Hüseyin Macit Yusuf: Para pul bina değil tanınma istiyoruz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle önemli bir günde KKTC’ye gelmesinden dolayı Kıbrıs Türk halkının kendisine minnettar olduğunu söyleyen Hüseyin Macit Yusuf, müjde açıklamasının ise hayal kırıklığı yarattığını söyledi. Yusuf "Para pul bina değil, tanınma istiyoruz" dedi.

Hüseyin Macit Yusuf’un açıklamasından öne çıkanlar şöyle;

“ERDOĞAN’IN KONUŞMASINDA YAPTIĞI TESPİTLER ÇOK DOĞRU”

Hem Kurban Bayramı’nı hem de kutlu Barış Harekatının yıl dönümünde anavatanımızın en üst kademesinin burada olması bize güven vermektedir. Erdoğan’ın bugün mecliste yaptığı konuşma muhteşem bir konuşmadır. Keşke bir şey müjdeleyeceğini söylemeseydi. Çünkü yaptığı bütün saptamalar, bizim 20 senedir kurucu cumhurbaşkanımızın da söyledikleridir. Rauf Denktaş’ın üzerine basa basa vurguladıklarını 17 sene sonra sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da söylemesi bizi mutlu eder. Tespitler doğru, Kıbrıs’ta iki tane devlet olduğu doğru. Bu devleti bin bir meşakkatle kurduğumuz doğru. Anavatan Türkiye’nin destekleri olmasa bu devleti kuramayacağımız doğru. 1983’de kurduğumuz devletin bugüne kadar gelmesine eğer anavatan katkı koymasaydı bugünlere gelemezdik. O da doğru. Rumların uzlaşmaz olduğu doğru. Dünyanın Kıbrıs’ta iki devlet olduğunu kabul etmemesi, direnmesi tespitini de yaptı sayın Erdoğan, o da doğru. Buna karşı birlik ve beraberlik içerisinde hep birlikte karşı koyacağımız doğru.

“HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI”

Ama bu raddeye getirdikten sonra, dünyaya mesaj vereceğim dedikten sonra, bir külliye binası, bir parlamento binasının inşasını bize müjdelemesi bende şahsen hayal kırıklığı yaratmıştır. Beklentim, belki yarın 20 Temmuz törenleri var, orada da zannedersem sayın Erdoğan bir konuşma yapacak. Esas müjdeyi orada mı verecek acaba? Bugünkü toplantıda söyledikleri tamam. Meclisi toplamasına gerek yoktu böyle bir şey için. Yine de kötü konuşmak istemiyorum. Anavatanımızın Cumhurbaşkanıdır ama bu olmadı ben kabul etmedim, içime sindirmedim.

“KÜLLİYE DÜNYAYI İLGİLENDİREN BİR KONU DEĞİL”

Müjde değil bu. Burada parlamento binası yapılması, külliye yapılması, dünyayı ilgilendiren bir konu değil ki. Dünyayı ilgilendiren konu sayın Erdoğan’ın bugün burada KKTC’nin tanınmasının önünü açıyoruz, önümüzdeki günlerde sayın KKTC Cumhurbaşkanı dünyaya çağrı yapacaktır demesini beklerdim. Veya Maraş Türk toprağıdır, Vakıflar İdaresi’nindir. Biz artık gelen tepkilere rağmen Maraş’ı tamamen açıyoruz, mal sahibi olduğunu iddia edenler gelsinler tapularını ispat edebilirlerse orada otursunlar demesini bekliyorduk. Hatta Doğu Akdeniz’de doğalgaz bulduk, petrol bulduk gibi bir açıklama yapmasını bekliyorduk. Çünkü müjde budur. Külliye binası yapmak bana göre bugünkü konjektürde müjde değil.

Allah razı olsun, hiçbir şeyimizi eksik yaptırmıyor Türkiye. Daha geçtiğimiz hafta 5 milyon dolarlık bir katkı payını Kıbrıs Türk halkının emrine vermiştir. Ben 60 yaşındayım, artık paradır puldur, binadır peşinde değiliz. Kusura bakmasın Türkiye’deki idareciler, biz artık tanınma istiyoruz ve bizimle kimse dalga geçmemelidir. Bu külliye binası ne demek? Bugünkü geldiğimiz konjektürde dünyaya devleti kurduk, iki devlet var dedik. Sayın KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, egemen eşitlik çerçevesinde iki devletli çözüm diyor. Cenevre’ye gidiyoruz bunu savunuyoruz. Sabah kalkıyoruz bunu savunuyoruz, akşam bununla yatıyoruz. Sayın Doğu Perinçek’le gezmediğimiz yer kalmadı.

‘BUGÜN TANINMA GÜNÜDÜR, BAŞKA GÜNDEM YOKTUR”

1983’de bu devleti ilk kurduğumuzda da tanınmak üzere kurduk bu devleti. Başka bir televizyon programında o günkü iktidarın, Özal iktidarının KKTC’nin tanınmasını engellediğini ve 1983’den günümüze gelinceye kadar bunun hep engellendiğini ifade etmiştim. Türkiye Cumhuriyeti’nin gündeminin KKTC’nin tanınması için uygun olmadığını hep bize söylediler. Ve idaredeki insan, Türkiye sevgisiyle yanıp tutuşan, rahmetli Denktaş’ta her zaman boynunu önüne eğerek, Türkiye’nin dediklerini onayladı, tanınma istemedi, bekledi. Bugün tanınma günüdür. Başka gündem yoktur. Sayın Erdoğan, muhteşem bir konuşma yaptı. Keşke müjde meselesi olmasaydı. Rum’un uzlaşmak istemediğini, Rum’un gözünün adanın tamamında olduğunu, ABD’nin ve emperyalist batının bunlara destek verdiğini, bunlara karşı da birlik beraberlik içerisinde mücadele edeceğimizi de söyledi. Bunları yaptık zaten. Bugün kutlayacağımız 20 Temmuz’a gelinene kadar Kıbrıs Türk’ü üzerine düşen görevi yaptı. Bayrağı yere düşürmedi, ezan sesini dindirmedi. Niçin yaptık biz bunu? Artık bu vakitten sonra onurlu bir şekilde, bin bir meşakkatle kurduğumuz devletin tanınması için yaptık.

“KKTC TANINIRSA GELİŞİR”

Bu milletin önü KKTC’nin tanınmasıyla açılır. KKTC’nin üzerindeki ambargo, izolasyonları nasıl açacağız? Turizmimiz nasıl gelişecek, eğitim sektörümüz nasıl gelişecek? Tanınırsak gelişecek. Abhazya ile sınır değil bizim sayın Perinçek ile verdiğimiz mücadele. Birçok ülke vardır. Sakınca görüyorum şimdi bu ülkeleri açıklamayı ama inanılmayacak ülkeler vardır. BM üyesidir bütün bu konuştuğumuz ülkeler. Tanınmış ülkelerdir. Bu tanınmış ülkeler bizi tanımaya hazırdır.

“TANINMA TALEBİNDE BULUNMAZSANIZ KİMSE SİZİ TANIMAZ”

Siz tanınma talebinde bulunmazsanız sizi durup dururken yarın sabah tanımazlar. KKTC Cumhurbaşkanı, anavatanımızın cumhurbaşkanıyla dünyaya seslenecek, diyecekler ki biz burada varız, ayrı devletiz, AB’nin ne dediğine bakmayın, bizi tanıyın diyecekler. Biz bunu anlatıyoruz. Herkes diyor ki talepte bulunun. Bugün ben hakikaten üzüldüm ve hayal kırıklığı içerisindeyim. Ben şimdi sokaklarda KKTC ve Türk bayraklarıyla konvoylar olacak, devletimiz tanınıyor diye bir havaya da girdim kendimce. Hayal kurmuşum ben de demek ki.Yarın federasyoncu olanlar, Rum’la birlikte devlet kurmak isteyenler, bizimle dalga geçecekler. Şapkadan tavşan çıktı diyecekler, dağ fare doğurdu diyecekler. Olmadı işte bu. Bayram bana zehir oldu, doğru bir şey olmadı

“ANTİEMPERYALİST ÜLKELER BİZİ TANIMAYA HAZIR”

Bizim görüştüğümüz, antiemperyalist ülkeler, Amerikan hegemonyası tarafından ezilen birçok ülke bizi tanımaya hazır. Bu işte bir iş var, yarın törende sayın Erdoğan’ın ya da Kıbrıs’tan ayrılana kadar bizi sevindirecek bir açıklama yapmasını bekliyoruz. Halen daha anavatanımın Cumhurbaşkanımın AB’nin ve ABD’nin baskısından dolayı geri adım atacağına inanmak istemiyorum. O kadar laftan, o kadar vaatten sonra geri adım atmışsa, yakışmadı. Bayramı da bize zehir etmiş oldu. Kıbrıs Türk halkının bundan sonra istediği, tanınmadır, adam yerine konmadır.

“BU DEVLETİN KURULUŞ DEKLERASYONU KIRIK MASADA YAZILDI”

Çok güzel külliyede yaşasa ne olur bizim Cumhurbaşkanımız. Bu devletin kuruluş deklarasyonu, kırık bir masada, kırık bir sandalyede yazıldı. Bir binanın bodrum katında, bozuk bir aletle dünyaya duyuruldu. Silahımızda yoktu, hiçbir şeyimiz yoktu. Yoktan var ettiğimiz bir devletimiz var. Biz istiyoruz ki Anadolu bu devlete sahip çıksın. Sahip çıkıyor ama tanınmamızda da arkamızda olsun.