27 Kasım 2024 Çarşamba
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hekimime Soruyorum: Genç yaşlı dinlemeyen varis yarası

Varis problemi olan hastalarda sıklıkla gözlenen venöz ülseri problemi, genellikle tedavi edilmeyen varis olgularında gözlenir. Aynı zamanda varis yarası veya bacak yarası olarak da tanımlanan bu olgu, sıklıkla ayak bileği ve çevresinde ortaya çıkar.

Hekimime Soruyorum: Genç yaşlı dinlemeyen varis yarası
A+ A-
PROF. DR. FEHMİ KATIRCIOĞLU

Venöz ülseri problemine genel olarak iki temel faktör neden olmaktadır. En önemli nedeni, toplardamarlar içerisindeki akımın, atardamarlara göre ters yönde olması ve dolaşım sistemi içinde kalbe doğru gönderilen kanın yer çekimi sebebi ile ayakta birikmesidir. Toplardamarlar içerisinde bulunan ve kanın geri akışını engellemek için var olan kapakçıkların bozulması sonucunda açığa çıkan bu problemde, bacağın alt kısmında ve ayak bileği çevresinde kan birikimi şekillenir. Bu tür olgular genellikle yüzeyel venlerde gözlenir. İlgili bölgede damar içindeki basıncın artması sonucu deri bütünlüğü bozulmaya başlar ve ileri aşamada yaraların açılmasına neden olur.

Bir diğer neden ise, toplardamarlar içerisinde oluşan tıkanıklıklar sonucunda kanın ayak ve bacağın alt kısmında birikmesi ve göllenmesidir. Derin ven trombozu (pıhtı) sonucunda gelişen toplardamar tıkanıklığı, bacak yaralarının açılmasına ciddi derecede etki etmektedir. Genellikle derin damarlardaki kapak yetmezliği ya da doğuştan kapakların yetersizliği sonucu oluşurlar.

Bazen de derin ve yüzeysel damarlar arasında bağlantıyı sağlayan ve derine doğru akışa izin veren perforan damarlarda ters yönde akım oluşur. Bütün toplardamarların normal olup, sadece perforan damar yetmezliği olduğu durum nadirdir. Bu durumların hepsinin ya da birkaçının bir arada bulunduğu kombine yetmezlikler de bulunur.

Yukarıdaki nedenlerle toplardamar içerisinde basınç artmakta, damar yapıları bozulmaya uğramakta ve tahrip olan dokular yara açılmalarına doğru evrilmektedir.

Hekimime Soruyorum: Genç yaşlı dinlemeyen varis yarası - Resim : 1

TANI KOYMAK

Venöz ülseri probleminin tanısında doktor muayenesi önemlidir. Hastanın şeker hastalığı, böbrek hastalıkları, karaciğer ya da kansızlık problemi açısından değerlendirilmesi de gereklidir. Aynı zamanda atardamar dolaşımındaki problemler de tanı ve tedavi planlaması sürecine dahil olmaktadır.

Renkli Doppler Ultrasonografi ile toplardamar ters akımını (reflü ya da geriye kaçak) ve tıkanıklıklarını belirlemek mümkündür. Doppler’in yetersiz olması halinde ya da karın içindeki ana toplardamarların değerlendirilmesi gerekiyorsa bilgisayarlı tomografi (BT) çekilir. Kol ya da bacak damarlarından ilaç verilerek bu damarlarda daralma, incelme, tıkanıklık, sıkışma, pıhtı ve oluşan yan yollar değerlendirilir.

İYİLEŞİNCE TEKRARLAMAZ

Manyetik rezonans görüntüleme ile de radyasyon ve çoğu kez ilaç kullanılmadan bacaktaki ve onların karın içindeki devamı olan toplardamarlar görüntülenerek tıkanıklık, daralma, incelme, sıkışma, pıhtı ve oluşan yan yollar değerlendirilir. Çok iyi görüntü verdiği için çoğu kez ultrasonografiden sonra istenecek olan bir incelemedir. Yaklaşık 15 dk sürer.

Venöz ülseri, toplardamardaki sorun düzeltildiği taktirde iyileşir ve tekrarlamaz. Bu sebeple hastanın ayak bileği ile kalbi arasındaki bütün toplardamarlar darlık, tıkanıklık ve kaçak akım yönünden değerlendirilmelidir. Bacaktaki toplardamarların devamı niteliğindeki karın içi toplardamarlarda geçirilmiş pıhtılara bağlı darlık ya da tıkanıklıklar venöz ülserli hastaların %24-50’sinde bulunmaktadır. Bu tıkanıklıklar genelde ihmal edilmekte, akla gelmemekte ve zor teşhis edilmektedir.

Venöz ülser tedavi edilmez ise iyileşmez ya da geçici olarak iyileşse bile tekrarlar. Düzenli bakım yapılmadığında yara iltihaplanır, genişler ve ağrılı hale gelir. Bu durum hastanın bacak ve ayak bileği hareketlerini etkiler ve bir süre sonra eklem hareketlerinde kalıcı kısıtlama oluşacağı için hasta topal kalabilir. Derine ilerleyip kemiği yayılarak kemik iliği iltihabına dönüşebilir. Yara kapansa bile tekrar açılır. Bu şekilde hastayı sakat bırakan yaşam kalitesini bozan bir türlü geçmeyen bir hale dönüşür.

TEDAVİNİN AMACI BELLİ

Venöz ülser tedavisinde iki amaç vardır. İlki yaranın iyileştirilmesi, ikincisi ise yaranın bir daha tekrarlamasının engellenmesidir. Yaranın iyileştirilmesi için çok ciddi bir yara bakımı gereklidir. İkinci amaç olan ülserin tekrarlamaması, altta yatan toplardamar sorununun yani toplardamar basıncının çözümü ile sağlanır. Bu arada artmış toplardamar basıncının yaraya etkisini azaltabilmek için varis çorapları ya da sargılarla dıştan bası gereklidir.

Venöz ülser ya da varis yarası basit bir sorun değildir, tek bir yöntemle iyileştirilemez ve bunların birlikte kullanılması gereklidir.

Yaraya etkiyen yüksek basıncın azaltılması ve kanın göllenmesini engellemek için bacakların yukarı kaldırılarak istirahat edilmesi, yaşam tarzında bazı değişiklikler, ayaktayken çok katlı elastik bandaj ya da varis çorabı kullanılması tedavisi için gereklidir.

Yaralar steril su ya da izotonik solüsyon ile yıkanır, antiseptik ya da antibiyotikli krem sürülmez; yara nemli pansuman ile kapatılıp, elastik bandaj ile sarılır. Bacakta kızarıklık, sıcaklık ve hassasiyet olması, yaradan kötü kokulu akıntı ve hastada ateş gibi enfeksiyon belirtileri olmadıkça antibiyotik tedavisi gerekmez.

TEDAVİ SONRASI

Hastanın tedavi sonrası varis çorabını kullanmaya devam etmesi gereklidir. Aksi halde 5 yıl içinde nüks riski %69 iken, çorap giyenlerde bu oran %32’dir. Anlatılan tedavilere ek olarak sigara bırakılmalı, fazla kilolar verilmeli, bacak kaslarını kuvvetlendirici yüzme gibi egzersizler yapılmalıdır. Ayakta durmak yerine yürüyüş, oturmak yerine yatarak bacakları kaldırmak tercih edilmelidir. Ağrı varsa ağrıkesiciler kullanılabilir.

Son Dakika Haberleri varis Varis tedavisi varis nasıl geçer