İhracatçılar: İthal ikameye yönelelim
Sektör temsilcileri ile sohbet ettik. İDMİB Başkanı Karaca, aylık 30 milyar dolarlık ihracat gelirine daha fazla mal satarak ulaşamayacağımızı söyledi. Ölçekte sınıra gelindiğini belirten Karaca, 'İthal ikameye yönelmek lazım. Strateji çizmemiz lazım. Ürün fiyatını yükseltmemiz lazım.' dedi.
Giyim ve deri ürünleri mayısta üretimi en hızlı artan iki sektörden biri oldu. İSO İmalat PMI raporuna göre iki sektördeki büyüme ivmesi sürdü. Üretim artışı yaklaşık bir yılın en yüksek oranında kaydedildi. Altı buçuk yıllık veri toplama sürecinin rekor büyümesine işaret eden yeni siparişlerde de sektör ilk sırada yer aldı. İhracattaki güçlü büyüme, sektörün yeni sipariş hacmini destekledi. İş yüklerindeki bu artış, istihdam ve satın alma faaliyetlerinde devam eden genişlemede etkili oldu. Özellikle deri konfeksiyon sektöründe bir dönem kapasite kullanımları yüzde 20'lere kadar gerilemişti. Son aylarda ise sektöre sipariş yağıyor. Ancak gelen siparişleri yetiştirmek için ilave yatırım gerekiyor. Sanayici yatırım yapmaya hevesli olsa da hem OSB'lerdeki yer maliyetleri hem de işçi sıkıntısı yüzünden olan kapasiteyi zorlayarak üretimi sürdürüyor.
AVM'DE YER KİRALAYIP ÇALIŞMAK DAHA UCUZ!
Antalya'da Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TKDK) tarafından düzenlenen fuarda sohbet ettiğimiz derneğin eski başkanı Mehmet Ali Dinç, “Sipariş var ama eleman yok. Bugün tamam desek üç bin ilave çalışan gerekir. Temizlikçi bulmakta bile zorlanıyoruz. Bence devletin bir politikası olmalı. Göçmenler konusunda sicilleri temiz olanlara kayıtlı çalışma hakkı verilebilir.” dedi. Fuarın açılışına katılan İstanbul Deri ve Deri Mamülleri İhracatçıları (İDMİB) Birliği Başkanı Güven Karaca'ya ham madde bulunabilirliği konusunu ve “Aylık 30 milyar dolar ihracat için ne yapmalıyız?” sorusunu yönelttik. Her şeyden önce ham maddenin büyük problem olduğunu anlatan Karaca, “Aylık 24-25 milyar dolara geldik. 30 milyar dolara çıkmak için; işçi var mı, OSB'lerde yer var mı, finansman var mı? Bir yol ayrımındayız.” dedi. Tam bu sırada TDKD Başkanı Gürkan Gözmen araya girdi ve ekledi: “Metrekarede fiyatlar o kadar arttı ki bizim Zeytinburnu'ndaki işletmede oturup iş yapmak, Zorlu AVM'de, İstinye AVM'de yer kiralayıp iş yapmaktan daha pahalı hale geldi.” ifadelerini kullandı.
ARTIK TOK SATICI OLDUK
İhracattaki artışta fiyat artışlarının da dikkate alınması gerektiğini belirten Gözmen, “Bakıyorsunuz mal adedi anlamında aynı oranda artış yok. İhracatta o seviyeye geldik ama burada bir enflasyon da var.” hatırlatması yaptı. İDMİB Başkanı Karaca, sözü devralarak, ihracatta gelinen kırılma noktasına işaret etti ve şunları söyledi: “Daha fazla mal satamayacağımız için... Çünkü ölçek olarak sınırımız belli, fabrikalar dolu. Zaten bunu yaşamadan katma değere gidemezdik. Kapasiteler dolu ama kilogram başına ihracatta 1.30 doları aşamadık. Fabrikan dolu olunca tok satıcı olursun. Fiyatı artırabilirsin. Türkiye artık adede koşamaz. Biraz daha belki büyür ama 26-27 milyar dolara geliriz. Aylık ihracatta 30 milyar dolara gelmek için fiyatı artırmamız lazım. Miktarsal olarak kapasiteler tamam. Bu kapasiteyle daha pahalıya ürün satacağız. Daha önce mümkün değildi şimdi mümkün. Rapor hazırlanıyor hep iyi veriler çıkıyor. Bizim işimiz strateji çizmek. Bunun için durum tespiti lazım. İyi rakamlar da olsun ama durum tespiti olsun. 500 milyar dolar çok popülist bulundu ama stratejik bir rapordu. Kötü de olsa bir strateji çizdi. Türkiye'nin bütün ürünlerde ithalata bağımlılık haritası çıkarması lazım. İthal ikameye yönelmek lazım. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin de görevi bu.”
HERKESİN GÖZÜ RUSYA'DA
Fuarda geçen seneye göre işlerin daha ileride olduğunu ifade eden TDKD Başkanı Gözmen, “Müşteriler uçak paralarını kendileri verdi. Uçak bilet fiyatlarının yüksek olması yüzünden de ürün almaya gelen geldi, boşa kimse gelmedi. Rusya'da daha önce ulaşamadığımız yeni alıcılar da geldi. İhracatta iyiyiz. İtalya'nın satışı yüksek görünüyor ama onların mallarını Türkler yapıyor. Üstüne marka basıp satıyorlar.” bilgilerini verdi. Bu noktada İDMİB Başkanı Güven Karaca söze girdi: “Önceden Avrupa'ya sattığımız da Rusya'ya gidiyormuş. Bir baktık ki bazı düşüşler oldu. Bunlar Avrupa üzerinden Rusya'ya gidiyormuş. Rusya dolaylı bir pazar. Herkesin gözü Rusya'da. Bizim sektörde Rusya üçüncü sırada. Tacikistan ile birleşince ikinci sıraya çıkıyor. Birinci pazar uçaktan önce Rusya idi şimdi Avrupa yerleşti ve doğu bloku geldi. Rusya çok önemli bir pazar elbette, bizi etkiliyor. Şu sıralar ABD çok iyi gidiyor. ABD'de fuarlar randevu usulü. Oraya gümrüklü bir şekilde malı iletmeniz lazım.”
MÜŞTERİ MALI KAPISINA İSTİYOR
Karaca ABD pazarına değinince, navlun maliyetlerini sorduk. Bunun üzerine İDMİB Başkan Yardımcısı Oğuz İnner söze girerek bilgi verdi: “ABD'ye navlun maliyetleri her yerden yüksek olduğu için Çin ile çalışanlar bize yöneldiler. ABD pazarındaki büyümemiz diğerlerinden daha iyi. Avrupa'da bile gümrük birliği olmasına rağmen bazen lojistik sorun oluyor. Müşteri artık ithalat yapmak istemiyor. Sen bana getir ben burada satarım diyor.”
İDMİB olarak lojistik sorununu çözecek projeler üzerinde çalıştıklarını kaydeden Karaca ise, “Biz lojistiği çözeceğiz. Bir koli de olsa bin koli de olsa biz onu teslim etmek istiyoruz. Büyük lojistik şirketleri ile bu organizasyonu yapacağız. Agresif pazarlama; hızlı termin, koleksiyon, kapısına kadar malı götürmek...”
OTURDUĞUN YERDEN İHRACAT
Müşterinin kapısına kadar gidilerek ne istiyorsa tedarik edileceğini anlatan İDMİB Başkanı Karaca'ya, “Hızlı lojistik diyorsunuz ama Kapıkule'de, Hamzabeyli'de 40 kilometre TIR kuyrukları var.” hatırlatması yaptık. Karaca bunun üzerine, “En yakın rakibimiz Çin, Hindistan. Birkaç günlük aksama çok büyük etki etmiyor.” diye konuştu. Lojistikten söz açılmışken Karaca ve İnner'e e-ticaretteki büyümeyi ve Türk şirketlerinin Avrupa'ya açılmasını sorduk. “Ayyakabı markalarının çoğu Trendyol ile çalışıyor.” bilgisini veren Karaca, “Lojistik organizasyonunu doğru yapan sektörler bundan sonra ihracatta öne çıkar. Oturduğun yerden dünyanın her yerine mal satabiliyorsun. Trendyol, Amazon gibi dağıtım kanalları da var.” ifadelerini kullandı. İnner de, “Ayakkabıda Türkiye'deki en büyük alıcı satıcı Trendyol. Türkiye senede 330 milyon çift ayakkabı satıyor. Bunu İtalyanlar duyunca şaşırdı. Ama kilo değeri 2.5-3 dolar. 330 milyonun 40-45 milyonu deri. Kalanı terlik ve diğer ayakkabı çeşitleri.” dedi.
Dijitalleşme olmadan firmaların e-ticaret yapamayacaklarını belirten Karaca da, “Koleksiyonunda ve üretimde önce dijitalleşme dedik. Dijitalleşmeye hep satış olarak bakıyoruz. Yurt dışındaki operasyonlara katılınca bir stok yönetimi lazım. Sektörün dijitalleşme haritasını çıkarmaya devam ediyoruz.” bilgilerini aktardı.