İETT’de 3 ayda 16 kaza: Yorgunluk, hız, takometre
Son aylarda kazaların artması, otobüslerin bakımların zamanında yapılmadığı, şoförlerin fazla mesai yaptığı, otobüs filosunun yenilenmediği iddialarını gündeme getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) bağlı İETT'nin işlettiği otobüsler son 3 ayda 16 kazaya karıştı. İETT otobüslerinin karıştığı kazalarda bazı yolcular yaralanırken, otobüslerde de hasar oluştu.
Tüm Belediye ve Genel Hizmet İşçileri Sendikası (Hizmet-İş) Sendikası İstanbul İETT 3 No’lu Şube Başkanı Mustafa İluk, otobüs kazalarının, otobüslerin bakımlarının düzenli yapılmaması ve hava şartlarından kaynaklandığını söyledi. Otobüslerin bakımlarının geçmiş dönemdeki kadar verimli olmadığını öne süren İluk, "İETT'nin, bakımları, kendisinin yaptığı dönemde daha verimli, daha düzenliydi. Şimdi otobüslerin bakımları özel firmalara veriliyor. Firmalar para kazanma amaçlı olduğu için bakımlar düzenli yapılmıyor. Otobüslerin arızalanması, yanması söz konusu oluyor. İşin özü bu." diye konuştu.
Personel yetersizliği nedeniyle şoförlerin de yoğun mesai harcadığını anlatan İluk, "Yeni şoför alınması gerekiyor. Şoförlerin çalışma ve dinlenme saatleri ayarlanmalıdır. Böyle olursa şoför arkadaşlar, daha dinlenmiş, daha verimli çalışabilir." dedi.
‘ŞOFÖRLERİN BİRÇOĞU İŞİ BIRAKTI’
İBB Meclis Üyesi, Ulaşım ve Trafik Komisyon Başkanı Abdullah Özdemir de kazalarının sebeplerinin üç başlık altında toplanabileceğini ifade ederek, bunları, personelin çok yoğun çalışması, otobüslerin bakım ve onarım işlerinin düzenli yapılmaması ve otobüslerin yenilenmemesi şeklinde sıraladı.
Şoförlerin fazla mesai yaptığını anlatan Özdemir, şu bilgileri paylaştı:
"İETT'nin kendi otobüsleriyle alt taşeronları üzerinden vermiş olduğu bir sistem var. Yaklaşık 1000 otobüs bu şekilde işliyor. İETT'nin 3 bin otobüsü var. 2 bin tanesini bizzat kadrolu şoförleri sürüyor, 1000 tanesini de taşeronda çalışan şoförler sürüyor. Bu taşeronlar üzerindeki şoförlerin aldığı maaş 4 bin lira. Çok cüzi rakamlara çalıştığı için şoförlerin birçoğu işi bıraktı. Geri kalan arkadaşlar da oradaki açığı kapatmak adına fazla mesai yapıyor. İnsani mesai saatlerinin üzerinde çalışmak zorunda kalıyorlar."
Otobüslerin bakımlarının düzenli yapılmadığını iddia eden Özdemir, orijinal parça yerine yedek parça kullanıldığı yönünde şikayetler bulunduğunu ve bunların da kazaların nedenleri arasında olabileceğini söyledi.
‘OTOBÜSLER YENİLENMEDİ’
Özdemir, İstanbul'da 2,5 yıldır otobüslerin yenilenmediğini belirterek, şunları kaydetti:
"AK Parti döneminde biz 2013-2018 yılları arasında yıllık ortalama 400 otobüs alıyorduk ve bunların hepsini öz kaynakla alıyorduk. 2 bin 250 otobüsümüzü yeniledik bu dönemde. Yüzde 75'ini yeniledik. Avrupa'nın en genç filosuna sahip olmuştuk fakat 2,5 yıldır bir tane dahi otobüs filoya katılmadı. Yananlar vesaire olanlar filodan çıktı. Otobüs sayısı azaldı. Öz kaynakla otobüs alınırken CHP, 'Cumhurbaşkanlığı onayı', 'dış borç' vesaire gibi bahanelerle konuyu başka tarafa çekmeye çalışıyor." Özdemir, şoförlerinin maaşlarının artırılması, şartlarının iyileştirilmesi, otobüslerin bakım ve onarım ihalelerinin liyakate göre firmalara verilmesi ve otobüslerin yenilenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
‘KAZALAR ÇÖZÜLÜR’
Uluslararası Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Mert İntepe ise son günlerde gündemde olan otobüs kazalarına bakıldığında, kazaların sebebinin "sürücü davranışı" gibi görüldüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
"Biz 2018'den beri bir sürü otobüs kazasını inceliyoruz. Sürücü yorgunluğundan, takometre ve hızdan başka bir üçgen bulamıyoruz. Yorgunluk, hız, takometre... Çalışma ve dinlenme saatini planla, yorgunluğu dizayn et, hız limitini kurgula, denetimini artır. Bakım ve araçta elektronik olarak bir hasar, kaza yapmaya sebebiyet verecek bir problem var mı? Bunu bul, kazalar çözülür."
Otobüs kazalarının 2018'den sonra artmaya başladığına dikkati çeken İntepe, "Bir elektronik manipülasyon var mıdır? Yani sürücünün 'Bu sistem bizde olmasa da olur, bunu kapat. Bunu devre dışı bıraktır. Otomatik fren sistemini kaldır' gibi denetimi yönetemezseniz ve bunu sadece sürücüye bırakırsanız, sürücü kendi konforunu bozuyormuş gibi düşünen elektronik sistemleri devre dışı bırakır. Bu derece bıraktığın elektronik sistem başka bir şeyi bozar. Başka bir şeyi bozarsan fren ihtiyacın olduğunda frene basarsın, 'aracın durmuyor' dersin ama sen takip mesafeni dizayn etmemişsin, kuru zemine göre, ıslak zemine göre planlamamışsın. En sol şeritte gidiyorsun halk otobüsüyle... Hiç kusura bakma bu kaza kaçınılmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Otobüslerde şoförlerin emniyet kemeri takması gerektiğini vurgulayan İntepe, her kazanın sürücü sebepli olmadığını, davranış odaklı sürüş yapılmadığı, yönetimsel bir karar alınmadığı ve mesleği sürücülük olan insana profesyonel bir dokunuş yapılmadığı takdirde kazanın kaçınılmaz olduğunu anlattı. İntepe, kentteki toplu taşıma araçlarının yenilenmesinden ziyade doğru bakıma ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi.