Hizbullah'ın yeni hedefi: İsrail askeri üretimini felç etmek
Lübnan Direnişi son günlerde artan operasyonlarında, İsrail'deki stratejik hedefleri vurmaya başladı. İsrail basını, Tel Aviv'in askeri gücünü destekleyen fabrikalardaki üretimin sekteye uğraması tehlikesine işaret ediyor, enerji üretim tesisleri konusunda uyarıyor
Hizbullah perşembe günü İsrail'in kuzeyini 150 civarı roket, güdümlü antitank füzesi ve İHA ile vurdu. Lübnan Direnişi çarşamba günü ise sınır bölgelerine doğru 215 roket ve diğer mühimmatları ateşleyerek bir rekor kırmıştı. Operasyonlar sırasında çok sayıda yerleşimde sirenler hiç susmadı, insanlar sığınaklara koştu, 15 farklı yerde yangın çıktı ve iki asker yaralandı. Yaylım ateşinin öncelikli hedefleri başta Kuzey komutanlığı ve İstihbarat karargahı olmak üzere askeri tesis, üs ve mühimmat fabrikalarıydı. Hizbullah cuma günü de rutin saldırılarını sürdürürken, İsrail basını yangınlarla mücadelenin sürdüğünü, itfaiye ve ordunun "ağır sıcakta, sürekli roket ateşi alarmı altında" çalıştığını belirtti.
İŞLEVSEL SÜREKLİLİK TEHLİKEDE
İsrail'de yayın yapan Yedioth Ahronoth, Hizbullah'ın saldırılarının artık sadece askeri üsleri değil ayrıca mühimmat üretim fabrikalarını hedef almaya başladığına ve enerji santrallerinin de tehlikede olduğuna dikkat çekiyor. Gazete, İsrail güvenlik endüstrilerinin bir parçası olarak çok sayıda büyük üretim ve geliştirme fabrikasının tüm kuzeye yayıldığına ve stratejik önemlerine vurgu yapıyor. Bu tesislerde, İsrail Hava ve Kara Kuvvetleri için her türlü füzenin, akıllı bombanın, casus ve saldırı dronunun, aktif savunma sisteminin üretim ve geliştirilmesi yapılıyor. Gazeteye göre İsrail güçlerine silah sağlayan bu tesis ve fabrikaların - özellikle de Tel Aviv'in giderek kötüleşen uluslararası izolasyonu ışığında - işlevsel sürekliliği hayati önem taşıyor.
LİMANLAR VE GAZ PLATFORMLARI
Yedioth Ahronoth bu doğrultuda ortaya çıkabilecek en kötü senaryonun Hizbullah'ın son on yılda depoladığı ve henüz kullanmadığı en önemli kozu, “bir tona kadar patlayıcı” taşıyabilen savaş başlıklarına sahip yüzlerce hassas füzeyi bu fabrikalara yöneltmesi olduğu değerlendirmesinde bulunuyor. İsrail ordusunun tahminlerine göre Hizbullah'ın elinde ayrıca İsrail gaz platformları ve Hayfa'daki deniz üssü gibi kıyı ya da denizdeki hedeflere saldırmak için çok uygun olan Rus Yakhont füzeleri de bulunuyor. Bu füzeler yüzlerce kilometre boyunca etkili olduğundan saldırı menzilleri Aşdod Limanı'na ve yakındaki deniz üssüne kadar ulaşabiliyor.
Hizbullah'ın 150 bin roketlik bir koleksiyona ve İHA ile çeşitli füzelerden oluşan geniş bir repertuara sahip olduğu biliniyor. Bu veriler ve savaşçı sayısı Hizbullah'ı dünyanın en güçlü devlet dışı askeri aktörlerinden biri yapıyor. İsrail Alma Enstitüsü gerçek bir savaşın başlaması halinde Hizbullah'ın günde binlerce roket ateşleyebileceğini, bunların kuzeyle sınırlı kalmayacağını ve elit Rıdvan Gücü'nün sınır ötesi harekat yaparak bazı yerleşimleri işgal edebileceğini belirtiyor.
200 BİN İSRAİLLİ 'MÜLTECİ'
Newsweek dergisi Hizbullah saldırıları nedeniyle kuzeydeki evlerinden tahliye edilen İsraillilerin sayısının, Tel Aviv'in açıkladığından çok daha fazla olduğunu teyit etti. Tahliyeler sürekli olarak devam etse de İsrail aylardır bu sayının 60 bin olduğunu iddia ediyor. Newsweek'e göre ise tahliye edilenlerin sayısı 200 bini aşmış durumda.
İsrail basını, "Hizbullah'la mücadelenin bir sonucu olarak tükenen ve ağır bedeller ödeyen" yerleşimcilerin yaşadığı sıkıntıları sıklıkla sayfalarına taşıyor. Medyaya göre kuzeydeki yerleşimciler "depresyonda" ve şu soruyu soruyorlar: "Hizbullah'ın füze kâbusunu sona erdirmek için ne yapmalıyız?"
Ekim ayından bu yana kuzey toplumunun “çöktüğünü”, birçok “iş yerinin kepenk kapattığını” ve insanların “mülteci durumuna” düştüğünden yakınan bir yerleşimci şunları söylüyor: "Ömrümüzü Hizbullah füzeleri altında geçiriyoruz, durum korkunç." Bir başka yerleşimci "hükümet kuzey sakinlerini unuttu ve savaşın gölgesinde yaşamamıza alıştı." diye şikayet ediyor ve ekliyor: “Hepimize bir çaresizlik hissi eşlik ediyor. Ödenen ağır bedeller, öldürülen veya yaralanan İsrail askerlerinde, yaşamımızın mahvolmasında ve ekonomik zararda açıkça görülüyor."
TAHRAN: İZİN VERMEYİZ
Axios sitesine konuşan bir ABD'li yetkili, tırmanışın topyekûn bir savaşa dönüşmesini engellemek için Amerika'nın büyük çaba gösterdiğini ileri sürdü. Aksi yönde bir gelişmenin bölgesel krizi büyük ölçüde şiddetlendireceğini ve ABD'yi çatışmanın daha da derinlerine sürükleyeceğini belirten yetkili, Gazze'de ateşkesin sağlanmasının Lübnan sınırındaki savaşı engelleyecek tek faktör olduğuna inanıyor.
Tel Aviv'den perşembe günü yapılan açıklamada Hizbullah ile İran ve Lübnan hükümetlerinin sınırda tırmanan şiddet olaylarının "tüm sorumluluğunu" taşıdıklarını iddia etti ve yeni bir tırmanışın kapıda olduğunu ima etti. İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri aynı gün, Tahran'ın İsrail'in Lübnan'a saldırmasına ve Hizbullah'a karşı hedeflerine ulaşmasına izin vermeyeceğini söyledi.
Hizbullah ise tehditlere füzelerle cevap vermeyi tercih ediyor.
YENİ TATBİKAT
İsrail ordusu perşembe günü Lübnan'a kara harekatını simüle eden bir tatbikatın tamamlandığını duyurdu. Bu son üç hafta içinde açıklanan üçüncü tatbikat oldu. Açıklamada, karmaşık arazide hareket etmeyi ve dağlık rota boyunca ilerlemeyi içeren bir savaş senaryosunun yanı sıra sınır ötesinde lojistik destek, iletişim ve yaralı askerlerin çatışma alanından çıkarılması faaliyetleri de uygulandı.