31 Mart bastırıldı kadınların önü açıldı
Hürriyet Devrimi’nin, toplumsal dönüşüm hedefiyle beraber getirdiği sonuçlarla kadınların örgütlenme yolu açıldı, kolaylaştı, kadının hayata, insana, siyasete daha kolay yoldan bağlanmasını sağladı… Osmanlı’da kadın mücadelesinin gelişimini anlamak için önce 31 Mart Olayına bakalım…
31 Mart Olayı, İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanma ve darbe teşebbüsü. Rumî Takvim'e göre 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladı, Hareket Ordusu tarafından bastırıldı.
İkinci Meşrutiyet’in üzerinden henüz dokuz ay bile geçmemişken, 111 yıl önce başlatılan ayaklanma, Türk demokrasi ve siyasi tarihinde çok derin izler bırakan özellikleriyle ‘31 Mart Vakası’ olarak anılır. Olay, Mutlakiyet Sistemi savunucularının Meşrutiyet'e karşı açtıkları bir savaştı. Sadece II. Meşrutiyet'in ilanı değil, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin faaliyetlerinden rahatsızlık duyan gerici taraf, bu duruma karşı askerlerin kışkırtılmasına ve gruplaşmalarına yol açmıştı. Kutuplaşma, halk arasında gerginlik arttı ve isyan için gereken ortam hazırlandı. Hürriyet Devrimi’nin, toplumsal dönüşüm hedefiyle beraber getirdiği sonuçlarla kadınların örgütlenme yolu açıldı, kolaylaştı, kadın hayata, insana, siyasete daha kolay yoldan bağlanmasını sağladı…
31 Mart Olayı, gerici unsurlarca ‘şeriat isteriz' diye başlatılmakla birlikte, İngiliz desteği alan muhalefetin Hürriyet Devrimi’ne karşı kalkıştığı ve başarısızlıkla sonuçlanan bir ayaklanma.
Bu mücadeler ve toplumun her alanındaki gelişmeler sosyal, kültürel bakımdan Osmanlı kadınının toplumsal hayattaki yeri konusundaki değişmelere önemli bir hız kazandırdı. Özellikle İkinci Meşrutiyet döneminde kadınlar, elde ettikleri geniş eğitim olanağı sayesinde, toplumsal hayatta daha aktif olarak varlığını ortaya koymaya başladı. Önemli değişimlerin yaşandığı Meşrutiyet toplumunda kadın, modernlik ile geleneksellik arasında kaldı. Dönemin kadınları tarafından özgürlüğün ilanı olarak algılanan İkinci Meşrutiyet’in ilanı, yeni modern kadın modelinin de şekillenmeye başladığı süreci başlattı. Başta eğitimli kadınlar olmak üzere dönemin kadınları toplum hayatında yer edinme mücadelesi vermeye başladı.
NEZİHE MUHİDDİN VE KADINLAR HALK FIRKASI
16 Haziran 1923’te, henüz Cumhuriyet ilan edilmemişken, Nezihe Muhiddin ve 13 kadın arkadaşı, kadınların siyasal haklarını savunmak amacıyla Kadınlar Halk Fırkası adı altında bir parti kurdular. Partinin programı ve görüşleri çeşitli dergilerde dile getirilirdi, ancak cinse dayalı bir siyasi parti kurulması tepkiye neden oldu ve destek görmedi. Kuruluş dilekçesine sekiz ay sonra ‘kadınların henüz oy hakkı olmadığı’ gerekçesiyle ret yanıtı geldi.
Bunun üzerine, parti programından kadınların seçme ve seçilme hakları çıkarılarak Kadınlar Halk Fırkası, Türk Kadınlar Birliği adıyla bir derneğe dönüştürüldü. Amacı ‘Kadınlığı düşünsel ve sosyal alanlarda yükselterek modern ve olgun bir düzeye eriştirmek’ olan Türk Kadınlar Birliği başkanlığını, Nezihe Muhiddin üstlendi. Birlik, 1924’te yayınlamaya başladığı Kadın Yolu dergisinde kadınların siyasal taleplerinin ve temsil hakkının mücadelesini yürüttü.
1925 yılında henüz kadınların siyasal hakları tanınmamışken, Türk Kadınlar Birliği tarafından Nezihe Muhiddin, Halide Edip’le birlikte milletvekilliğine aday gösterildi. Amaç, seçimler sırasında konuyu gündeme getirmek, kamuoyunu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kadınlara oy verme hakkı için etkilemekti.
1930’larda, derneğin kapatılması gerektiği savunulmaya başlandı: “Cumhuriyet devrimleriyle Türk kadınları her türlü haklarını elde etmiş, erkeklerle eşit olmuşlardır. Kadın Birliği’nin de amacı bundan başka bir şey değildir. Bu amaç gerçekleştiğine göre, Türk Kadınlar Birliği’nin varlık nedeni ortadan kalkmıştır. Kaldı ki eğer ortada hâlâ bir sorun kalmışsa, bu kadın erkek kavgasıyla değil, fakat elbirliği yapılarak çözülebilir.”
KADINLARIN GÜÇLÜ BİRLİĞİ
Bunun üzerine, 1934 yılına kadar Türk Kadını’na köy heyeti azalığı, muhtarlık ve son olarak milletvekili seçme ve seçilme hakkının kazanılması ile birlikte Türk Kadınlar Birliği, amaçlarını gerçekleştirdikleri düşüncesiyle 1935 yılında “Türk kadınlığının bütün hakları tanınmıştır” diyerek fesih kararı aldı.
İlk kuruluşu, 7 Şubat 1924 tarihinde gerçekleşen Türk Kadınlar Birliği, 13 Nisan 1949’da yeniden kuruldu. Kurucuları arasında, Nezihe Muhittin (ilk genel başkan), Latife Bekir (Çeyrekbaşı) ve Sabiha Zekeriya (Sertel) bulunuyordu. Kadının sosyal yaşama eşit olarak katılmasını sağlamayı amaçlayan Birliğe Atatürk’ün eşi Latife Hanım da büyük destek vermişti. Şükufe Nihal aktif üyelerindendi.
13 Nisan 1949 tarihinde tekrar kurulan Türk Kadınlar Birliği, kamu yararına çalışan 74 yıllık bir kadın derneği olarak hâlen faaliyetlerini sürdürüyor..
YAŞAR NEZİHE’NİN SESLENİŞİ
1882-1971 yılları arasında yaşayan kadın şair Yaşar Nezihe Bükülmez’in aşağıdaki şiiri, dönemin fikri düzeyini yansıtması bakımından dikkat çekici. Genel olarak şiir, kısıtlı sayıda deneme türünde eserler veren Yaşar Nezihe, Mayıs 1923’te ‘1 Mayıs’ adıyla yayımlanan şiiriyle, Aydınlık gazetesinin de ilk kadın yazarı.
‘Sayende saadetlere mazhar beşeriyet;
‘Sen olmasan etmezdi teali medeniyet.
‘Boynundan esaret bağını parçala, kes, at!
‘Kuvvetedir hak, hakkını haksızlara anlat.’
KAYNAKÇA
Dergipark ( 2011) cilt 21,
Milliyet Gazetesi 13 Nisan 2020,
Bilim ve Ütopya ( Nisan 2018 ) Sina Akşin.