HDP’yi masum gösterme çabası
HDP’ye açılan dava PKK’ya açılan davadır ve aslında kapatılmak istenen PKK’nın kendisidir. PKK’nın silahı ezilince siyasi kanadı da zayıfladı. İşte demokrasi böyle sağlanır
HDP’yi masum siyasal parti hüviyetine büründürme çabaları gerçeği yansıtmıyor. Hiçbir şey olmamış gibi hareket edenler, bizleri yanıltmak için her oyuna başvurabiliyorlar. CHP ise kendisi kapatılıyormuş gibi feryadı figan etmekte ve HDP’nin kapısında nöbet tutarak safını belli ediyor. CHP bir kez daha Atatürk’ün partisi olmadığını gösterdi.
PKK’lılar ve HDP’liler kendilerini Türkiye’nin birliğini savunma tutumu içinde asla görmediler. Her platformda Türkiye’den ayrı (sözde Kuzey Kürdistan) olduklarını belli eden gösterilerde bulundular. PKK ile yan kolları, destekçileri ve yayın organları sürekli ayrılıkçığı kışkırttılar ve iç çatışmaları körükleyen çizgi izlediler. Tüm bunlar hepimizin gözleri önünde cereyan etti.
Bir ülke askeri, ekonomik, siyasi, kültürel ve dil birliğini sağlamazsa ulus/devlet olma vasfını tam olarak kazanamaz. Hiçbir devlet, sınırları içinde iki ayrı silahlı oluşumu kabul etmez. Biri ötekini mutlaka ezmek zorundadır. HDP sırtını Türkiye’ye değil PKK/PYD’ye dayadığı için yargılanmakta ve mahkûm edilmektedir.
PKK KURDU VE YÖNETTİ
7 Haziran 1990 yılında kurulan Halkın Emek Partisi (HEP) ile başlayan yasal parti serüveninde PKK esas belirleyici unsurdur. Bunu PKK önderliği içinde yer alanlar defalarca dile getirdiler. Seçim dönemlerinde açık çağrıda bulunmalarının yanı sıra PKK’lılar çalışmalar içinde de aktif olarak görev aldılar. Bununla da yetinmemiş ülkemiz içinde yakmış, yıkmış, bombalamalarda bulunmuş ve vatandaşlarımızın hayatına kast etmiştir. İşte böylesi bir örgüt hakkında kapatılma davası açılmıştır. HDP’ye açılan dava PKK’ya açılan davadır ve kapatılan PKK’nın kendisidir. Sıra onun silahlı kanadının tarihe gömülmesine geldi.
PKK, kurduğu partileri üzerinde o kadar etkindir ki bir dedikleri iki edilmiyor. Milletvekilleri ve belediye başkan adaylarının belirlenmesinden tutun da, eylemlerin düzenlenmesine kadar her şeyde örgüt elemanları esas belirleyicilerdir. Buna bir misal verecek olursak; Abdullah Öcalan İmralı yargılamaları sırasında “1991 genel seçimleri sonunda HEP milletvekillerinin Meclis’te Kürt kimliğini öne çıkarmaları konusunda kendisinin talimat verdiğini” mahkeme önünde açıklamıştır.
PKK çizgisinde kurulan partilerin kendilerini saklamalarına karşı çıkanlarda vardı. Bunlardan birisi de Demokratik Halk Partisi (DEHAP) eski Genel Sekreteri Nurettin Sönmez’di. Parti içi tartışmalarda PKK ile ilişkilerin kamuoyunda sürekli saklanmaya çalışılması rahatsızlıklara neden oluyordu. Nurettin Sönmez bu tartışmalara bir son vermek için 1997’de şöyle konuşmuştu: “Biz kamuoyuna PKK’yi terörist görmediğimizi, Türkiye koşullarının yarattığı bir gerçeklik olduğunu, barışın yaratılması için PKK’NİN YASAL KOLU OLDUĞUMUZU açıklamayı hedeflemiştik.” Doğru söze ne denir?
HDP’YE KOL KANAT GERENLERİN SORUMSUZLUĞU
HDP, Türkiye siyasetinde olmaması gereken bir örgüt uzantısıdır. Ona payeler biçenler ve desteklerini esirgemeyenler ABD emperyalizminin böl ve yönet politikalarının figüranı olmaktan kurtulamazlar. Yurduna karşı sorumluluk duyan bir parti, ilk önce ona düşmanlık yapanları kulağın tutup halkın önüne çıkarır.
CHP’nin başını çektiği “Milletsizler İttifakı” ile değişik kuruluşların yersiz destek açıklamaları Kürdümüze hakaret olarak algılanmalı. ABD/AB ve İsrail Siyonist devletçiğinin saflarına düşerek, Türkiye karşıtı konumlara sürüklenenler tarih önünde suçlu olurlar.
HDP’nin kapatılmasına yönelik başta Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) olmak üzere PKK’ya bağlı Alevici FEDA ve DAD ile diğer Aleviciliği meslek haline dönüştürmüş kuruluşların yaptıkları açıklamalar kabul edilemez. Burada isimlerini sıralamanın gereğini duymadığımız kuruluşların hala PKK/HDP savunuculuğuna soyunmaları, doğru tavır olmadığı gibi hem Alevilerimize ve hem de Kürdümüze zarar vermektedir. Anadolu demek olan can Alevilerimizi PKK/HDP kuyrukçuluğuna mahkûm etmeye çalışanlar mahkûm olacaktır.
HDP’nin kapatılması neticesinde Alevicilik yapan emperyalizmin kuklalarıda güç yitirecek ve bunların etkisinde kalan Alevilerimizde rahata kavuşacaktır. Yıllardır bölücülüğü allayıp pullayan, vekil olmak için çırpınanlarada ders olacaktır.
TÜRKİYE KURTULUYOR
HDP’nin kapatılması halinde PKK çok önemli bir uzvunu kaybetmiş olacak. Ayrıca, bölücülüğün önde gelenlerinden 687 kişiye 5 yıl boyunca siyaset yasağı getirilmeside önemlidir. Aksi halde aynı isimler ve vekiller DBP’ne geçerek önceki taktiklerini ara vermeksizin hayata geçirmiş olacaklar.
Türkiye başına örülmüş emperyalizmin kara gücü belasından kurtulma savaşımına girmişken, karşıt tavır içinde çırpınmanın anlamsızlığıda ortaya çıkmış oluyor. HDP’nin kapatılması bazıları açısından yol ayrımıdır. PKK/HDP ile beraberliklerini bitirmek açısından önemli bir fırsat yakalanmaktadır.
Son söz yerine; HDP’nin kapatılması sonrası sıkça lafı edilen altı milyon oy’un üstündeki PKK/HDP “vesayeti de” kalkmış olacak.