'Sivil anayasa' korosu

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, HÜDA PAR'lıların önceliğinin sivil anayasa olduğunu söyledi. AK Parti İstanbul milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu konuk olduğu A Haber'de “Sayın Cumhurbaşkanı da yeni Adalet Bakanı da sivil Anayasa talebini gündeme getirdi" diyerek Meclis'teki önceliklerinin yeni sivil anayasa olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yeni Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da sivil anayasa yapmayı hedeflediklerini açıklamıştı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, anayasa için Cumhur İttifakı ile birlikte çalışmaya hazır olduklarını en baştan açıkladı. HÜDA PAR'ın talebi ise "Vesayetten ve ideolojiden arınmış, sivil anayasa".

'ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDEN TAVİZ VERMEYİZ'

Zekeriya Yapıcıoğlu, önceki akşam A Haber'de Melih Altınok'un sorularını yanıtladı. Yapıcıoğlu, "HÜDA PAR'ın Meclis'teki önceliği ne olacak?" diye sorulması üzerine anayasa değişikliği için çalışacaklarını söyledi. Seçimlerden çok önce de sivil anayasa için siyasi partileri ziyaret ettiklerini anlatan Yapıcıoğlu şöyle konuştu:

"Millet İttifakı'nın içindeki İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi, Büyük Birlik Partisi, AK Parti ile görüştük. 2018 seçimlerinden sonra yaptığımız o görüşmelerde bütün siyasi partiler ayrı ayrı Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söylüyorlar. Bu anayasa, askeri cuntanın yapmış olduğu sipariş ile yapıldı ve millete dipçik zoruyla kabul ettirildi. Türkiye, 40 yılı aşkın süredir bir deli gömleği gibi milletin sırtına geçirdiği bir anayasa ile idare ediliyor. Bu ayıp yeter. Bu memlekette siviller rüştünü ispat edebilmeli, biz bir anayasa yapabiliriz. Hatırlarsanız şu konu çok tartışıldı. Asli kurucu iktidar, tali kurucu iktidar.... Parlamento anayasa yapabilir ama anayasanın sadece belli değişiklikler yapabilir, yeni bir anayasa yapamaz gibi... Bunun doğru olmadığını pratik göstermek lazım. Bazı partilerin anayasa taslakları var. Bizim de düşüncelerimiz var. Toplumun farklı görüşlerdeki temsilcileri bir masa etrafında toplanabilmeli. Ortak noktalarda buluşabiliriz. Elbette her maddede yüzde 100 ortaklık olacak diye bir şey yok. Kimsenin kendisini dışarıda hissetmeyeceği herkesin 'Bunu, beni de temsil eden bir meclis yaptı, bu benim anayasam' diyebileceği bir anayasa yapabiliriz."

CUMHURİYETLE HESAPLAŞMA

HÜDA PAR, kurulduğu 2012 yılından bu yana anayasa değişikliğini savunuyor. HÜDA PAR'ın savunduğu anayasada "Türk milleti" yok, "anadilde eğitim" var. HÜDA PAR, "anayasada ideoloji olmasın" diyor, 100 yıllık cumhuriyetle hesaplaşıyor. Partinin daha önce hazırladığı metinde anayasaya ilişkin talepler şöyle:

| Vesayetten ve ideolojiden arınmış, sivil ve adil bir anayasa acilen yapılmalıdır.

| Yeni anayasanın başlangıç bölümü kısa ve öz olmalıdır. Etnik vurgu yapılmaksızın insani hak ve hürriyetlere kuvvetli bir vurgu yapılmalıdır.

DEĞİŞTİRİLEMEZ MADDELER

| İdeoloji dayatmamalıdır. Hem seçilecek milletvekillerinin hem de devletin değişik kademelerinde görev alacakların yemin metni değiştirilmelidir. Bir ideolojiye bağlı kalınacağına değil, toplumun faydasına çalışılacağına yemin edilmelidir.

| Anayasada hiçbir madde değiştirilemez olmamalı. Cumhuriyetin, bin yılı aşkın bir geçmişin mirası üzerine bina edildiği unutulmamalı; 1921, 1924 ve hatta 1961 anayasasında olmayan, 1980 askeri darbesi sonrasında “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddeye yapılan ilavelere “kurucu irade” muamelesi yapmak gibi bir yanlışa düşülmemelidir.

VATANDAŞLIK TANIMI

| Yeni anayasada temel hak ve hürriyetlerin düzenlendiği kısımda “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin bu haklardan eşit bir şekilde yararlanmasının temini devletin görevi, yükümlülüğü, varlık ve meşruiyet nedenidir.” şeklinde bir madde veya fıkraya yer verilmelidir. Böylece hem vatandaşlık tanımı ile ilgili tartışmaların son bulması sağlanmış hem de hak ve hürriyetlere kuvvetli bir vurgu yapılmış olur.

| Darbecilerin anayasaya yerleştirdiği en önemli vesayetler resmi ideoloji vesayeti, askeri vesayet ile bürokratik vesayettir. Tüm vesayetlerin ve vesayet kurumlarının yasal dayanağı ve kaynağı darbe anayasasındaki ideolojik vesayettir. Darbecilerin ideolojik vesayetin muhafızı olarak anayasaya yerleştirdiği vesayet kurumları anayasal kurumlar olmaktan çıkarılmalıdır.

| Hiç kimse inancına aykırı davranmaya zorlanmamalı. İnanç ve ibadet hürriyeti sağlanmalı; hiç kimsenin dini inancının emir ve yasaklarına aykırı davranmaya zorlanamayacağı anayasal teminat altına alınmalıdır.

ANADİLDE EĞİTİM

| Anadilde eğitim herkes için insani bir haktır. Bu hak anayasada teminat altına alınmalıdır.

| “Islah Edilmiş Başkanlık Sistemi” ile Meclis'in yetki ve itibarı artırılmalıdır.

ADALET BAKANI’NIN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİ

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki göreve başlama töreninde "Demokrasimizi, darbe ürünü mevcut anayasadan kurtararak, özgürlükçü, sivil ve kuşatıcı bir anayasayla güçlendireceğiz." dedi. Erdoğan daha önce de defalarca kez "sivil anayasa" hazırlığına işaret etmişti. Yeni Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un da ilk mesajı "sivil anayasa" oldu. Tunç, daha devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, "Anayasamızın vesayetçi anlayıştan arındırılması yolunda önemli Anayasa değişikliklerini hayata geçirmiştik. Şimdi inşallah 28. dönem parlamentomuzda demokratik, sivil anayasa ile ilgili olarak bir uzlaşmanın sağlanması en büyük temennimiz olacaktır." dedi.

'SİVİL ANAYASA DEDİKLERİ DEVLETSİZLEŞMEK'

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, 13 Ekim 2011'de yayımlanan yazısında da sivil anayasa ile ilgili, "Ağaçları Sevenler Derneği’nin tüzüğü sivildir. Devletin anayasası ise, ancak ve ancak kamusaldır; resmîdir. 'Sivil anayasa' tuhaflığı, millî devlet düşmanlığından çıktı." ifadelerini kullanmıştı. Yazının devamı şöyle:

"Kemalist Devrim’le kurduğumuz devleti yıkma programını uygulayan emperyalist merkezlerin ideologları, daha 1980’li yıllarda 'Sivil toplum' teranesidir tutturdular.

"Kavrama yüklenen ideolojik görev, devrim yıkıcılığı idi. Onlara göre, devrime ve Atatürk Cumhuriyetine ait olan her şey kötüydü. Devleti şeytanın alanı ilan ettiler. Topluma ait olan her şey, ekonominin baronlarıyla, cemaatiyle, tarikatıyla iyiyi temsil ediyordu. Sivil toplumda, ABD ve ABD’den yemlenen NGO yöneticileri, tarikat şeyhleri, cemaat liderleri gibi melekler uçuşuyordu.

“Sivil anayasayla yapılmakta olan bellidir: Devletsizleşmek, başka deyişle sömürgeleşmek, BOP Eş başkanlığına dönüşmek; ABD ile yapılan '2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma'larla yönetilmek; yasama, yürütme ve yargı yetkilerini yabancı devlete devretmek; Okyanus ötesindeki devletinin ayakları altında kalmak. Atatürk Devriminin yıkılışını hukuka geçirmek, millî devleti tasfiye etmek, milleti parçalamak, vatanı bölmek, kamu ekonomisini boğmak ve canlanmasını önlemek, Ortaçağ ilişkilerini hakim kılmak, yurttaşı mürit ve kul yapmak.

“Sivil anayasa dedikleri, devletsizleşen bir halkın bağlanacağı kurallardır; kulların üzerindeki yabancı devlet diktasının hukukudur."