Hekimlere savunma kursuna tepki: 'Sağlıkta şiddet bu anlayışla çözülemez'

İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü, Aksaçlılar Derneği ve Çağrı Spor Kulübü iş birliği ile sağlık çalışanları için başlatılan “Yakın Savunma ve Caydırıcı Savunma Teknikleri ile Şiddetin Önlemesi” projesine hekimlerden tepki geldi.

İzmir Hekim Güçbirliği Sözcüsü ve İzmir Tabip Odası önceki Başkanı Dr. Suat Kaptaner, sağlık çalışanlarına savunma kursunu sözün bittiği yer olarak değerlendirdi. Bu kursu, yetkililerin sağlıkta şiddet konusunu anlamadıklarının ve çözemeyeceklerinin itirafı olduğunu kaydetti. Kaptaner, sosyal medya hesabından "Bir sonraki aşama hekimlere sağlık çalışanlarına silah dağıtmak olacak herhalde. Bu tutumu protesto ediyoruz." dedi.

Gelişmeyi Aydınlık'a değerlendiren Kaptaner, "Sağlıkta şiddetin temel nedeni sağlık sistemindeki olağanüstü iş yoğunluğu ve bu yoğunluğu kaldıramayan sağlık altyapısı ve sağlık alanındaki sistem yanlışlığıdır." diye konuştu, çözüm önerilerini sıraladı. Kaptaner, şu değerlendirmede bulundu:

"Sağlıkta şiddet konusunda şiddetin kendisinden daha vahim ve acınası bir durum ortaya çıktı. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının ötesinde bütün bir milletin can güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakanlığının resmi onayı ve Sağlık Bakanlığının da sessiz onayı ile hekimlere, sağlık çalışanlarına kendilerini savunmaları için kurs açıldı. Bir madde kokarsa tuz kullanılır da tuz kokarsa ne kullanılır örneği sözün bittiği yere geldik sonunda.

ÇÖZEMEYECEKLERİNİN KABULÜ

"Sağlık Bakanlığı sağlık alanında şiddet sorununu çözemeyeceğini kabul etmiş oluyor bu son gelişme ile. Artık sağlık kurumlarının koridorlarında daha teknik tartışmalar, kavgalar ve şiddet durumları izleyeceğiz herhalde (!) Hekimler ancak judo, karate, kung fu yaparak kendilerini koruyabilecekler demek ki. Sağlık Bakanlığı sağlıkta şiddet sorununu çözemiyor bu anlayışıyla çözemez de. Çünkü uzun zamandır sağlıkta şiddetin varlığını ve yoğunluğunu bile kabul etmedi Bakanlık.”

SORUN SİSTEM

Durumun vahim boyutlara ulaştığını, kurşunlanan, bıçaklanan hekimler için çözüm getirilemediğini kaydeden Kaptaner, "Şiddetin en önemli esas nedeni olağanüstü iş yoğunluğudur. Sağlık hizmetine başvurunun olağanüstü artışına yol açan yaklaşımdır." dedi.

Sağlık sisteminin hastanelerde iş yükünü ve yoğunluğunu olağanüstü düzeyde artırdığını kaydeden Kaptaner, "Halbuki bilimsel gerçekler sağlık sorunlarının yüzde 75’inin sağlam örgütlenmiş birinci basamakta çözülebileceğini kanıtlamıştır. Hem kolay erişilebilir olması ve hem de maliyetinin daha düşük olması ayrıca görülmesi gereken bir gerçektir. Bu gerçek görülmek istenmiyor ve birinci basamakta yaşanan sorunlara kalıcı ve gerçekçi çözümler getirilmiyor, getirilemiyor." dedi.

BİLİME AYKIRI YAKLAŞIM

Sağlıkta şiddetin en sık polikliniklerde ve acil servislerde meydana geldiğine dikkat çeken Kaptaner, şöyle devam etti:

"Çünkü bu bölümler en yoğun iş yükünün olduğu bölümlerdir. Bu gerçeği saptayamadıkça veya saptamak istemedikçe Bakanlığın çözebilme durumu da olmayacaktır. Sağlık Bakanlığının bugün en önemli uğraşısı başvuran bütün hastaları herhangi bir biçimde ve sürede bir beyaz gömlekli ile muhatap olabilmesidir. Onun için hasta bakılma süresi fiili olarak 5 dakikaya indirilmiş durumdadır. Ne yapıp edip başvuran hastaya bakılacaktır! Hekim ne yapıp edip 5 dakikada bilemediniz 10 dakikada hastasını dinleyecek, muayene edecek, tanı koyacak, ilacını yazacak, ameliyat önerecekse ameliyatla ilgili detaylı bilgi verecektir. Bunları yapmaya kalkınca dışarıda bir sonraki randevusu olup bekleyen hasta veya hasta yakınından sözel veya fiziksel şiddete uğrama olasılığı da çok yüksek olacaktır. Amaç yeni çözüm, öğrendiği savunma tekniklerini uygulamak olacak bu duruma göre (!) Bilim akıl mantık ve gerçeğe aykırı bir yaklaşım devam edecek demektir.”

BİRİNCİ BASAMAK GÜÇLEDİRİLMELİ

Kaptaner, sağlıkta şiddetin önlenmesi için sistemdeki sorunların çözülmesi gerektiğine işaret etti:

"Birinci basamak güçlendirilmeli, sorunları çözülmelidir. Basamaklı sevk sistemi getirilmelidir. Hastanelerde iş yükünün artışına neden olan etkenlerden birisi olan performans ödemelerinin temel maaş artışı sonrası sınırlandırılması da önemli bir etken olacaktır. Lüzumsuz randevu alanların ve iptal ettirmeyenlerin 6 ay içinde tekrar başvuruları da ücretlendirilmelidir. Böylece randevu alamayanların haklarının çiğnenmesi de önlenebilecektir."