Hedefinde Rusya ve Çin var
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın yapılacağı Letonya’nın başkentindeki Riga Güvenlik Forumu’nda “NATO’nun 2030’a giderken görünümü” konulu konuşma yaptı.
Gelecek yıl İspanya’da yapılacak NATO zirvesinde kabul edilmesi planlanan yeni NATO Stratejik Konsepti’ne değinen Stoltenberg, son Stratejik Konsept belgesinin 2010’da Lizbon’daki zirvede kabul edildiğini, o zamandan bu yana dünyada birçok değişiklik meydana geldiğini belirtti.
“Rusya ve Çin, kurallara dayalı uluslararası düzeni baltalıyor, güç dengesi değişiyor. Demokrasi ve özgürlükler ağır baskı altında.” diyen Stoltenberg, yeni Stratejik Konsept belgesinin bunları içereceğini kaydetti.
Stoltenberg, NATO’nun demokrasi, hukukun üstünlüğü ve özgürlükler gibi üzerinde kurulu olduğu değerleri korumak gerektiğini vurgulayarak şunları aktardı:
“Bu değerlerimiz hem ittifakımızın dışından hem de kendi ülkelerimiz içinden ağır baskı altında. Otoriter rejimler kurallara dayalı uluslararası düzeni geriletmekte, alternatif yönetim modellerini desteklemektedir. Toplumlarımızı baltalamak için dezenformasyon ve propagandayı kullanmakta, seçimlerimize karışmak için kötü siber araçları kullanmaktadırlar. Aynı zamanda kendi ülkelerimiz içinde demokratik değerlerimize saygı göstermeyen aşırıcılar ve siyasi gruplar bulunmaktadır. Bunun acı bir örneğini 6 Ocak’ta ABD Kongresi’ne yönetimin barışçıl değişimini engellemeyi amaçlayan saldırı düzenlendiğinde gördük.”
Stoltenberg, demokrasileri güçlendirirken askeri gücü de kuvvetlendirmek gerektiğini, son Stratejik Konsept belgesinde Kuzey Atlantik’in barış içinde olduğu değerlendirmesinin yer aldığını ancak şimdi Rusya’nın saldırgan tutumu ve Çin’in küresel etkisini artırması gibi sınamalar bulunduğunu söyledi.
Stolteberg, “Öngörülemez bir dünyada caydırıcılığımızı ve savunmamızı güçlendirmeliyiz.” dedi.
NATO’nun Kuzey Amerika ve Avrupa’nın ittifakı olduğunu vurgulayan Stoltenberg, bölgenin küresel tehditlerle karşı karşıya olduğunu, ittifakın Asya-Pasifik bölgesindeki ortaklarıyla ve AB ile iş birliğini güçlendirmesi gerektiğini belirtti.