Yandex
16 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İdil Biret ile 70 yıl

Prof. Joachim Kaiser, dinleyicilere onu şöyle tanıtıyordu: İdil Biret, çok özel, çok müstesna bir müzisyendir. Aynı zamanda, sabahleyin uyandığında akşam konser vereceğini bilmeyen fakat o akşam konser veren ve üstelik bir başka piyanistin programını aynen çalabilen eşsiz, büyük bir sanatçıdır.

İdil Biret ile 70 yıl
A+ A-
Şefik Büyükyüksel / Paris

İdil Biret yaşantıma tam yetmiş yıl önce, 1949 da, girdi. Küçük İdil’in bir kuyruklu yıldız gibi Türkiye semalarında görünüp TBMM’nin adına çıkardığı harika çocuk kanunuyla o yıl Paris’e gitmesi üzerine pek çok aile ‘acaba evimizde de bir harika var mı’ merakıyla çocuklarını konservatuvara götürdü. İşte o yıl beş yaşında olan ben de bunlardan biri oldum. Olağanüstü sesiyle Leyla Gencer’den önce Leyla Gencer olabilecek olan, Ankara operasının solist soprano olma teklifini annesinin itirazı nedeniyle kabul edemeyen, anneciğim, Galatasaray’a bir maçta üç gol atarak Fenerbahçe’nin efsane futbolcularından biri olan babam ile birlikte elimden tuttular ve bir sonbahar günü beni İstanbul şehir konservatuvarının Tepebaşındaki binasına götürdüler. İmtihanda kulağımı çok iyi bulan hocalar bu nedenle beni keman sınıfına almak istediler. Babam ‘evimizde piyano var’ deyince de beni değerli hoca Rana Erksan’ın piyano sınıfına koydular (ilerde ülkemizin en değerli piyanistlerinden biri olacak Verda Erman ile birlikte). İşte kısa bir kesinti haricinde yaşam boyu sürecek piyano ile ilişkim böyle başladı. Yıllar sonra Amerika’da üniversitede okurken, saatlerce klasik müzik dinlediğim Tristan ve Isolde hikâyesi ve müziği ile dolu olduğum günlerden birinde aniden, evlenebileceğim tek genç kızın İdil Biret olduğuna karar verdim. Elimdeki bir konser programındaki resmini çerçeveleyip odamın duvarına astım ve İdil’i bilen yakın arkadaşlarıma da bu kararımı söyledim. (1966 yılında benimle Yale Üniversitesinde olan, şimdi değerli akademisyenler: Dimitri Gutas, Alpar Sevgen, Halil Berktay, Çağlar Keyder ve Yılmaz Esmer). Hepsi gülüp geçti o günlerde. Ama 1969 yılında İdil ile tanıştık ve 1976 yılında evlendik; kırk yılı aşan bir süredir beraberiz.
Bu yıllardan birinde yaşadığımız bir olayı anlatacağım, İdil’in bu doğum günü vesilesiyle. Yirmi yıl evvel 14 Mayıs Cuma günü öğleüstü, Brüksel’de Avrupa Hava Yolları Birliği’nin Ticaret Müdürü olduğum dönemde, sekreterim Almanca konuşan birinin telefonla beni aradığını söyledi. Ahizenin öbür ucundaki şahıs Schwetzingen Festivali müdürü Dr. Peter Schreiber idi. Konuşmamızın ardından müzik tarihinde eşi görülmemiş bir şey oldu. İşte hikâyesi:
1999 yılında Almanya’da Schwetzingen Festivali, o yıl 150. ölüm yılı için Chopin’e adanan festivale, İdil Biret dâhil dört piyanisti davet etmişti. Saygın müzikolog ve Alman müzik eleştirmenlerinin duayeni Prof. Joachim Kaiser de, her günün programı hakkında konser öncesi konferans vermek üzere orada olacaktı. Piyanistlerin üçü, Alman plak şirketi Deutsche Gramophone’un kontratlı sanatçıları iken İdil, o şirketin en büyük rakibi olan Naxos için kayıt yapıyordu. O dönem İdil, Chopin’in piyano solo eserleri ve konçertolarının tamamını kaydetmiş olan ilk ve tek piyanistti. 15 CD’lik bu dizi, 1995’te Polonya’da Grand Prix du Disque Frederic Chopin ödülünü kazanmış olup, bu Chopin kayıtları ilerde Polonya Cumhurbaşkanı Lech Kacznsky’nin İdil’e Polonya’nın en yüksek nişanını vermesine neden olacaktı. İdil bu festivalde 15 Mayıs Cumartesi akşamı tamamı Chopin’in eserlerinden oluşan bir programla resital verecekti.

'BU İNANILMAZ BİR ŞEY NASIL OLUR?'
İşte o Cuma günü saat 14.00’de festival müdürü Dr. Peter Schreiber Brüksel’deki büromda beni telaşla aradığında o akşam çalacak olan piyanistin resitalini iptal ettiğini* söyleyerek İdil’in onun yerine bir resital verip veremeyeceğini sordu. Biraz sonra kendisi ile telefonla konuşan İdil, akşamki Chopin konseri programını öğrenmek istedi. Dr. Schreiber bunun önemli olmadığını, ne isterse çalabileceğini söylemesine rağmen İdil’in ısrarı üzerine programı verdi: 12 Mazurka Op. 17, Op. 30, Op. 33, Büyük Polonez Op. 61 ve Piyano Sonatı Op. 58. İdil hiç düşünmeden hemen aynı programı çalacağını söylediği zaman bu Dr. Schreiber’i hayrete düşürdü. Bir piyanistin bir başka piyanistin resital programının aynını altı saat gibi kısa bir zaman sonra başka bir şehirde çalmayı kabul etmesi daha önce hiç görülmemiş, olağanüstü bir şeydi. Telefonda Dr. Schreiber’in hayretle, "Bu inanılmaz bir şey, nasıl olur?" dediğini hatırlıyorum.
O andan itibaren her şey bir lojistik meselesiydi; İdil altı saat sonra Schwetzingen’e resital verebilmek üzere nasıl yetiştirilebilirdi? Brüksel’den 17.30’da kalkan bir uçakla Stuttgart’a gitmesi esasen planlanmıştı. Stuttgart’a 19.00’da vardığında festival organizatörleri tarafından ayarlanan bir helikopter ile İdil kötü hava koşullarında Kara Ormanlar bölgesi üzerinden Mannheim’e uçuruldu. Mannheim Schwetzingen arası otomobil ile kısa bir yoldu ve oraya 20.15’te varıldı. Konsere gelen binden fazla dinleyici Schwetzingen şatosu bahçesinde kendilerine ikram edilen şampanyayı içip bekliyordu. On dakika kadar bir prova yaptıktan sonra, İdil 21.00’de sahneye çıkıp o geceki sanatçının programını aynen çaldı. Ertesi gece ise kendi programı ile resitalini verdi.

'ÇOK MÜSTESNA BİR MÜZİSYENDİR'
İdil Biret’in 14 ve 15 Mayıs’ta verdiği konserlerin her ikisi de Stuttgart Radyosu tarafından canlı olarak yayınlandı ve 15’indeki konser aynı zamanda ZDF TV tarafından kaydedildi. Prof. Joachim Kaiser, Cumartesi akşam konseri öncesindeki konferansında dinleyicilere İdil Biret’i anlatırken söze şöyle başladı: "Bu akşam dinleyeceğiniz piyanist, İdil Biret, çok özel, çok müstesna bir müzisyendir. 15 CD üzerinde Frederic Chopin’in tüm piyano solo eserlerini kaydetti. Aynı zamanda, dün akşam yaptığı gibi, sabahleyin uyandığında akşam konser vereceğini bilmeyen fakat o akşam konser veren ve üstelik bir başka piyanistin programını aynen çalabilen eşsiz, büyük bir sanatçıdır." Akabinde, Prof. Kaiser konser arasında sahneye çıkıp herkesin önünde İdil Biret’i tebrik etti. Bu konserlerden sonra basında olağanüstü eleştiriler çıktı. Sonraki hafta İdil Schwetzingen Festival’inin müdüründen şu mektubu aldı:

Değerli Biret Hanım,
Piyano-gecesinin başarısızlığa uğramamasını sağladığınız için size tekrardan samimi olarak teşekkür etmek istiyorum. Takdire şayan büyük bir cesaretle hem resitali elinize aldınız ama aynı zamanda - ki bunun şaşkınlık yaratıcı bir başarı olduğunu belirtmek gerekir - gelememiş olan piyanistin programının aynısını çaldınız. Bunun için size çok derinden takdir ve teşekkür borçluyuz. Kendi Chopin geceniz büyük bir sanatçının nefes kesici kanıtıydı. Ellerinizde Chopin’in harikulade müziğinin hakikaten ortaya çıkmasına hepimiz tanık olduk. Seyirciler size hayran kaldı ve Prof. Joachim Kaiser dâhil bütün Festival yönetimi büyülenmişti. Size bu muazzam geceler için tekrardan çok derin ve samimi teşekkürlerimizi iletmek istiyorum.
Dr. Peter Schreiber.

İşte ancak bir büyük dahi müzisyenin yaşantısında olabilecek mucizevi olaylardan birinin hikâyesi. Daha başkalarını merak edenlere İdil’in Dünya Sahnelerinde bir Türk Piyanisti (Can Yayınları) kitabını okumalarını ve 2018 de yayınlanan Bütün Stüdyo Kayıtları (130 CD IBA/Naxos) kutusundaki eserleri dinlemelerini öneririm. İdil Biret bütün bunları Atatürk ve İnönü’nün önderliğinde başlatılan Cumhuriyetimizin büyük müzik devrimi sayesinde yapabilmiştir.

*Not: İdil’den hemen sonra ertesi günü çalacak olan piyanistin de konserini iptal ettiğini haber verdiler. 2001 yılında bize gelen bilgilerden bu iki iptalin tesadüf olmadığını, rakip firma için kayıtlar yaptığından dolayı İdil’in Almanya’daki kariyerini baltalamak niyetiyle onu angaje eden festival yöneticilerine bir ikaz mahiyetinde olduğunu anladık.

Son Dakika Haberleri