Hesapsız borç tuzağa düşürdü
Ekonomide çarkları döndürmek için kredi musluklarının açılması ve hesapsız borçlanma, faiz tuzağına düşürdü. Savunmasız Türk lirası, darbe üstüne darbe aldı.
TÜRKİYE piyasaları geçen yıl Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi sonrası yaşadığı hızlı kur hareketinin bir benzerini yaşamaya başladı. Milli gelirinin yüzde 55’i dolayında döviz açığı bulunan ekonomide, yine bu yıl milli gelirin yüzde 5’ini aşan oranda cari açık ve yüzde 2’yi bulan bütçe açığı verilmesi, küresel finansal piyasalarda yaprak kıpırdatacak türden hareketlerin ülkemiz piyasalarında fırtınaya dönüşmesine neden oluyor. Son iki gündür özellikle piyasa kapanışları sonrası döviz kurlarında gözlenen yukarı yönlü sert hareketler, “Ekonomiye yönelik bir operasyon mu var?” sorusunu gündeme getirdi.
ŞİMŞEK LONDRA’DA
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci dün AA’ya yaptığı açıklamada, “Spekülatif hareketlere karşı en etkili çalışma dokunmamak, müdahale etmemektir. Şu anda gelinen kur noktası kesinlikle reel değildir” dedi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de, Twitter’dan yaptığı açıklamada, uluslararası yatırımcılarla görüşmek üzere iki günlüğüne Londra’da bulunacağını bildirdi. Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Dr. Bülent Gedikli ise, Twitter’dan yaptığı değerlendirmede, şu görüşleri öne sürdü: “TL’de neden değer kaybı var doğru soru değil! Doğru soru; TL’ye operasyon yapanlar kim ve neden şimdi? Yabancı kuruluşların ardı ardına TL açıklaması yaptığı, hedef tahtasında istikrarımızın koyulduğu, jeopolitik risk adı altında bölgenin kuşatılmaya çalışıldığı bugünlerde Rabbim birliğimizi korusun.”
TURPUN BÜYÜĞÜ...
Bazı ekonomistler makro ekonomik göstergelere bakıldığında TL’nin bu sert düşüşü hak etmediği görüşündeler. Bir kısım ekonomistler ise ABD’de faizlerin yükseldiğine dikkat çekerek, Türkiye ekonomisinin dövize olan bağımlılığı sonucu bu sert hareketlerin olduğunu belirtiyorlar. Gerçekten de baktığımızda Türkiye’de piyasaların kapandığı saatlere gelen haber akışları dolarda yukarı yönlü harekete neden oluyor. FED Başkanı seçimleri ve ABD vergi reformuna yönelik haber akışının hızlandığı ekim ayının ikinci haftasından bu yana baktığımızda uluslararası dolar endeksi yüzde 2.1 yükseldi. Aynı dönemde dolar kuru da TL karşısında yüzde 4.6 değer kazandı. Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre TL’nin olumsuz ayrışmadığını söylese de Avrupa ve ABD cephesinden gelen haberlerin Türk piyasasının bir nebze daha yukarıda dalgalanmasına neden olduğu açık. Erkan, asıl dalgalanmanın ise yoğun veri ve haber akışının olacağı önümüzdeki hafta gerçekleşeceğine dikkat çekiyor.
FAİZ NEDEN ARTIYOR?
Dün sabah saatlerinde 3.84’e kadar yükselen dolar kurunun yanında, piyasa faizlerinin de yüzde 13’e dayanması dikkat çekti. Türkiye’nin on yıllık tahvil faizi yüzde 12.05’e çıktı. Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Doç Dr. Hatice Karahan, konuya ilişkin Bloomberg HT’de yaptığı açıklamada, “İçeride spekülatif haberler de olumsuz algı yarattı. Bu da riskleri yukarı çeken bir faktör oldu. CDS’lerde yükseliş görüyoruz, ABD’de tahvillerde yukarı hareketlilik var. Türkiye’de tahvil faizi de yükseliyor” dedi. Hazine’nin bu hafta yaptığı borçlanmalara dikkat çeken ekonomist Fatih Keresteci ise, “Hazine uzun yıllar sonra ilk kez tahvil ihraçlarını zorlanarak geçirdi. Teklif tutarına aldanmamalı! Riskler artıyor, tedbirli olmak lazım” uyarısı yaptı. Türkiye’nin risk primini içeren CDS’lere baktığımızda 190 puan ile eylül ayına yakın konumda. Ekonomistler faizin artıyor olmasının nedenini; Türkiye’nin milli gelirinin yüzde 30’una yaklaşan kısa vadeli dış finansman ihtiyacı, artan Hazine borçlanması ve ABD’de faizler yükseldiğinden TL’nin sıcak para vurgunu anlamına gelen “carry trade” parası olma özelliğini kaybetmesine bağlıyorlar.