HDP’nin gözdesi Çandar’dan inciler: Ergenekon Balyoz kumpaslarını savundu
Terör Partisi HDP’nin yeni yüzü Yeşil Sol Parti’den (YSP) milletvekili adayı yapılan Cengiz Çandar, FETÖ’den cemaat olarak bahsederek Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının haklı zeminde başlatıldığını savundu.
Yeşil Sol Parti’den (YSP) milletvekili adayı yapılan Cengiz Çandar, FETÖ’nün yargıdaki etkinliğinden CHP’yi sorumlu tuttu, hükümetin gücünün pekişmesini ise ulusalcı laik kitlelerin sağladığını öne sürdü.
Cengiz Çandar, yakın geçmişe yönelik bazı değerlendirmelerde bulundu. Dün T24 haber sitesine konuşan Çandar, Ergenekon-Balyoz kumpasları, 15 Temmuz, açılım süreci gibi konularda görüşlerini tekrarladı. Çandar, İslam ile demokrasinin bir arada olmadığını ve olamayacağını iddia etti. Abartıya kaçarak, Ergenekon-Balyoz kumpaslarının derinleştirilmesini engellediğini ileri sürdüğü FETÖ’ye kızdı.
‘YOK MUYDU YANİ’
Çandar, Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davalarının arkasında gerçekler olduğunu ancak “Gülen cemaati” olarak andığı FETÖ’nün durumu kötüye kullandığını söyledi. Dönemin Adalet Bakanı, şimdi CHP listelerinden DEVA Partisi milletvekili adayı Sadullah Ergin için “Hiçbir zaman Fethullahçı falan değildi Ergin. İlla bir etiket yapıştırmak istiyorsanız söyleyeyim; Millî Görüşçü idi.” diyen Çandar şunları aktardı: “Fethullah Gülen cemaatinin Türkiye'ye yaptığı en büyük kötülük tam da odur işte. Bu davaları, bu soruşturmaları meşru zeminden kendi iktidar mücadelesi için kötüye kullanmaları oldu. Berbat bir şey… İş bir anda 'Ergenekon kumpası' oldu. Bunu demiyorsanız sanki siz de o kumpasın yanındasınız gibi bir hava yaratıldı. 2002-2003-2004 yıllarını hatırlayın. Asker içinde AKP iktidarını darbeyle al aşağı etmek isteyen bir kesim yok muydu yani?.. Tekrar edeyim, Gülen cemaatinin en büyük günahı Ergenekon ve Balyoz gibi soruşturmaları çığırından çıkartmasıdır.”
‘AYNAYA BAKIN ÖNCE’
Çandar, FETÖ’nün etkinliğini had safhaya çıkaran yargı düzenlemelerinden CHP’yi sorumlu tuttu. “HSYK'nın bizim bugün şiddetle tepki duyduğumuz yapısının mimarı bir bakıma CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvurusudur.” cümlelerini kurdu.
AK Parti iktidarının uygulamalarının sorumlusu olarak da ulusalcı laik tabanı gösteren Çandar şöyle ifade etti: “AK Parti’yi biz değil, onlar meşrulaştırdı. Adamların attığı her adıma bu müdahalelerle adamları anayasa ve yasa değiştirmeye zorladınız. Siz yaptınız bunu… Ey askeri vesayet yanlısı ulusalcı, laik kardeşlerimiz. Gidin aynaya bakın önce.”
‘15 TEMMUZ’DAN EMİN DEĞİLİM’
Çandar, “15 Temmuz'un ne olduğu konusunda daha yolun başında bile değiliz.” diye belirtti. Erdoğan'ın haberdar olduğunu iddia etti ve şöyle devam etti: “15 Temmuz'dan bu yana bu ülkeye ve dünyaya anlatılan olayın gerçekten o olay olup olmadığından ben emin değilim. 15 Temmuz'un ne olduğunun daha deşilmesi gerekiyor. Dolayısıyla da 15 Temmuz'un ürettiği söylemlerle konuşmayı sevmiyorum. Gülen cemaati 15 Temmuz'da tankla topla meclise saldırarak, bu kadar insan öldürerek insanların İslam'dan uzaklaşmasına yol açtı şeklinde bir tez konuşulacaksa önce şu konuşulmalı. 15 Temmuz gerçekten bize söylenen şey miydi önce onu bir tartışalım. 15 Temmuz mevcut rejimin bilgisi dahilinde kontrollü olarak Gülencilerin de dahil olduğu bir olay… Erdoğan'ın haberdar olduğu kanısındayım. Daha bu ‘15 Temmuz neydi’ pilavı çok su kaldırır.”
‘GÜLEN DEĞİL AKP BAŞROL’
Çandar FETÖ elebaşı Gülen’i övdüğü için pişman olmadığını dile getirdi. “Hayır, demeyeceğim. Bir, o lafları söylediğim için pişman değilim. İki, bunu benden isteyenlerin gönlünü hoş tutmak gibi bir zorunluluğum yok benim.” yanıtını verdi.
Çandar’ın röportajında diğer öne çıkan noktalar şöyle: “Benim için bundan daha önemlisi insanların İslam'dan uzaklaşmasında AKP iktidarı kadar etkisi yok Gülen grubunun. İnsanların Türkiye'de İslam'dan uzaklaşmasında başrol oynayan AKP hükümeti. İslam dışı her şeyi yaptı. Bir kere Türkiye'deki seçiminin adı zulüm rejimi. Gerçekten Müslümanlığın bir sürü akidesini benimsiyorsanız İslami bir zulüm rejimi olmaması gerekirdi, ama var. Dolayısıyla benim açımdan hazin bir durum çünkü yıllarca İslam ile demokrasinin olabilirliği üzerine kafa yormuş, buna enerji harcamış biriyim. Olmadı, olmayacak ve olmamalı.”
‘DERSİMLİ, GENLERİNDE OLMAZ’
Çandar, Kılıçdaroğlu’na yeni açılım süreci konusundaki çağrısını hatırlattı ve genleri nedeniyle kendisine güvendiğini bildirdi. “Bir kere Dersimli, genlerinde olmaz başka bir şey düşünmek.” diyen Çandar şunları kaydetti: “Türkiye Kürt sorunu çözülmeden demokratikleşemez, Türkiye demokratikleşmeden Kürt sorunu da çözülmez. Ama bütün bunlara başlamak için önce demokratikleşme ikliminin olması lazım. Önce en anti-demokratik uygulamalarla tutsak edilmiş ülkenin hem Kürt seçilmiş temsilcileri hem diğer demokratik şahsiyetleri Türkiye'nin siyasi ortamına geri alınmadan iklim değişikliği olmaz. Öncelikli mesele budur. Genel siyasi affa doğru götürmek gerekiyor Türkiye'yi. Yargıyı her şeyiyle değiştirmeye başlamak gerekiyor. Ondan sonra da Kürt sorununun çözümü için yola çıkabilmek için çok tayin edici bir işlev ve konum lazım… Bundan sonra bu işe girecek olanın siyasi kararlılığı olması gerekiyor ve de güçlü olması gerekiyor. Kemal Kılıçdaroğlu öyle mi? Umarım öyledir. Kılıçdaroğlu'nun adeta imkansızı başarıp asla bir araya gelmesi mümkün olmayan bir altılı masa oluşmasında başrolü oynadığını ve bu sorunun idrakinde olduğunu düşünüyorum. Bir kere Dersimli, genlerinde olmaz başka bir şey düşünmek. Ayrıca bu altılı masa ulusal birlik, ülke bütünlüğü için hayal ötesi bir şey. Devrim oluyor Türkiye'de. Dersimli Alevi bir cumhurbaşkanı adayı, altı ok amblemi, altında İslamcılıktan gelen siyasi partiler.”
