08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Herkese tazminat için TES’e gerek yok

Tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) kıdem tazminatı alamayanlar için merhem olmayacak. Aksine bu sisteminde hak kayıplarına neden olacağı vurgusu yapılıyor. Herkesin kıdem tazminatı alabilmesi için ise TES’e gerek yok. Yıldırım Koç, ‘nasıl bir düzenleme olmalı’ sorumuzu yanıtladı

Herkese tazminat için TES’e gerek yok
A+ A-
DENİZ BİLİCİ

Hükümet kıdem tazminatını çalışan kesimin yüzde 85’inin alamadığı gerekçesiyle tamamlayıcı emeklilik sistemini (TES) çıkarmaya hazırlanıyor. 2022’de uygulamaya konması planlanan TES için uzmanlar emekçilerin hak kaybı yaşayacağına dikkat çekerken, sendikalar herhangi bir adım atılması durumunda genel greve çıkma hazırlığı yapıyor.

Peki kıdem tazminatını alamayan kesim için nasıl bir düzenleme yapılmalı? Aslında herkesin bu hakkına kolayca kavuşabilmesi için fona da TES’e de gerek yok. Fon olacaksa da bunun bireysel bir hesap olmasındansa İşsizlik Fonu gibi bir havuzda toplanması, daha güvenceli bir yöntem olacaktır. Vatan Partisi Merkez İşçi-Sendika Bürosu Başkanı, kıdem tazminatında mevcut kazanımların korunması ve geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak emekçinin lehine olacak bir düzenleme için şu değerlendirme ve önerilerde bulundu:

“Kıdem tazminatı uygulaması önce Sümerbank işyerlerinde 1933 yılında başladı. 1933 yılında kabul edilen Sümerbank Fabrikaları Müstahdemin Usta ve İşçilere Ait Hastalık ve Vefat Yardımı Talimatnamesine göre, işten çıkarılan veya emekliye ayrılan işçiye, ilk sene için 30 ve daha sonraki her bir yıl için 10 yevmiye tutarında ‘terki hizmet tazminatı’ ödeniyordu. 1936 yılında kabul edilen 3008 sayılı İş Kanununa da kıdem tazminatı benzeri bir düzenleme kondu. 1975 yılında, kıdem tazminatına hak kazanmak için gerekli asgari çalışma süresi üç yıldan bir yıla indirildi ve kıdem tazminatı gün sayısı 15 günden 30 güne çıkarıldı. 12 Eylül Darbesi sonrasında da günümüzde de uygulanan kıdem tazminatı tavanı getirildi.

KORUNMALI VE GELİŞTİRİLMELİ

“Kıdem tazminatı hakkı, işçinin birçok önemli hakkından yalnızca biridir; ancak önemli bir haktır. Bu hakkın korunması ve daha da geliştirilmesi gerekir.

“Günümüzde işçilerin büyük bir çoğunluğu, yasada yer alan kıdem tazminatı hakkından yararlanamamaktadır. Kaçak çalıştırılan işçiler, belirli bir işyerinde bir yıldan az süreli çalışanlar, işyerinden işverenin bir hatası olmadan kendi isteğiyle ayrılanlar (evlenen kadınlar ve askere gidecek gençler hariç), kendisinin bir hatası nedeniyle tazminatsız işten çıkarılan işçiler, belirli süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılanlar kıdem tazminatı alamaz.

“Kıdem tazminatı hakkını geliştirmenin öncelikli tercih edilmesi gereken yolu, işçinin işten her türlü çıkarılışında ve işçinin işten her türlü ayrılışında, asgari bir yıl çalışma koşulu da kaldırılarak, işçinin çalıştığı süre ile bağlantılı bir biçimde hesaplanan bir kıdem tazminatının kendisine ödenmesi ve kıdem tazminatı tavanının kaldırılmasıdır. Uygulanması en kolay yol bu çözümdür.

“Eğer bir kıdem tazminatı fonu oluşturulacaksa, bu fonun işçi aleyhine işlememesi için bazı özellikler gereklidir. Bu fon bireysel hesap biçiminde değil, işsizlik sigortası fonunda olduğu gibi bir havuz biçiminde olmalıdır. İşçilerin her günkü çalışmalarına ilişkin prim işverence yatırılmalıdır. İşçinin işten ayrılması sırasında en azından son ücreti üzerinden hesaplanacak kıdem tazminatı, devlet güvencesi ve denetimi altındaki bu havuz fondan ödenmelidir. İşçinin kıdem tazminatının kaç günlük ücret üzerinden ödeneceği yasayla düzenlenmeli ve 30 günün üstüne çıkarılmalıdır. Bu fonun yönetiminde işçiler ve işverenler de etkili bir biçimde temsil edilmeli ve fon kaynaklarının kıdem tazminatı ödemesi dışında başka amaçlarla kullanılması engellenmelidir. Hangi koşullarda bu fondan ödeme yapılacağı ayrıntılı olarak düzenlenmeli, işçinin iş güvencesini ortadan kaldıracak bir düzenleme getirilmemelidir. Kıdem tazminatı tavanı kaldırılmalıdır.

EK TAZMİNAT

“Kıdem tazminatı, çalışma yaşamına ilişkin başka düzenlemelerle birlikte ele alınmalıdır. İşsizlik ödeneğine hak kazanma koşulları kolaylaştırılmalı, işsizlik ödeneğinin ödenme miktarı ve süresi artırılmalıdır. İşsizlik ödeneğinin sona ermesinin ardından işsizliği sürenlere devlet yardımı uygulaması getirilmelidir. İhbar süreleri artırılmalı ve ihbar tazminatı konusunda toplu iş sözleşmelerde bir tavan uygulanmamalıdır. İş güvencesi, işten çıkarmada kıdem tazminatının ödenmeyeceği koşullarda, geliştirilmeli ve ek tazminat getirilmelidir.”

ATALAY: BASİT BİR MEVZUATLA ÇÖZÜLÜR

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay da daha önce yaptığı açıklamalarda, kıdem tazminatını işçilerin "ödenmesi sonraya bırakılmış ücreti" olarak gördüklerini ifade ederek, bundan dolayı bu hakkın aşındırılması değil, korunması ve geliştirilmesi gerektiğini vurgu yapmıştı. Çeşitli gerekçelerle işverenlerden kıdem tazminatını alamayan çalışanların kıdem tazminatı almasını sağlayacak yasal düzenlemelerin kolaylıkla yapılabileceğini belirten Atalay, şu değerlendirmede bulunmuştu: "Amaç alamayan işçinin kıdem tazminatını alması ise bu konu basit mevzuat değişikleriyle sağlanır. Bununla, işçi bir gün bile çalışsa, hatta istifa dahi etse kıdem tazminatına hak kazanır şartı getirilir ve işverenin iflası durumunda işçi alacaklarına ilk sırada yer verilir. Kapalı kapılar ardında işçilerin kaderiyle oynanmamalı. Kıdem tazminatına erişimde sıkıntı çeken işçiler için mevcut haklarda bir adım geriye gitmeden bir düzenleme yapılması öngörülüyorsa bu konudaki hazırlıkları da görmek isteriz. Ne yapılmak isteniyorsa bu sosyal taraflarla eksiksiz paylaşılmalıdır."

Son Dakika Haberleri