Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına kim, ne tepki verdi?
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, terör ve yolsuzluk suçlarından iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alındı. İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından siyasi liderlerden peş peşe açıklama geldi.


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 100'den fazla kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Savcılığın iki ayrı soruşturma yürüttüğü belirtildi. Birinci soruşturmanın kaynağının "kent uzlaşısı", ikinci soruşturmanın ise yolsuzluk kapsamında başlatıldığı öğrenildi.
İmamoğlu birinci soruşturmada, "PKK ile ortak hareket etme" "PKK üyelerini işe yerleştirme", ikinci soruşturmada ise yolsuzluk ve rüşvet almakla suçlanıyor.
KİM, NE TEPKİ VERDİ?
İmamoğlu'nun gözaltına alınması siyasetinde ana gündem maddesi oldu. Gözaltı kararıyla ilgili peş peşe açıklamalar geldi.
Kamuoyunda geniş yankı uyandıran gözaltı kararıyla ilgili siyasetçilerin açıklamaları şöyle:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Türkiye Cumhuriyeti milli, üniter, demokratik, sosyal nitelikli bir hukuk devletidir. İnsan ve toplum huzuru vazgeçilmez değerdedir. Milli dayanışma ve adalet ölçüleri her muamele ve müdahalenin belirleyici amilidir. Hukuki, insani ve inanç temelinde her insan eşittir. Görevi, makamı ve mevkii ne olursa olsun normlar kümesinde herkesin eşit hak ve yükümlülükleri vardır. Hiç kimse ayrımcılığa, ayrıştırmaya maruz bırakılamayacağı gibi ideolojik, politik ve ekonomik üstünlüğe ya da imtiyazlı bir ayrıcalığa sahip değildir. Türk yargısı bağımsız, tarafsız ve objektiftir.
Kanunen suç kabul edilen, takip ve tecziyesi gereken, bu çerçevede soruşturma ve kovuşturmasının temini lazım gelen eylem ve fiillerin göz ardı edilmesi, sürüncemeye bırakılması, kimi zaman da hasıraltına itilmesi maşeri vicdanı derinden yaralayacak, devlet umurunu ve milletin hukuksal güvenliğini zedeleyecektir. Adalet ve hukuka karşı çıkılması, değilse bile tartışmaya açılması asayişsizlik ve şiddet ortamına davetiyedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında yapılan adli tasarrufu sabır ve sağduyu ile karşılamak, hukukun vereceği her türlü karara saygıyla yaklaşmak ortak sorumluluk olmalıdır. Hukuki bir tedbiri darbe diyerek karalamak, hak arayışını sokağa taşırmaya hazırlık yapmak cinnet geçirmiş, akıl ve ahlak seviyesini kaybetmiş bir siyasi yozluktur. Hiç kimse dokunulamaz, ulaşılamaz, erişilemez ve hesap sorulamaz değildir.

Hukuk ile demokrasiyi, adalet ile sandığı, milli iradeyle mülkün temelini cepheleştirmek, hatta çatıştırmak için beşinci kol faaliyetine tevessül etmek yaygın şiddet olaylarına, yoğun istikrarsızlık tablosuna ve yıkıcı krizlere çağrıdır. Türk yargısına güvenim tamdır. Mahkeme marifetince suç sabit görülesiye kadar masumiyet esastır. Türkiye’nin şiddetsiz, şikayetsiz, terörsüz, şüphesiz, refah ve huzur dolu bir yüzyıla adım adım ilerlediği şu günlerde içimizi karıştırmaya, düzen ve dirliğimizi bozmaya teşebbüs eden iç ve dış odaklara azami dikkat göstermemiz, devamlı tetikte beklememiz tarihi önemdedir. Şiddet, insan onurunun hiçe sayılması, insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasıdır. Terör de sistematik bir şiddettir. Terörsüz Türkiye aynı zamanda şiddetsiz bir Türkiye’dir. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde şiddetin önlenmesi öteden beri hassasiyet gösterdiğimiz, duyarlılık sergilediğimiz sıcak konu başlığıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin Araştırma-Strateji Geliştirmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımıza vermiş olduğum talimat kapsamında nadide bir çalışma çok şükür muhtevalı bir eser mahiyetinde ortaya çıkmıştır. “Bireysel ve Toplumsal Şiddetle Mücadele” çalışmamızın meydana gelmesinde eşsiz katkıları ve emekleri bulunan, zamanlarını ayırarak teşkil edilen komisyonumuza canlılık kazandıran muhterem hocalarımıza, değerli uzmanlarımıza ve fikir insanlarımıza, ayrıca böylesi mühim bir çalışmanın gerçekleşmesini koordine eden Araştırma-Strateji Geliştirmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımıza teşekkür ediyor, hepsini birden gönülden kutluyorum.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: Milletin yerine karar vermek, halkın iradesinin yerine geçmek ya da ona engel olmak için güç kullanmak darbedir. Şu anda bir sonraki cumhurbaşkanını milletin belirlemesine engel olmak üzere bir güç devrededir. Bir sonraki cumhurbaşkanımıza darbe girişimi ile karşı karşıyayız... Milletimiz devletini sever ama birileri tarafından devlet milletin karşısına dikilirse millet buna izin vermez. Esas güç millettir ve en sonunda millet kazanır... Yine öyle olacak. Teslim olmayacağız. En sonunda yine milletin dediği olacak ve Türkiye kazanacak.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, ilçe belediye başkanlarının, gazetecilerin içerisinde olduğu onlarca kişinin sabahın erken saatlerinde evine baskın yapılarak gözaltına alınması kabul edilemez! En güçlü şekilde reddediyoruz! Bu operasyon hukuk sınırlarını tanımayan, siyasi bir operasyondur. Sandık, oy, makam uğruna Türkiye’deki toplumsal gerilim ve kutuplaşmayı onarılmaz bir yere doğru götürmektir. Bu ülkenin en büyük kentinin belediye başkanının siyasi sakilerle sabah baskınıyla gözaltına alınması yüzlerce yıl unutulmayacak bir utançtır. Adalete olan inancı tuzla buz eden bu operasyon, siyasetin yargı eliyle dizayn edilmesidir.Türkiye’nin ihtiyacı sabahın köründe polis baskınlarıyla belediye başkanlarını gözaltına almak değil; daha fazla demokrasi ve daha fazla hukuktur. Herkesi uyarıyoruz. Adalete olan inanç biterken, birlikte eşit ve adil yaşam umudu büyük zarar görecektir. Gidilen yol, yol değildir. Zararlıdır. Sayın İmamoğlu ve gözaltına alınan kişilerin derhal serbest bırakılması, yargısal süreçlerin bir intikam ve gerilim kaynağı olmaktan çıkarılması 85 milyonun hayrınadır.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’na ve beraberinde belediye başkanları, gazeteciler ve siyasetçilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişiye yönelik gerçekleştirilen operasyon, demokrasiye, halk iradesine yönelik açık bir saldırıdır. Halkın iradesine karşı yapılan bu hukuksuzluğu reddediyoruz ve en güçlü şekilde kınıyoruz. Bu yanlış yoldan bir an evvel dönülmeli, halkın iradesinde saygı gösterilmeli. DEM Parti olarak, demokratik siyasete yönelik her türlü baskıya karşı durmaya devam edeceğiz. İstanbul halkının ve Türkiye’de demokrasi mücadelesi veren tüm kesimlerin yanında olduğumuzu belirtiyor, Ekrem İmamoğlu ve gözaltına alınan herkesin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu: İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması akılla hukukla açıklanabilecek bir şey değildir. Aslında Türkiye’nin huzuru hedef alınmaktadır. Türkiye’de bugün itibariyle sandık hukuk ve demokrasi askıya alınmıştır. Tarih aynılarını yapan darbecileri nasıl yazdıysa, bugün bu işe imza atanları da o şekilde yazacaktır. Şu bilinmelidir ki gözü dönmüş bu iktidarın ve makam hırsına yenilmiş Recep Tayyip Erdoğan’ın İstiklal Marşı ‘Korkma’ diye başlayan milleti susturmaya asla gücü yetmeyecektir. Bu Recep Tayyip Erdoğan tarafından işlenen anayasal suçtur. Buradan savcılara suç duyurusunda bulunuyor, bu zorbalığı da aziz milletime şikayet ediyorum. Buradan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla alınan bu karardan derhal vazgeçilmesi çağrısında bulunuyorum. Bölüm sonu canavarı gibiler ama tüm oyunlarda canavarların sonu bellidir. Onlar harami saltanatı devam ettirmeye çalıştıkça 10 yılda bir teröristlerle anlaştıkça biz Mustafa Kemal’in cumhuriyetini savunacağız. Erdoğan tekrar aday gösterilirse yapılacak tek şey Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin boykot ve protesto edilmelidir. Artık muhalefet Meclis çoğunluğunu ele geçirmelidir.”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş: Diplomanın iptal edilmesinin ertesi günü bu operasyon olunca herkesin aklına siyasi bir operasyon olduğu gelecektir. Daha önce de Ekrem Başkan soruşturma açıldı, ifadeye çağrıldı. Ekrem Bey davet edilebilirdi, bu şekilde gözaltı alınması doğru değil. Normal bir siyasi mücadele etmek yerine rakibine çelme takıyorlar. Ülkemizde her şey olabilir, her şey mümkün. Ankara Başsavcılığı'na çok sayıda dilekçe verilmiş. Bana yönelik de gayretleri olmuş...Hukuksuzca yapılan her şeye direneceğiz. Boyun eğmeyeceğiz Yurt dışındaydım. Dönüyorum, İstanbul'a geleceğim. Şu an Tayvan'dayım, bilet bulmaya çalışıyorum. Hep beraber toplanıp durumu konuşacağız

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Milli iradeye, hukuka ve demokrasiye yönelik bu müdahale kabul edilemez. Cumhuriyet Halk Partisi’nden intikam almaya çalışanlar, milletin gözünden ve gönlünden düşmüştür. Hak, hukuk, adalet arayışımız devam edecek. Ekrem Bey’e destek ve dayanışma duygularımı iletiyorum.

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 100 kişiyle birlikte gözaltına alınması ve 4 günlük gösteri yasağı haberlerini büyük bir endişeyle takip ediyorum. Son aylardaki tüm hamlelerde olduğu gibi yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı işin içinde. Tam bir otoriter devlete doğru tam gaz ilerleniyor.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal: Sabah saatlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması üzerine olur da İstanbul'da bu hukuksuz tasarrufa vatandaş karşı gelir, ses yükseltir diye toplu taşıma araçlarının seferlerinin durdurulması, sosyal medyada bant daraltılması, Erdoğan ve sultasındakilerin gözlerini ne kadar kararttıklarını gösteriyor. Erdoğan kazanamayacağı bir yarışa girmek istemiyor. Kamu otoritesinin tüm imkanları, seçim ile ilgili hakem kuruluşların, yargının, güvenlik bürokrasinin, devlet eliyle aldırılmış medyanın desteğine rağmen 'olur da kaybederim' korkusu ile muhtemel adayları yarışa sokmamaya çalışmak Erdoğan'ın artık kaybettiğini ispat ediyor.
Geçmişte söylemiştik, bu beyler gideceklerini, düşeceklerini anladıklarında arkalarından koca bir ülkeyi sürüklemeyi, milleti de muhtemel tercihlerinden dolayı cezalandırmayı seçecekler diye. Öfkeleri millete. Öfkeleri bunca yolsuzluk, hukuksuzluk sonrası, bu beyler daha fazla yesin, zenginleşsin diye milletin sefalete mahkum edilmesi sonrası 'artık' milletin kendilerine kanmayacak olması, kendilerine artık 'evet' demeyeceklerini anlamaları yüzünden. Demokratik kaybımızı anlatmak yetersiz, sabahtan beri sadece ekonomik olarak kaybımıza bakın millet olarak. Siz kazanın diye bu milletin kaybetmesine izin vermeyeceğiz

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: Bugünlerden de hep beraber millet olarak mücadele ile çıkacağız. Asla sindiremeyecekler. Asla korkmayacağız. Varsa yargı önünde suçu, sıkıntısı olan, kuşkusuz adil bir şekilde, bağımsız bir yargı eli ile görülmeli ama böyle 3 ayrı konuda, eğer bir sabah yüzlerce insana operasyon yapılıyorsa, bu tamamen siyasi koordinasyon ve siysai gerekçe ile yapılan operasyondur. Yargının kendi inisiyatifiyle, kendi bağımsız süreciyle bu işlerin yürüdüğü konusunda kimse masal anlatmasın. Zaten Sayın Erdoğan da bu işlere müdahil olduğunu hemen hemen her konuşmasında söylüyor. İpuclarını veriyor. 'Turbun büyüğü heybede' diye söylüyor. Demek ki hepsini biliyormuş. Zamanlaması, içeriği tamamen iktidarın kontrolünde giden bir yargı sürecinden bahsediyoruz. Böyle giden süreçlerde adalet dağıtılmaz. Böyle giden süreçlerde ancak mağduriyet, zulüm olur.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu: Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi zaten ülkenin demokrasisine giydirilmiş bir deli gömleğiydi. Açıkca söyleyeyim, son uygulamalarıyla, bu deli gömleği zırdeli gömleğine dönüşmüş durumda. Türkiye'de yargının gerçekten bağımsız işlemesi, benzer davaların hepsinde aynı tavırı almayı gerektiri. Biz herhangi bir kişiyi savunmak durumunda değiliz. Hepimiz yargı önünde hesap verme durumundayız, sayın İmamoğlu da herkes verebilir. Ama başsavcılığın yaptığı açıklamadaki suçların hemen hemen tamamı birçok başka örnekte Rıza Zarrab olayında, Sezgin Baran Korkmaz olayında, Yenidoğan çetesinde ve birçok olayda yaşanmış ve onlar hakkında böyle kapsamımlı bir 'temiz eller' operasyonu yapılmamış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyelerin eski uygulamalarıyla ilgili dosyalar rafa kaldırılmışken, bunların yapılmasının sebebi açıktır. Türkiye'de tek bir güç odağı oluşturulmak isteniyor. Yargı da bunun için kullanılmak isteniyor

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan: Türkiye için çok sıkıntılı, önemli bir süreç içerisinde yaşıyoruz. Özellikle Sayın Bahçeli'nin geçtiğimiz Ekim ayında başlattığı sürecin belli bir mesafe alması, Türkiye için bir kazanım gözüküyordu. O kazanımların da son günlerde yaşanan hadiselerle hızlı bir şekilde tüketildiğini görmekteyiz. Dış coğrafyada haritaların yeniden konuşulduğu, ülkelerin geleceğinin tartışıldığı bir dönemde gözaltılar ile uyanmamız, diplomayı tartışmamız, ki bu yıllarca süren bir tartışma. Bugün hala gündemde olması Türkiye'ye kaybettirir. Bu günlerde yaşanan hadiseler, provokasyona açık hadiseler. Toplumun da halkımızın da son derece itidalli olması, ne oluyorsa hukuk çerçevesinde olmasının önem arz ettiği günler içerisindeyiz
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK): TİP Merkez Yürütme Kurulu, bu sabah erken saatlerde acil olarak toplanmıştır. Türkiye, bir kez daha AKP-MHP iktidarının darbe girişimiyle, fiili bir sıkıyönetimle karşı karşıyadır. Halk iradesini ayaklar altına almaya çalışan bu girişimi halkımızla beraber boşa çıkaracağız. Ele geçirdiği güçle yargıyı kendi emellerine alet edip halka karşı suç üstüne suç işleyenlere teslim olmayacağız. Belediyeler nezdinde demokrasiyi, Gezi Direnişi nezdinde halkın meşru-barışçıl direnme hakkını, basın-yayın ve sosyal medya nezdinde halkın haber alma hakkını, bir bütün olarak en temel özgürlüklerimizi hedef alan bu kapsamlı saldırı karşısında tüm halkımızı bulundukları her yerde ses çıkarmaya çağırıyoruz. Sokaklarımızda, okullarımızda, iş yerlerimizde, otobüslerde, vapurlarda bu saldırıya boyun eğmediğimizi ortaya koyacağız. TİP olarak, rejimin saldırısının doğrudan muhatabı olan kim varsa hepsinin yanında olduğumuzu, darbeye karşı ortak bir duruş sergileyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz. Ses ver Türkiye.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan: 16 milyon İstanbullunun başkanı, 86 milyonun Cumhurbaşkanı adayı Sayın Ekrem İmamoğlu, sabahın köründe sözde PKK/KCK soruşturması gibi uyduruk bir gerekçeyle gözaltına alındı. Milleti salak yerine koymayın. Zavallı aklınızla, PKK/PYD’nin yöneticisi Apo’yu içerden çıkartıp İmamoğlu’nu mu içeri atacaksınız? Sayın Genel Başkanımız dahil olmak üzere tüm partilerin genel başkanlarına çağrımdır; bu ceberut iktidar, halkın oylarıyla seçilen TBMM’yi ciddiye almıyor. Yine seçilmiş belediye başkanlarını çalıştırmadığı gibi gayriciddi gerekçeler ile görevden alıyor. PKK/YPG kurucusu terörist başını içerden çıkartıp yerine halkın helal oylarıyla seçilmiş yöneticileri içeriye almaya hazırlanıyorlar. Bu darbe ortamında ne milletvekillerinin ne de belediye başkanlarının sağlıklı bir şekilde halka hizmet etmeleri mümkün görünmüyor. Bu yapılanları normal, rutin uygulamalar gibi görmek 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' demek mümkün değildir. Hal böyleyken hala saf bir şekilde bu yapıyı demokrasiye davet etmenin, sükunet ve kınama mesajları yayınlamanın gereği kalmamıştır. Artık söz bitmiştir. Muhalafetin tüm milletvekilleri ve belediye başkanlarının toplu olarak 'sine-i millete' dönmesi birinci gündem olarak masaya konulmalı ve gerekirse tereddütsüz ve firesiz bir şekilde hayata geçirilmelidir. Sonrasında da bırakalım bu ceberut yapı bunu aziz Türk milletine ve dünya kamuoyuna anlatsın
Değerli Aydinlik.com.tr okurları.
Aydinlik.com.tr ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Aydinlik.com.tr bunlardan sorumlu tutulamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.