İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Derdimiz kayyum atamak değil, İBB'yi terörden arındırmak
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İBB'ye yönelik terör soruşturmasıyla ilgili olarak, "Bizim derdimiz kayyum atamak değil, böyle bir derdimiz de yok zaten. İlk gün söyledim ben, bizim derdimiz işimizi yapmak, oraya terör unsuru koyuyorsan o terör unsurundan oraya arındırmak" dedi.
Soylu, bugün TRT Kurdi'de gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları yanıtladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu, bir mağduriyet algısı yaratmaya çalışmakla suçlayan Soylu, "Onu Süleyman Soylu'ya söylemiştim de oraya söylememiştim gibi birtakım sözlerle kimse mahkemeyi, bütün insanları afedersiniz enayi yerine koyup aldatmaya çalışmasın. Böyle bir şey olmaz. Herkes kimin neyi kime söylediğini de biliyor" dedi.
Bütün belediyelere farklı alanlarda da soruşturma yaptıklarını dile getiren Soylu, kimine rehberlik yaptıklarını, kimini mahkemeye sevk ettiklerini belirtti.
"GÜNDEME GELDİĞİ ŞEY, BALIK YEMEK"
Soylu, "Şimdi de bana kayyum atıyorlar, kayyum atayacaklar diye oradan da bir mağduriyet oluşturmaya çalışıyor. Bir işinle gündeme gel. Gündeme geldiği şey şu; İETT otobüsleri bozuk, insanlar itiyorlar. Gündeme geldikleri şey şu, tatile çok gidiyor. Gündeme geldiği şey, balık yemek" diye konuştu.
"BİR TEK ŞEY YAPIYORUZ, TERÖRDEN ARINDIRMAK"
Soylu, şöyle devam etti:
"Şimdi de, 'kayyum atanacak, bugün atanacak, yarın atanacak, şöyle atanacak, böyle atanacak'. Bizim derdimiz kayyum atamak değil, böyle bir derdimiz de yok zaten. İlk gün söyledim ben, bizim derdimiz işimizi yapmak, oraya terör unsuru koyuyorsan o terör unsurundan oraya arındırmak. Eğer ben bir yıl önce bunları dile getirmemiş olsaydım, bugün daha farklı bir tabloyla karşı karşıya kalırdık. Bu kadar net. Allah'ınızı severseniz kimin Türk, kimin Kürt, kimin Alevi olduğu, kimlikleriyle ilgili bir şey söylüyor muyum, söylemiyorum. Bir tek kırmızı çizgimiz var. Benim de değil, benim var zaten, anayasamızın, kanunlarımızın... Yani o kırmızı çizginin dışında başka bir şey söz konusu değil. Kayyum atamak için böyle bir değerlendirme yapıyor da değiliz. Bir tek şey yapıyoruz, terörden arındırmak. Onun için de biz kendimiz bunu yapabilme kabiliyetine sahip değiliz. Biz tespitlerimizi yaptık. Tespitleri değerlendirecek ve bunu hukuki anlamda ortaya koyacak olan mahkemedir. Bizim işimiz bitti."
"BİZİM İŞİMİZ SONA ERDİ"
Bakanlık olarak tespitleri yaptıklarını, bunu hukuki anlamda değerlendirecek mercinin mahkeme olduğunu savunan Soylu, şunları söyledi:
"Bizden ayrı bir belge ister mahkeme, biz onu göndeririz ayrı bir şey. Bizim işimiz sona erdi. Evet, biz mahkemeye verdik ama şimdi öbür taraftan bir sarılma sahnesi var ya sarılma sahnesi ile foya düştüğü için, 'Acaba buradan yeni bir mağduriyet ortaya koyabilir miyim, oluşturabilir miyim?' Daha savcılık herhangi bir değerlendirme yapmamış, dosyaya bakıyor, dosyaya bakmadan, bitmeden, herhangi bir şey olmadan yine birçok yalan dolan. Orada kimin sorumluluğu var, kimin sorumluluğu yok, bunların hepsi ortaya çıkar. Oradaki sorumlulukları varsa yöneticiler, kanunun gerektirdiği çerçeve içerisinde buna ait cevaplarını verirler. Ama bizim yaptığımız da eğer doğruysa sonuç almış oluruz. Nasıl sonuç almış oluruz? Terörden orayı arındırmış oluruz. Bu kadar basit. Yani, net cevap, bizim kayyum gibi derdimiz yok. Böyle bir derdimiz de olmadı zaten ama bizim terörden arındırmak gibi bir derdimiz var."
"ÇOK ETKİLENECEĞİNİ BİLSEYDİM SÖYLEMEZDİM"
İmamoğlu ile telefon görüşmesi konusuna da değinen Soylu, "Bir insan şöyle bir şey söyleyebilir mi? 'Ben hiç konuşmadım telefonla'. Sonra, 'Bir kere konuştum.' Sonra, 'İki kere konuştum'. Konuşabilir insan insanla. Niye böyle bir yalan söyleme ihtiyacı duyulur? Ben hakikaten bundan çok etkileneceğini bilseydim söylemezdim ve bunları dile getirmezdim" ifadelerini kullandı.