Teröristlerin Halep hamlesine Türkiye’den şerh
Türkiye, içinde Suriyeli muhaliflerin de bulunduğu Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki Feth’ul Mubin operasyon odasının Halep’e yönelik saldırı planlarına şerh koydu
İsrail’in genişleyen bölgesel saldırıları, Suriye’deki normalleşme karşıtı muhalifler ile terör örgütlerini cesaretlendirdi. Suriye Ordusu ile İranlı gruplara yönelik artan saldırıları “fırsat” olarak gören gruplar, kontrol alanlarını genişletmek için harekete geçti. Özellikle İdlib’i yöneten terör örgütü Heyet-i Tahrir Şam, ülkede geniş çaplı bir operasyon hazırlığına başladı. Operasyonun hedefinde İdlib, Hama ve Lazkiye kırsalındaki Suriyeli ve İranlı güçler olduğu bildirilirken, esas hedefin ise Halep’in işgali olduğu bildirildi.
HTŞ-MUHALEFET ORTAKLIĞI
Diğer yandan, Ankara-Şam normalleşmesine karşıt olan muhalif grupların da HTŞ’nin kapsamlı saldırı planlarına destek verdiği öğrenildi. Kaynaklara göre söz konusu operasyon, “Büyük Fetih” ya da “Feth’ul Mubin” adıyla 2019 yılında kurulan ortak operasyon odası tarafından yönetilecek. Ortak operasyon odasına katılan üç ana grubun ise Heyet-i Tahrir Şam, Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Ceyş el-İzza olduğu biliniyor.
Ulusal Kurtuluş Cephesi bünyesinde, aynı zamanda Suriye Milli Ordusu’nun birer bileşeni olan ve Ankara-Şam normalleşmesinin ardından Türk bayraklarını yakan gruplar yer alıyor. Nitekim normalleşme karşıtı olan bu gruplar, bir süredir Şam’a karşı yeni cephe açılması için çağrılar yapıyordu.
Türkiye ise bu gruplara önce yaptırımlar uygulamış, ardından bazılarını feshetme kararı almıştı. Ancak fesih kararına uymayan bu gruplar, şimdilerde HTŞ’ye yanaşarak ABD/İsrail planlarına dahil oldu.
HTŞ ASKERİ HAZIRLIK YAPIYOR
Bu arada HTŞ’nin kontrolündeki bölgelerde Şam’a karşı geniş çaplı operasyon için askeri hazırlıkların başladığı bildirildi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), ilgili haberinde şu bilgileri paylaştı:
“HTŞ Lideri Ebu Muhammed El Cevlani, İsrail'in rejim güçlerine ve İran destekli milislere yönelik hava saldırılarından faydalanmayı amaçlıyor. İsrail'in Golan cephesini açma ihtimalinin de konuşulduğu bu günlerde, özellikle HTŞ'nin kontrolündeki bölgeler rejim güçlerine karşı geniş çaplı bir askeri operasyon için yoğun hazırlıklara sahne oldu. HTŞ, Özel Kuvvetleri’ni donattı, savaşçılarını yoğun askeri kurslarla eğitti ve askeri planının önemli bir parçası olan insansız hava araçlarını kullanma kabiliyetlerini artırdı.”
Örgütün, bazı Çeçen ve Gürcü teröristleri serbest bırakma karşılığında Kiev yönetiminden insansız hava araçları aldığı biliniyor. Aydınlık, son dönemde kalabalık bir Ukraynalı uzman heyetinin de bölgeye giderek teröristlere İHA eğitimleri verdiğini ortaya çıkarmıştı.
TÜRKİYE: FECİ SONUÇLARI OLUR
Gözlemevi’nin kaynakları, HTŞ’nin operasyonuna Türkiye’nin yeşil ışık yakmadığını bildirdi. Birçok ülkenin HTŞ operasyonunu desteklediğini belirten Gözlemevi, Türkiye’nin ise bu savaşa tamamen farklı bir açıdan baktığını kaydetti.
“HTŞ bölgedeki nüfuzunu genişletmek istiyor ve kendisini destekleyen bazı ülkelerden örtülü bir tanınma aldığına inanıyor, bu da onları operasyona devam etmeye teşvik ediyor.” denilen haberde, “Ancak Türkiye, HTŞ'nin saldırı başlatmak istediği bölgenin yoğun olarak yerinden edilmiş kişiler ve mülteci kamplarıyla dolu olması ve çatışmaların tırmanması halinde bu siviller için alternatif bir yer bulunmaması nedeniyle, yeni bir savaş başlatmanın sahada feci sonuçlara yol açabileceğini düşünerek bunu reddediyor.” ifadelerine yer verildi.
‘BAB EL-HAVA’YI KAPATIRIZ’
SOHR, Türkiye’nin yeni bir mülteci akını konusundaki kaygılarını, kaynaklarından da doğrulattığını belirtiyor. Haber şöyle devam ediyor:
“Güvenilir kaynaklar, Türkiye'nin İdlib, Hama, Lazkiye ve Halep kırsalının yerinden edilmiş Suriyeliler için mevcut son coğrafi alanlar olduğunu dikkate aldığını doğruladı. Herhangi bir askeri operasyon, daha fazla göçe ve sınır bölgeleri üzerinde büyük bir baskıya yol açabilir.
"Dahası Türkiye, Cevlani’yi bu savaşa iten ülkelerin kritik bir anda onu terk ederek bölgeyi rejim güçleri ve Rusya karşısında kaderiyle baş başa bırakmasından endişe etmektedir. Bu endişeler ışığında Türkiye, HTŞ'ye herhangi bir askeri harekâtı kesin olarak reddettiğini bildirmiş ve yeni bir askeri cephe hattı açılması halinde, yaralı HTŞ mensuplarının tedavi için Türk topraklarına geçişine izin vermeyeceğini ve Kuzey Suriye'nin can damarı olan Bab El-Hava Sınır Kapısı’ndan askeri malzeme akışını durduracağı konusunda HTŞ'yi uyarmıştır.
"Türk güçlerinin Suriye'nin kuzeyinde kendilerine bağlı tüm güç ve gruplara tam teyakkuz ve hazır olma emri verdiğini de belirtmek gerekir.”
SURİYE ORDUSU YIĞINAK YAPIYOR
Bu arada Suriye Ordusu’nun da HTŞ’nin olası operasyonuna karşı İdlib ve Halep’teki cephe hatlarına yoğun askeri sevkiyat yaptığı görülüyor. Önceki gün düşen yeni görüntülere göre bölgeye tanklar, zırhlı personel taşıyıcılar, ağır makineli silahlarla donatılmış pikaplar ve yüzlerce asker gönderildi.
Ayrıca 25. Tümen olarak bilinen Özel Kuvvetler mensuplarının da bölgeye gittiği öğrenildi. Bu güçler, Halep'in batı kırsalı ve İdlib kırsalında HTŞ ile cephe hatlarında konuşlandırıldı.
Aydınlık’ın ulaştığı bir Suriyeli subay, HTŞ’nin olası bir Halep hamlesinin başarıya ulaşma şansı olmadığını, buna rağmen söz konusu saldırının ABD ve İsrail tarafından teşvik edildiğini vurguladı.
TSK ÖNLEMLERİNİ ARTIRIYOR
Bölgede olası bir çatışmaya karşı Türk güçleri de askeri hazırlıklarını artırdı. 6 Ekim'de 23 askeri araçtan oluşan bir konvoy, Kefer Lusin Sınır Kapısı’ndan geçerek İdlib'in güneyindeki Cebel Zaviye bölgesine gitti.
Bu son sevkiyatla birlikte ekim ayı başından bu yana Suriye'ye geçen askeri araç sayısı 43'e ulaştı. Eylül ayının ikinci yarısında ise İdlib'e 107 askeri araç, zırhlı personel taşıyıcı ve lojistik malzemeden oluşan üç konvoy takviye gönderilmişti.
Ayrıca Türk Ordusu’nun İdlib kırsalındaki askeri noktalarından birine hava savunma sistemi gönderdiği bildirildi. SOHR, Türk güçlerinin Lazkiye'nin kuzey kırsalındaki Tellet el-Hadade ve Hama'nın kuzeybatısında bulunan Gab Ovası'ndaki Tellet Kastun'da, modern sinyal bozucu cihazları da aktif hale getirdiğini yazdı.
HALEP'İN KURTARILMASI DÖNÜM NOKTASIYDI
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, “Sizce savaşın dönüm noktası ne oldu?” diye sorulduğunda, “Halep’in geri alınması” yanıtını vermişti. Bunun yalnızca Suriye için değil tüm dünya tarihi açısından kritik bir an olduğunu belirten Esad, “Sanırım tarihi bundan sonra Halep'in özgürleştirilmesinden öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmak mümkün olabilecektir.” ifadelerini kullanmıştı. İşgal altındaki Halep, 2016 yılında kurtarılmıştı.