’HDP kapatılsın’ diyorlarsa haksızlar mı?
Diyorlar ki PKK’ın dağa kaldırdığı çocuklarını arayan Kürt analar neden Diyarbakır HDP’nin kapısına gitmişler de devletin kapısına gitmiyorlarmış? Sanki bu çocukları kaçıran, PKK’ya yataklık eden HDP değilmiş de devletmiş gibi! Analar elbette çocuklarını kim kaçırdıysa onun kapısına gidip soracaklar! PKK’nın Güneydoğu’da hendekler kazmasına, şehirleri silah ve uyuşturucu deposuna çevirmesine göz yuman, yataklık eden, her türlü desteği veren bu yasal (!) ve seçilmiş (!) parti HDP değil mi? Analar, kimin ne yaptığını bu çok bilmişlerden çok daha iyi biliyor.
Dahası tutturmuşlar: açılımı kim başlattıysa, Kürt devletinin kurulmasını da isteyenler onlar, bunun için asıl savaş bölücülüğünü de başlatanlar onlar; yani devlet! Kürt çocuklarının dağa çıkmasını da sağlayan, HDP’yi de kurduran odur, bu yüzden asıl sorumlu da odur... HDP’nin kuruluş yılları 90’lara dayanıyor. SHP’nin (Sosyal Demokrat Parti) verdiği destekle Kürt hakları savunucusu Leyla Zana ve saz arkadaşları Meclis’e girmemişler miydi? Diyorlar ki HDP yasal partiymiş; önce kim yasalaştırdı onu? AKP’nin sanki hiç suçu yok mu bu işte, olmaz olur mu, açılımlar başlatan, HDP’nin Meclis koridorlarında bağırıp çağırmasına ses çıkarmayan, HDP’li belediye başkanlarının gövde gösterilerine göz yuman kim? Elbette AKP! Ama AKP şimdilerde ne yapıyor? Orduyla birlikte PKK yuvalarını temizliyor! Bir yandan da yargıdaki Fetö yuvalanmalarını yok etmeye çalışıyor...
Diyorlar ki ABD’nin Fetö gücü 15 Temmuz’da darbe yapmaya kalkışmasaydı, AKP’nin uyanacağı ve bu işlere girişeceği yoktu. Darbenin korkusuyla koltuklarını, çıkarlarını, kendilerini kurtarmak için ordunun silaha sarılmasına izin verdiler... Ama kazın ayağı öyle değil; 15 Temmuz ordu eliyle başarılı olamayınca emperyalist güçler bu kez denizlerden Türkiye’yi ablukaya alma girişimine kalkıştılar veAKP’nin gözleri açıldı! Emperyalizmin ağababası ABD’nin, terör örgütlerine yağdırdığı silah yardımları da cabası!
Bir de diyorlar ki Kürt çocuklarının yıllardır dağa kaldırıldığını sanki kimse bilmiyor muydu? Neden bugüne dek ağızlarını açmadı bu analar? Peki; HDP’li belediyeler ve PKK, Güneydoğu’da inanılmaz baskılar, yıldırılar yaparken ne yapacaklardı analar? Kendi başlarına çocuklarını arıyorlardı aramasına, ama PKK’nın beli, ancak devletin eliyle kırılmaya başlayınca seslerini çıkarabildiler. Diyorlar ki kadın dediğin dik duruş sergilermiş, böyle zırıl sırıl ağlayıp yalvarmazmış! Bak sen şu işe, hele sizin hiç oğlunuz kızınız dağa kaldırıldı mı vicdansızlar, nasıl böyle konuşursunuz, oğlunuzu bedelli asker yaparken sizin canınız can da Kürt analarınınki patlıcan mı? "HDP kapatılsın!" diyorlarsa haksızlar mı?
Evet; önceleri gözleri iyice mahmur AKP’nin şimdilerde ayılıp "vatan savunması"na geçmesini"saray savaşı" diyerek karalamaya çalışanlar, Kürt analarının çığlıklarını "hak,hukuk, adalet, insanlık arama savaşı" olarak görmeyip "düzmece" diyenler, neden kendilerinin de emperyalizme uşaklık etmekte olduklarını göremiyorlar, en çok da buna hayret ediyorum. Kürtleri; Kürdistan hayalleriyle uyutup ABD hesabına kullananlardan yana çıkıp, çocukları için feryat eden anaları aşağılayanlara şaşıp kalıyorum. Bunlar, emperyalizmin imparatoru, "en büyük, en güçlü devlet" dedikleri ABD’nin savunuculuğu ile Atatürkçü olmayı nasıl bağdaştırıyorlar hiç anlamıyorum. Aydınıyla, okumuşuyla, kentlisiyle, şusuyla busuyla ABD hayranlığına böylesine kilitlenerek,kendi toplumunu baştan aşağı cahiller, ahlaksızlar sürüsü, ordusunu "hiç" olarak gördükçe, sanki Kurtuluş Savaşı’nı yapan bu toplum değilmiş gibi halkı küçümsedikçe, "kendilerinden" saymadıkları Kürt analarını böyle"ötekileştirdikçe" civciv yumurtadan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş diyesim geliyor. Bu analar da Anadolu toprağının insanı değiller mi? Bu sosyal medya beslemesi, "dilleri bir karış uzamış" köksüzlerden çok daha fazla kökü, ağacı üstelik onlar, Anadolu’nun... Kurtuluş Savaşı yıllarında pek mi "okumuş"tu, pek mi "aydın"dı bu toplum? Canını dişine takarak, oğul ve can vererek neden yaptı bu vatan savunmasını?