Hint çiftçisi başardı
Hint çiftçisi, Hindistan’ın neoliberal politikalar etrafında Atlantik sistemine payanda olmasına karşı çıktı ve başardı. Bir yıl boyunca verilen büyük mücadele sonunda Hint devletini tarımdan soyutlayan, neoliberal tarım yasaları kaldırıldı. BJP ise eriyor, eyaletlerde güç kaybediyor
Ekim 2020'de de Hindistan’da neoliberal ekonomiye uygun olan tarım yasalarına karşı Hint çiftçisi kitlesel bir ayaklanma başlatmıştı. Çiftçilerin talebi alelacele geçirilen bu yasaların iptaliydi. 19 Kasım 2021'de Hindistan Başbakanı Narendra Modi, yasaların iptal edileceğini kamuoyuna duyurdu.(1)
NE OLDU?
Hindistan’da tarım ürünlerinin satımına dair düzenlemeler getiren yasalar 20 Eylül 2020 tarihinde Hindistan Meclisi’nin üst kanadı olan Rajya Sabha’dan geçmişti. Yasalarda göze batan husus çiftçinin ürününe güvence veren taban fiyat uygulamasının kaldırılmasıydı. Taban fiyatın kaldırılmasıyla birlikte üreticiler ürünlerinin büyük şirketlerin “insafına” bırakılacağı düşüncesiyle yasalara tepki göstermişlerdi.
Çiftçiler bu yasalar özelinde devletin tarımdan el çekmesine ve küçültülmesine karşı büyük kitlesel eylemler örgütlediler. Çiftçilerin bu kitlesel ayaklanmaları neoliberal ekonominin inşasına karşı oldu. Bu ayaklanmalara 250 milyon kadar çiftçi katıldı. Dünyanın en kalabalık çiftçi eylemleriydi.
Çiftçiler ülkenin çeşitli bölgelerinden (özellikle çiftçilerin yoğunluklu olduğu Pencap bölgesinden) başkent Delhi’ye doğru harekete geçti. Yürüyüşe Delhi Chalo (Haydi Delhi)’ye adı verildi. Eylemlerin yoğun kitleselliği karşısında güçsüz düşen polis, çiftçileri yıldırmak için stadyumların geçici hapishaneye çevrilmesini dahi önerdi. Ancak Hint çiftçisi haklı talepleri etrafında şekillenen eylemlerinden vazgeçmedi ve başardı.
ÇİFTÇİNİN ÖNDERLİK ETTİĞİ SÜREÇ
Hint çiftçisinin önderlik ettiği süreç sadece alelacele geçirilen yasaları iptal ettirilmesi değildir, neoliberal politikalarla devletin küçültülmesi ve kazanımların geri alınmasına karşı tepki sürecidir. Yani çok daha kısa ve vurucu şekilde ifade edersek: Hindistan’ın içinde bulunduğu Atlantik rotasına bir tepkidir.
Modi’nin önderi olduğu Bharatiya Janata Party (BJP) 2014'te iktidara ilk geldiğinde, iktidarı devraldığı Kongre Partisi ve onun Başbakanı olan Manmohan Singh’in Avrasyacı siyasetlerini ufak da olsa birer adım ileriye taşıdı. BRICS içinde etkin rol aldı. Şangay İş birliği Örgütü’ne Pakistan ile aynı anda üye oldu. Ancak süreç içinde değişen, Atlantik rotasına giren Hindistan ilk hamlelerini dış politikada yaptı. Keşmir Sorunu’nda çözüme Kongre Partisi döneminde çok yakınlaşmışken Keşmir’in anayasal statüsünü iptal etti. Avrasya rotasında ilerleyen Pakistan ile mevcut olan düşmanlığını körükledi. Orada çözümsüzlüğün ve uzlaşmacılığın kapısını tekrar araladı. Sadece Pakistan değil, Keşmir bölgesinin yüzde yirmilik bir kısmına (Aksai Çin diye geçmektedir) egemen olan Çin ile de dış politikada bir Aksai Keşmir açmazı yarattı. Buradaki sınır anlaşmazlıklarını bahane edip elli dokuz Çin şirketinin Hindistan’da faaliyet göstermesini yasakladı. Bu şirketlerin ABD’li muadillerinin önünü açtı.
Hint hükümetinin Hindistan’ın yaşam yeri olan Avrasya’dan çıkıp çökmekte olan Atlantik’e yönelmesi bunu da Hinduculukla birleştirmesi Hint milletinde haklı bir tepkisellik doğurdu. Zaten Hinduculuk, neoliberalizm paketi ile birlikte geldi. 2014 yılındaki seçim şarkılarında Hindu- Müslüman birlikteliğiyle kalkınan Hindistan mesajı veren BJP, girdiği rotaya uygun şekilde bu söylemden vazgeçti ve 150 yıl önce burada olmayan Müslümanlar vatandaş değildir demeye başladı.(2) Köklü ve tarihsel olarak ortaklaşan bir medeniyetle yükselen, bölünmelere ve tahriklere rağmen Hint milleti kimliğini benimseyen Hindu-Müslüman ve Sihleri neoliberal ilkeler etrafında dar kimliklere hapsetmek için gerek yasalar eliyle gerekse gençlik yapılanması eliyle yapılması için büyük uğraşlar verildi.
Çiftçilerin eylemleri işte bunun tam olarak karşısındadır. Çiftçi, Hint milletini Hindu, Müslüman ve Sih diye bölmek isteyen, Hindistan’ın komşularına karşı bir Güneydoğu İsrail’i yaratma projesinin tam olarak karşısındadır. Hint çiftçisi neoliberalizme karşı dimdik şekilde ayakta durmuştur.
İşte Hint milletinin bağrında olan ve Hint devletinin dinamiklerini oluşturan bu Avrasyacılıkla Hindistan, Atlantik rotasında olmasına rağmen S-400’leri alıyor. Avrasya rotasından net şekilde kopamıyor. BRICS içinde hâlâ yer alıyor. Yayımlanan bildirilere imza atıyor. Ancak ABD’de geçmişte Avrasyacı olan bu yeni dostunu ürkütmemek adına aldığı S-400’leri görmezden gelip ona bir yaptırım uygulamıyor.
BJP GÜÇ KAYBEDİYOR
Çiftçinin mücadelesi 2019 seçimlerinde kurduğu Ulusal Demokrasi İttifakı ile eyaletlerin birçoğunda iktidar olan hatta ittifaksız tek başına meclis çoğunluğunu ele geçiren(3) BJP’yi geriletmiştir. Hint milleti, Hint çiftçisinden aldığı güçle BJP’yi ve onun müttefiklerini sandıklara hapsetmiştir.
2021 yılında Hindistan’ın dört adet eyaletinde seçimler yapıldı. Bu eyaletlerin üç tanesinde BJP’ye karşı Hint milletinin üzerinde ortaklaştığı adaylar kazandı. BJP’nin bu eyaletlerdeki mevcut oyları eridi ve müttefikinin iktidar olduğu Tamil Nadu’da Hint sosyalistlerinin dahil olduğu ittifak kazandı. BJP’nin bu yıl kazandığı tek eyalet olan Assam eyaletinde ise oyları düştü. Çoğunluk olmasına rağmen vekil sayısı 11 adet eksildi, ki bu eyaleti BJP kalelerinden biri olarak görmektedir.(4)
BJP’nin gerilemesinin esaslı etkeni bu büyük eylemler ve Hint milletinin Hindistan’ın Atlantik rotasına gösterdiği tepkidir. Ancak dünyadaki tüm büyük devrimci dalgaların olduğu kadar bu hareketin de öncüleri vardır. Bu eylemler için tek bir kuvvetten bahsedemeyiz. Dağınık kuvvetler eylemlere önderlik etti. Hindistan Komünist Partisi, Hindistan Komünist Parti – Marksist, Hindistan Komünist Partisi – Marksist Leninist Özgürlük, Tüm Hindistan İleri Cephesi, Kongre Partisi gibi partiler eylemlerin başını çektiler. Ancak ortak bir liderlik mekanizması kurulmadığı için çiftçinin taleplerinin karşılanması gecikti ve bu eylemlerin direkt iktidar odaklı eylemler haline dönüşmeleri mümkün olmadı. Hindistan’da Avrasyacı kuvvetler yükseliyor ancak bu yükselişi iktidar olmakla taçlandırmak için Avrasyacı kuvvetlerin ortak hareket edip yaklaşan Hindistan seçimlerine çok daha kuvvetli girmesi gerekmektedir. Yoksa Hint milletini bir kararsızlık girdabı içine girebilir.
HİNDİSTAN ATLANTİK’E PAYANDA OLMAYACAK
Hint çiftçisi, Hindistan’ın neoliberal politikalar etrafında Atlantik sistemine payanda olmasına karşı çıktı ve başardı. Bir yıl boyunca verilen büyük mücadele sonunda Hint devletini tarımdan soyutlayan, neoliberal tarım yasaları kaldırıldı. BJP ise eriyor, eyaletlerde güç kaybediyor. Hindistan’da kamuculuğu savunan kuvvetler eyaletlerde ve ülke genelinde yükseliyor. Ortak bir irade ile birleşirlerse ufukta iktidar görünüyor. Şimdi bunu öncü kuvvetlerin ortak hareket edip iktidara geçmesi izlemeli.
Hint milletinin kendisini çöken bir sisteme “entegre” etmeye çalışan kuvvete ve onun dostlarına karşı verdiği mücadele takdiri şayandır. Kadim milletler, çöken bir sistemin allarla boyanmış özgürlüklerini, devletin piyasayı serbest bırakmasını ve onun şatafatlı kimlikçiğini istemiyor, Avrasya’nın kamucu birikimine sahip çıkıyor. Allarla boyanmış özgürlüklerin(!) sistemi büyük milletleri kimlikler üzerinden bölerken ya da üreticisini çok uluslu şirketlerin insafına kuzu teslim eder gibi ederken insanlığın ön cephesi Avrasya’da milletler kimlikleri bir kenara bırakıp birleşiyor, üretici baş tacı oluyor.
Dipnotlar
[3] https://en.wikipedia.org/wiki/2019_Indian_general_election