22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

HDP/PKK’yı Ayakta Tutan Ne?

24 Temmuz 2015 sonrası süreci biliyoruz. PKK hendeklere gömülmüş, PKK’nın partisi HDP’nin özerklik girişimleri boşa çıkmış, Türkiye terör örgütlerine karşı büyük bir mücadele başlatmıştı.

HDP/PKK’yı Ayakta Tutan Ne?
TGB GYK ÜYESİ

24 Temmuz 2015 sonrası süreci biliyoruz. PKK hendeklere gömülmüş, PKK’nın partisi HDP’nin özerklik girişimleri boşa çıkmış, Türkiye terör örgütlerine karşı büyük bir mücadele başlatmıştı. Yapılan bu mücadeleye “saray savaşı” diyenler olmuştu. Neydi onların tezleri? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendi siyasi çıkarları için dağı taşı bombalıyor ve oy toplamaya çalışıyordu. Ama vakit geçtiğinde durumun böyle olmadığı anlaşıldı. Türk ordusu PKK’yı bitme noktasına getirdi. PKK bitme noktasına geldikçe HDP oyları da düşmeye başladı. Bugüne geldiğimizde televizyonlarda artık her gün HDP’nin kapatılması gerektiği konuşuluyor. Türkiye’nin önündeki gündem HDP’nin kapatılması gündemidir.

HDP’NİN TELAŞI

Ankara Etimesgut’ta Barış Çakan isimli bir gencin parkta Kürtçe müzik dinlediği için üç kişinin saldırısına uğrayıp, bıçaklanarak öldürüldüğü iddiası bir anda gündeme düştü. Sazan avı başlamıştı. Sazanlar durmadı hemen atladı. Türkiye’de Kürtlere karşı bir ırkçılığın olduğu, özgürlüklerin olmadığına dair feryat figan etmeye başladılar.

Haberin kaynağı PKK’nın Mezopotamya Haber Ajansıydı. HDP milletvekilleri başrolde oynuyordu. Onları sözde gazeteci, yazar, sanatçı takımı takip etti. FETÖ de boş durmadı. Sağ kulvardan olaya daldı.

Yalanın mumu yatsıya kadar bile yanmadı. Bir gün sonra Ankara Valiliği ve İçişleri Bakanlığı açıklama yaptı. Olayın aslının Kürtlük veya Kürtçe olmadığı ortaya çıktı. Açıklamalara göre yaşamını yitiren Barış Çakan, müzik dinlediği için değil, ezan okunurken araç içinde yüksek sesle müzik dinleyenleri uyardığı için araç içindekiler tarafından öldürülmüş. Barış Çakan’ın babasının açıklamaları da bu yönde. Yani Çakan, yüksek sesle müzik dinledikleri için ezana saygısızlık yaptıklarını düşündüğü insanları uyarıyor ve bunun üzerine öldürülüyor.

Bir diğer olay ise Diyarbakır’da yaşandı. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde polislerimizin dur ihtarına uymayan kişinin açtığı ateş sonucu Polis Memurumuz Atakan Arslan şehit oldu. Hemen başlatılan arama çalışmalarıyla zanlı yakalandı. Gerekli işlemler başlatıldı. Tam burada yukarıdakine benzer bir organize çalışma daha başlatıldı. Katil zanlısının yerde çekilen bir fotoğrafı sosyal medyada PKK çevreleri tarafından paylaşılmaya başlandı. Amaç polislerimizi, devletimizi işkenceci olarak suçlamaktı. Bakanlığımız sağolsun hemen bir açıklama daha yaptı olayın aslını anlattı. Katil zanlısı yakalandıktan sonra adli birime sevk edilirken ağzından çıkardığı jilet ile görevli memurlara saldırmış bunun üzerine durumu kontrol altına almak amacıyla müdahale edilmişti.

“AMAN TUTUN HDP'Yİ YİTİRİYORUZ”

PKK çevrelerinin ve liberal korosunun provokasyonları amacına ulaşmadı. Söyledikleri yalanlar bir bir çürütüldü. Peki son dönemde yapılan bu çıkışların hedefi nedir?

Bizim odaklandığımız nokta biraz da burası aslında. CHP’nin desteği ile bir dönem “Türkiye partisi” olma iddiasını ortaya koyan ve bazı Atatürkçülere sempatikleştirilmeye çalışılan HDP, PKK’nın para ve insan kaynağı olduğu ortaya çıkmaya başladıkça taktik değiştirmeye başladı. Biz Türkiye partisiyizden, biz Kürtlerin partisiyiz demeye başladı.

Bunun öncelikle sebebi 6 milyon oyu bir noktada toplamak istemesiydi. Demokrasi ittifakı dedikleri CHP-İYİP-Gelecek-Deva-Abdullah Gül-Saadet ittifakına ancak bu argümanla dahil edilebilirdi.

Özellikli Aytuğ Atıcı gibi CHP’li isimler tarafından HDP Kürtlerin sesiymiş gibi bir algı yaratmaya çalışıyor. HDP 6 milyon Kürt'ün sesi, bu ittifakta olmalı deniyor. Yani hedef HDP’yi aldığı oy oranı ile normalleştirmek, militanlarını hapisten kurtarmak ve demokrasi ittifakını kurmaktır.

NEREDE BU 6 MİLYON OY?

“HDP’nin 6 milyon oyu var, Kürtlerin verdiği bu oylara göz yumamayız” diyorlar. Peki yummayalım o zaman soralım. HDP’ye oy verenler çocukları kaçırılsın, okulları kundaklansın diye mi oy veriyorlar? Ekmek parası kazanmaya giden anasını babasını PKK katletsin diye mi oy veriyorlar? Daha Kürtleri katleden bir “parti” Kürtlerin temsilcisi olabilir mi?

HDP’nin verilen 6 milyon oy olsa olsa PKK’nın silah zoruyla, zorbalıkla gasp ettiği iradedir.

Bugün HDP kapatılsın, HDP’ye oy veren seçmen özgürleşir. Kendine güveni gelir. HDP’ye oy vermez. Yaşananlar da bunu göstermiştir. HDP’nin, PKK’nın üzerine gidildikçe HDP’ye olan destek azalmaktadır. Eğer ki HDP’ye "gönül vermiş" 6 milyon seçmen olsaydı Selahattin Demirtaş tutuklandığında HDP’nin sokağa çıkma çağrısına en azından 10 kişi uyardı. Kimse çıkmadı. HDP’ye "gönül vermiş" 6 milyon seçmen olsaydı belediyelere atanan kayyumlara karşı duracak en azından 2 adamları olurdu. O da olmadı.

HDP’ye geçmiş seçimlerde oy veren Kürt seçmenler verdikleri oyun pişmanlığını yaşamaktadır. Geçmişte aynı pişmanlığı Almanya’da Hitler’e iktidara gelsin diye oy verenler yaşamıştır. İtalya’da Mussolini’ye oy verenler ve onu iktidar yapanlar da aynı pişmanlığı yaşamıştır. Bugün Muş’un Varto ilçesine gidin o pişmanlığı göreceksiniz.

HDP bitik bir haldedir. HDP’yi bugün ayakta tutacak ne bir kadrosu vardır ne de bir gücü. Ancak “var”mış gibi göstermeye çalışıyorlar. Nasıl mı? Propagandayla.

Hendek Harekâtları, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Pençe, Kıran operasyonları ile PKK ezildikçe, propaganda ile ayakta kalmaya çalışıyor. Bir kaç gündür ABD’deki George Floyd’un ölümünden sonra başlayan ırkçılık karşıtı gösterilerle eş zamanlı olarak Türkiye’de de ırkçılık yalanları üreterek, provokasyonlarla toplumu milletimizi bölmeye çalışıyorlar. Yalanlarına milleti inandırdıkları oranda güçleniyorlar. HDP Türkiye için bir güvenlik tehdididir.

HDP KAPATILMADIKÇA DEVAM EDECEKLER

Kürt annelerin evlatlarını dağa kaçıran, Kürt işçilerin katleden, Kürtlerden haraç kesen HDP Kürtlerin temsilcisi olamaz. Onlar ancak milletin iradesini gasp ederler.

“HDP yasal partidir, suç işleyenler gerekli cezayı alsın ama HDP kapatılmamalıdır” diyen demokrasi sevdalılarına soruyoruz: Seçilmiş kişilerin suç işleme özgürlüğü yoktur ama seçilmiş partilerin suç işleme özgürlüğü vardır öyle mi? Suç işleyen seçilmişlere suç işleme emrini zaten HDP vermektedir! Kongrelerinde, mecliste, belediyelerde buldukları her fırsatta PKK’ya bağlılığını ifade eden, adeta bir suç şebekesi haline gelmiş bir partinin daha neyini sorguluyoruz?

HDP içinde suç işlemek kişisel bir tercih değil zorunluluktur. HDP’nin bir temsilcisi olduğun anda suç işleme yasalarını kabul etmiş oluyorsun. HDP’nin programında, tüzüğünde, açıklamalarında, organlarında, kararlarında PKK yok mudur? HDP’nin altı da üstü de PKK’dır. PKK’nın bir partisi olması anayasaya aykırı değil midir?

Bugün vatanseverliğin/Atatürkçülüğün gereği HDP’yi kapatmak, HDP’ye oy veren vatandaşlarımızı ise kazanmaktır. “Kapatacaksınız ne olacak yine açacaklar” diyenlere söylüyoruz. Yine açsınlar yine kapatılır. Teröre karşı kararlı mücadele bunu gerektirir.

Ta ki HDP’yi kapattığın anda bir daha açabilecek mecali kendinde bulamayacaktır. Çünkü PKK’ya tarihte görülmemiş bir şekilde silahlı bir mücadele başlatılmış önemli başarılar kazanılmıştır. Mali kaynakları çökertilmiş, dağ kadroları temizlenmiş, PKK’nın hizmetine sunulmuş belediyeleri elinden alınmış bir HDP, yeniden doğuşun mecalini kendinde bulamaz.

İşte tam da bu yüzden bugün HDP kapatılırsa PKK’ya en ağır darbe vurulmuş olur. Meclisteki partilere ve Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere bakanlar kuruluna çağrımızdır: Anayasa mahkemesine gerekli başvurular yapılmalıdır. HDP kapatılması için koşullar olgunlaşmıştır. Tarihi fırsatı kaçırmayalım HDP’yi kapatalım.

HDP PKK CHP Selahattin Demirtaş ABD kılıçdaroğlu parti halkların demokratik partisi apo öcalan