duruşması görüldü: Adalet arayan aileler şov yapıyormuş!
Tutuklu sanık patron Yaşar Coşkun, işvereni asli kusurlu olarak tespit eden bilirkişi raporuna itiraz etti. Mahkeme başkanının mağdurlara sataşmaması konusunda uyardığı sanık Coşkun, 'Adalet arıyoruz.' diyen ailelere 'Siz şov yapıyorsunuz.' diye çıkıştı
Sakarya'nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamaya ilişkin aralarında fabrika sahiplerinin de bulunduğu 2'si tutuklu 7 sanığın yargılandığı davanın beşinci duruşması dün görüldü. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Ferizli ilçesinde yeni inşa edilen cezaevi kampüsündeki salonda görülen duruşmada tutuklu yargılanan fabrika sahiplerinden Yaşar Coşkun ile Hasan Ali Velioğlu, tutuksuz sanıklar Erşan Öztürk, Asiye Angın, tutuksuz müşteki sanık Ahmet Çağrıcı ve taraf avukatları hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan Ali Rıza Ergenç Coşkun ve Aslı Bozkurt ise duruşmaya katılmadı.
Duruşma salonu binası içinde ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı. Salona müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ve diğer izleyiciler, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri uygulanarak alındı.
'İŞÇİLERİ DENETİMSİZLİK ÖLDÜRDÜ'
Patlamada kardeşi Sebahattin Tepeçınar'ı kaybeden Hatun Göktepe, duruşma öncesinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, adaletin bir an önce yerini bulmasını istediklerini söyledi. Hayatını kaybeden Halis Yılmaz'ın kardeşi Merve Nur Yılmaz, "Bu 7 işçiyi denetimsizlik ve cezasızlık öldürdü. Bundan sonra denetimsizlik başka canlar almasın, cezasızlık yeni katliamlar davetiye çıkarmasın diye, parayı insan hayatının önüne koyan bu sisteme bir işçiyi, bir emekçiyi daha kurban etmemek için adalet istiyoruz." dedi. Hayatını kaybeden işçi Sebahattin Tepeçınar'ın ablası Hatun Tepeçınar da "İşçi olmazsa işveren asla olmaz. İşverenlerin de ceplerini dolduranlar bu gariban işçilerdi. Biz gerçek adaletin biran önce yerini bulmasını istiyoruz. Acımız hâlâ ilk günkü gibi. Her gün aynı acıyı yaşıyoruz. Allah bizden başka kimseye bu şekilde bir acı yaşatmasın." diye konuştu.
Duruşmada, sanık avukatlarının mahkemeye sunduğu tanıklar dinlenildi. Fabrikanın fitil bölümünde çalışan tanık Y.B. Sanık Erşan Öztürk'ün ustabaşı olarak görev yaptığını belirterek işe alma yetkisinin olmadığını anlattı. Tanık H.A. da fabrikanın toprak bölümünde çalıştığını söyleyerek, "Erşan Öztürk'ü tanırım, ustabaşıydı. Emir ve talimatları Hasan Ali Velioğlu'ndan alıyordu, işe alma yetkisi yoktu." dedi. Daha sonra müşteki avukatlarının beyanlarının alınması sırasında rahatsızlanan sanık Yaşar Coşkun, jandarma personeli nezaretinde bir süre duruşma salonundan ayrıldı. Müşteki avukatları, bilirkişi raporunda eksiklikler bulunduğunu, dosyanın olası kast dosyası olduğunu belirterek, sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti. Bilirkişi raporunu doğru bulmadıklarını savunan sanıklar ise kusurlu olmadıklarını savundu. Tutuklu sanık Hasan Ali Velioğlu da suçsuz olduğunu öne sürerek, tahliyesini istedi.
'BİLRİKİŞİ RAPORU SİPARİŞ'
Bir süre sonra duruşma salonuna dönen tutuklu sanık Yaşar Coşkun da kendisi hakkındaki iddia ve beyanlara cevap vererek, bilirkişi raporunun art niyetli olduğunu iddia etti. Beyanı öncesi mahkeme başkanı tarafından mağdur aileler ve avukatlarını tahrik etmemesi yönünde uyardığı Yaşar Coşkun, mağdur ailelere SGK'dan maaş bağlanıp kendilerine rücu edilmesinin doğru olmadığını, “bu insanlardan utandığını” söyledi. Coşkun'un, “Adalet arıyoruz.” demesi üzerine “Biz de adalet arıyoruz.” diyen mağdur ailelere Coşkun, “Siz şov yapıyorsunuz.” dedi. Fabrikanın kuruluşu için her kurumdan izin alındığını söyleyen Coşkun, şöyle konuştu: “Raporda fabrikanın izinsiz ve ruhsatsız olduğu yazılmış. Sipariş üzerine yazılmış bir rapor. 16 aydır tutukluyum. Bu raporun gelmesini bekliyorum belki tutukluluk kalkar diye. Adalet aranıyor. Adalet aranır mı? Adalet herkese eşittir. 16 aydır adalet arıyorum. Binalar tüzüğe göre yapıldı. Bilmeyen insanların hazırladığı rapor bu kadar olur. Hava fişek mi görmüşler, kitabı açmış okuyorlar. Sayın savcıdan suçun bilinçli taksirden çıkarılıp taksire düşürülmesini ve babamla benim sanıklıktan çıkarılmamızı istiyorum. Bu raporun hesabı sorulsun. Böyle bir rapor olmaz."
SABOTAJ İDDİASINI YİNELEDİ
Yaşar Coşkun, önceki duruşmalarda dile getirdiği “patlamada sabotaj” iddiasını yineleyerek, bu hususun araştırılması gerektiğini savundu.
Mahkemeden gelişmeleri aktaran “Hendek için adalet” adlı Twitter hesabı sanık avukatının mahkemeye bildirdiği tanığın "Emir ve talimatlar, iş güvenliğine dair giderler Yaşar Coşkun ve Hasan Ali Velioğlu tarafından belirlenir." dediğini kaydetti. Muska üretimine Çinli kimyager izindeyken başlandığını aktaran Sanık Ahmet Çağırıcı da Çin mahallesinde kaçak, kalitesiz barut üretildiğinden tanık olarak dinlenen Fikret Çuvalcıoğlu'nun bilgisi olduğunu ileri sürdü. Güvenlik mesafesine de Çuvalcıoğlu'nun karar verdiğini ifade etti.
Gazetemizin baskıya girdiği saatlerde, duruşma devam ediyordu.
BİLİRKİŞİ RAPORU: ASLİ KUSURLU FABRİKA SAHİPLERİ
Sanıkların “kusurlu” bulduğu 2. bilirkişi raporunda çarpıcı tespitler var. Aralarında makine, kimya, inşaat, bilgisayar, elektrik ve elektronik mühendisleri ve aynı zamanda iş güvenliği uzmanlarından oluşan 7 kişilik bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 127 sayfalık raporda “İş yerinde güvenli çalışmanın sağlanması, çalışanların sağlık ve güvenliklerinin temini iş verenin görev ve sorumluluğundadır. Gerekli önlemlerin alınmamış olması nedeniyle sanıklar Yaşar C. ve Ali Rıza Ergenç C.'nin asli kusurlu oldukları değerlendirilmiştir.” denildi. Raporda diğer sanıkların ise tali kusurlu oldukları değerlendirildi. İhmallerin sıralandığı raporda misket laboratuvarına günlük olarak giren patlayıcı maddelerin türü ve miktarı ila çalışacak işçi sayısına ilişkin herhangi bir kayıt, iş emri ve benzeri belgenin bulunmadığı belirtildi. Raporda, ilk bilirkişi raporunda da tespit edilen fazla depolama yapıldığı yinelendi; malzeme miktarına ilişkin sağlıklı ve planlı bir takip sisteminin oluşturulmadığı da kaydedildi. Fabrikanın bazı bölümlerinde elektrik tesisatının mevzuata aykırı şekilde yapıldığı, statik elektrik ihtimalinin gözardı edildiği belirtilen raporda risk değerlendirmelerinin yapılmadığının anlaşıldığı aktarıldı. Depoların inşasında en az güvenlik uzaklıklarının dikkate alınmamış, duvarların yanmaz, sızdırmaz şekilde tasarlanmamış, etraflarının sütre, duvar, tel örgü ve benzeri şekilde çevrilmemiş, statik elektriğe karşı gerekli önlemlerin alınmamış olduğunun anlaşıldığı belirtilen raporda, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin eksiksiz şekilde alınıp ve alınmadığının kontrol edilmemesi, emniyetsiz çalışmayı önleyecek gözetimin sağlanmaması hususlarının dava konusu olayın gerçekleşmesinde etkili olduğunun değerlendirildiği anlatıldı.
7 KİŞİ ÖLMÜŞ, 127 KİŞİ YARALANMIŞTI
Sakarya'nın Hendek ilçesi Yukarıçalıca mevkisinde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020'de saat 11.15'te meydana gelen ve olay yerine 50 kilometre mesafedeki birçok noktadan duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını kaybetmiş, 127 kişi yaralanmıştı.
Patlamaya ilişkin gözaltına alınan aralarında fabrika sahibinin de bulunduğu 5 şüpheli tutuklanmış, bir zanlı ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Öte yandan patlamada yaralanan Ahmet Çağırıcı, davada müşteki sanık olarak yargılanıyor. Kontrollü imha amacıyla Adapazarı ilçesi Taşkısığı mevkisine getirilen fabrikadaki patlayıcıların 9 Temmuz'da saat 11.35'te kamyondan indirildiği sırada meydana gelen patlamada da 3 asker şehit olmuş, 8 jandarma personeliyle kamyon şoförü yaralanmıştı. İlk patlamaya ilişkin soruşturmayı yürüten Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan fezleke, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca, aralarında fabrika sahiplerinin de bulunduğu 7 şüpheli hakkında hazırlanan 27 sayfalık iddianame, 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti. İddianamede, 7 sanığın "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl altışar aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. Öte yandan iş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt'un ikinci celsede adli kontrolle tahliyesine karar verilmişti. Üçüncü duruşmada tahliye edilen sorumlu müdür Asiye Angın ve ustabaşı Erşan Öztürk, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı ve bazı müşteki avukatlarının itirazı üzerine tutuklanmış, bu sanıklar avukatlarının talebi üzerine ise yeniden tahliye edilmişti.