Hristiyanlık tarihinde yeni sayfa! Aziz Vlas’ın Sivas’ta izlerine rastlandı
Sivas’ta Hristiyanlığın en önemli isimlerinden olan Aziz Vlas’ın anıt mezarının bulunduğu alanda çevre düzenleme çalışmaları öncesi yapılan arkeolojik kazılarda önemli bulgulara ulaşıldı.
1200’e yakın kiliseye adı verilen, dinler tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Aziz Vlas’ın Sivas’ın Gökmedrese Mahallesi’nde anıt mezarının bulunduğu alanda başlatılan arkeolojik kazının ilk etabı tamamlandı. Yapılan kazı çalışmalarında Vlas’ın kazı bölgesinde defnedildiğini ispatlayacak nitelikte önemli bulgulara ulaşıldı. Elde edilen bulgulara göre Aziz Vlas’ın Romalılar tarafından şehit edildikten sonra dibinde gömüldüğü rivayet edilen duvara ulaşıldığı düşünülüyor.
Bölgedeki kazı çalışmalarında yaklaşık 10 bin tarihi eser, tandırlar, zeminler, su kuyusu ve 22 adet duvar bulundu. Bulunan duvarların arasında en dikkat çekeni ise 20 metre uzunluğunda ve 3.5 metre genişliğindeki duvar oldu. Sanat tarihçileri, bu duvarın Aziz Vlas’ın gömüldüğü yerle ilgili rivayetlerde geçen duvar olduğunu düşünüyor. Rivayete göre M.S. 3. yüzyılda yaşayan Aziz Vlas, Romalılar tarafından şehit edildikten sonra bir kadın tarafından Sivas surlarının dibine gömüldü.
“HZ. İSA’DAN SONRA EN ÖNEMLİ KİŞİLERDEN BİR TANESİ”
Kazı alanında görevli Uzman Sanat Tarihçisi Hüseyin Çil, Aziz Vlas’ın Hristiyanlar ve dinler tarihi açısından önemine değinerek, “Aziz Vlas M.S. 280’li yıllarda doğmuş bir kişidir. Kendisinin felsefe ile uğraştığını ve daha sonrasında tıpla ilgilenip hekimlik yaptığını biliyoruz. Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte Hristiyan hastaları tedavi ettiği süre zarfında Hristiyanlardan etkileniyor ve Hristiyan oluyor. Dönemin Kapadokya valisi yakalatıp Sivas’a getirtiyor. Aziz Vilas burada işkence görüyor, demir yün taraklarıyla derisi yüzülüyor. Hristiyanlığı reddetmediği için başı kesilerek şehit ediliyor. Hristiyan alemi için çok önemli, Hz. İsa’dan sonra en önemli kişilerden bir tanesi. Aziz Vlas adına Avrupa’da binlerce kilise mevcut. Aynı zamanda Hırvatistan’ın Dubrovnik kentinin koruyucu azizidir” dedi.
“ALANDA YAKLAŞIK 10 BİNE YAKIN ESER TESPİT ETTİK”
Hüseyin Çil, yapılan kazı çalışmalarında 10 bine yakın eser tespit ettiklerinden bahsederek, tespit edilen buluntu grubunun çoğunluğunu seramik parçalarının oluşturduğunu söyledi. “Bu proje Sivas Belediyesi tarafından mezar anıtını ve çevresini düzenlemek amacıyla başladı. Projenin başlamasıyla birlikte Müze Müdürlüğü ve Koruma Kurulu aracılığıyla da burada sondaj çalışmaları başlatılmak istendi. Kazı, 2021 yılının Eylül ayında başladı. O günden bu güne kadar alanda üç farklı sondaj yaptık. Sondajlardan veriler gelince kazı alanını genişlettik ve alanın tamamını kazmaya yönelik çalışma yürüttük. Yapılan kazı çalışmaları neticesinde alanda yaklaşık 10 bine yakın eser tespit ettik. Bu eserlerin büyük bir çoğunluğunu seramik parçaları oluşturuyor. Alanda en ilginç buluntulardan bir tanesi Selçuklu aynası dediğimiz bronz ayna parçası bulduk. Ayna kırık bir haldeydi, küçük bir parçasını bulduk. Öte yandan bitkisel ve figürlü bezeme alçı grupları tespit ettik” diye konuştu.
“SİVAS SURLARININ DİBİNE GÖMDÜĞÜ SÖYLENİR”
Çil, rivayetlerde konu edilen ölçülerde bir duvar bulduklarını söyleyerek, “Burada arkeolojik verilerin çoğunluğunu duvarlar oluşturuyor. Burada toplam 22 adet duvar tespit ettik. Bu duvarlar birbirinden farklı ve bağımsız, farklı evre ve dönemlerde inşa edilmiş duvarlar. Bunların hiçbirinin birbiri ile bağı yok, herhangi bir mekan ve form vermemekte. Bir numara olarak nitelendirdiğimiz duvar 20 metre uzunluğunda ve 3.5 metre kalınlığında. Bu ölçekte baktığımız zaman bu kalınlıkta bir duvar çok büyük. Bu kalınlıkta bir duvar ancak savunma yapılarında inşa edilebileceği için sur olabileceğini düşünmekteyiz. Tabii Aziz Vlas’ın da öldükten sonra gömülme hikayesi vardı. Bu hikayede ‘Bir kadının Aziz Vlas’ın cenazesini alıp Sivas surlarının dibine gömdüğü’ söylenir, kayıtlar bu şekildedir. Biz de bu duvarları sur olarak değerlendirdiğimizde Aziz Vlas’ın gömülme hikayesiyle de uyuştuğunu tespit ettik, biz bu şekilde değerlendiriyoruz. Bu duvarın da Roma surunun bir parçası olma ihtimali kuvvetle muhtemel. Roma suruna ait bizim elimizde ciddi bir veri yok ancak 527 ile 562 yıllarında Roma İmparatoru Justinyen surları onartıyor. Bizans-Roma kent yerleşkesinin nerede olduğuna dair herhangi bir bilgimiz yok. Ancak biz bu duvar neticesinde yerleşimin bu tarafta olduğunu düşünebiliriz” ifadelerini kullandı.