23 Ekim 2024 Çarşamba
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hollanda'da Vergi İdaresi’ndeki ırkçılığa karşı tepkisizlik

Hollanda Vergi İdaresi'nin bir bölümünde kurumsal ırkçılık yapıldığı bizzat Devlet Bakanı Marnix Van Rij’in Temsilciler Meclisine gönderdiği 9 sayfalık yazılı ile kabul edildi. Irkçılık karşısına tepkilerin olmaması ise gözlerden kaçmadı

Hollanda'da Vergi İdaresi’ndeki ırkçılığa karşı tepkisizlik
A+ A-
AHMET KORKMAZ 

30 Mayıs 2022 tarihinde Temsilciler Meclisine konu ile ilgili 9 sayfalık yazılı gönderen Devlet Bakanı Marnix Van Rij (CDA), Vergi İdaresi'nin bir bölümünde kurumsal ırkçılık yapıldığını kabul etti.

NE OLDU DA HOLLANDA BU HALE GELDİ?

 1980'li ve 90'lı yıllarında Hollanda'da ırkçılığa karşı toplumsal bir duyarlılık vardı.

Hollanda'da Vergi İdaresi’ndeki ırkçılığa karşı tepkisizlik - Resim : 1

21 Mart Komitesi'nin afişi (1992)

1992 yılında, Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Günü vesilesiyle, 21 Mart Komitesi "ırkçılığa karşı" Amsterdam'da bir gösteri düzenlemişti. Gösteride 300 kadar örgütün katılımıyla 80 bin kişi ırkçılığa karşı yürümüştü.

Hollanda’da (son 20 yıldır) aşırı sağ, seçimlerde ve daha da önemlisi siyasette uzun soluklu bir “başarı”nın keyfini sürüyor. Farklı geçmişler, siyasi yollar ve ideolojik profillerden gelen yerleşik partiler ve yeni hareketler zamanla 'ana akım' siyasi sisteme ve topluma karşı birleşik ve ciddi bir meydan okuma olarak ortaya çıktı.  Sosyal Demokrat Partili (PvdA) Paul Scheffer tarafından kaleme alınan ve 27 Ocak 2000 tarihinde NRC gazetesinde yayımlanan, "Çok kültürlü drama" (Het multiculturele drama) başlıklı makale, 2000’lerin başlangıcından itibaren artan varoluşsal güvensizlik ile kimlik ve refahla ilgili popüler endişeler radikal sağın getirdiği popülist mesaj için bereketli bir zemin hazırladı. Daha da ürkütücü olan ise birtakım radikal sağın temel argümanlarının (özellikle göçmen karşıtı, İslam karşıtı ve düzen karşıtı eleştirileri) gitgide “ana akım” olmaya başlaması; bir başka deyişle, toplumun büyük kesimleri tarafından kabul edilerek “ana akım” siyasi söyleminin bir parçası oldu ve böylece “aşırıcılık” ve “ana akım” arasındaki geleneksel çizgi muğlaklaştı.

Hollanda'nın geleneksel sosyalistleri, komünistleri ve sosyal demokratları neoliberalizme yenilmiş sol örneği sergileyerek, sosyalizm ideolojisinden, ilerici materyalist felsefeden uzaklaşmış, işçi sınıfı mücadelesine inancı sıfırlamış ve emek sömürüsünü görmemek için sis perdesi oluşturarak, 20 yıldır sürekli sağa kayan Hollandalı seçmenin nabzına göre şerbet vermekte adeta yarış tutmaları ise madalyonunun diğer yüzü. 

11 Eylül saldırıları ABD başta olmak üzere AB’de "terör alarmına" geçmesine neden olan  'terör korkusu' (bahanesi) ile göçmen politikaları değiştirilerek, İslam karşıtlığı ve ırkçılığın yolu açılmış oldu. Hollanda`da son 20 yıldır aşırı sağa ve ırkçılığa kayış, sadece Hollanda'ya özgü değildir. Küresel bir süreçtir. 11 Eylül 2001 ve ardından yaşanan Madrid (2004) ve Londra (2005) terör saldırıları ile ırkçı fişlemenin daha sık kullanıldığı bilinmektedir. Avrupa’nın her yerinde polis memurlarının, soruşturmalarını azınlık topluluklarını hedef alarak uzun süredir ırk, etnik köken, din ve ulusal köken gibi genelleme kriterlerine dayandıkları kanıtlanmıştır.

Hollanda Vergi ve Gümrük İdaresi’nden sorumlu Devlet Bakanı Marnix Van Rij (CDA), olanların "vahim" ve bulguların "çok ciddi" olduğunu belirterek, Vergi İdaresi'nin bir bölümünde “Kurumsal Irkçılık” yapıldığını kabul ederek kelime oyunu ile ırkçılık suçlamasını örtbas ederek, ırkçılık kelimesinin önüne ‘kurumsal’ kelimesini koyarak  ırkçılık suçlamasından kurtulmak için kurtuluş yolu seçmiştir.

Kurumsal ırkçılık nedir?

'Kurumsal Irkçılık' sosyolojik bir terimdir. Yazılı ve özellikle yazılı olmayan kurallar, davranışlar ve görgü kuralları temelinde grupların sistematik olarak dışlanması ve/veya ayrımcılığa tabi tutulmasıdır.

Kısacası: Devlet Bakanı Marnix Van Rij, Vergi İdaresi'nin bir bölümünde “Kurumsal Irkçılık” yapıldığını kabul ettiğine göre,"Irkçılığı devlet yapıyor" demek istiyor.

Hükümet, kurumsal ırkçılık sorunuyla yüzleşerek,  bu sorunun adını koyarak,  böyle bir vakanın sadece Vergi İdaresi’nin bir bölümünde değil, Hollanda’da varlığını kabul etmesi gerekir. Bu adımı attıktan sonra kapsamlı bir çalışma başlatarak, işe okul kitaplarından ve popüler medya’dan başlayarak, ırkçılığın toplumsal yaşamın her alanına nasıl yansıdığını mercek altına alması gerekir.  

Hollanda'da sayıları oldukça kabarık olan hukuk bilimcilerimizin, dernek ve vakıf yöneticilerimizin bu konuda duyarsızlıkları ise madalyanın gerçek yüzü.

Son Dakika Haberleri