İki devletli çözümü BM'ye anlatacak
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, biraraya geleceği BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs için görevlendirdiği özel danışmanı Jane Holl Lute'a müzakerelerin ancak egemen eşitlik temelinde ve uluslararası statüde eşit iki devletin kabul edildiği zeminde başlayabileceğini söyleyecek
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bugün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs için görevlendirdiği özel danışmanı Jane Holl Lute'u kabul edecek. Tatar, Lute'u saat 14.30'da makamında kabul edecek. Bugün Ada'ya gelecek Lute, bugün önce Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Anastasiadis ile görüşecek. Lute, görüşmelerde, Kıbrıs'la ilgili gayri resmi 5+1 toplantı organize etmeye yönelik çalışmalar yapacak. Geçen yıl aralık ayı başında Ada'ya gelen Lute, Tatar ve Anastasiadis ile ayrı ayrı görüşmüş, daha sonra Atina ve Ankara'ya giderek, 5+1 toplantı için zemin yaratmaya yönelik temaslarda bulunmuştu. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edindiği bilgiye göre, Tatar'ın, Lute'a, Kıbrıs'ta başlayabilecek olası müzakere süreci öncesinde Türk tarafının duruşuyla ilgili net ve kararlı mesajlar vermesi bekleniyor. Tatar, Lute'a, 52 yıldır müzakere edilen Kıbrıs meselesinde Rum kesiminin uzlaşmaz tavrı yüzünden kalıcı bir sonuca ulaşılamadığını anlatacak. Görüşmede, Kıbrıs'ta taraflar arasındaki dengenin yeninden tesis edilmesi için egemen eşitlik temelinde ve iki tarafın/devletin eşit statüsü sağlanamadan ne Ada'da ne de bölgede istikrar sağlamanın mümkün olacağı aktarılacak. Kıbrıs meselesinin, tarafların egemen eşitliği ilkesinde, fiili iki devletin uluslararası egemen statülerinin sağlandığı zeminde çözülmesinin, Kıbrıs'a ve bölgeye istikrar ve güven getireceği ifade edilecek. Kıbrıs'taki çözümsüzlüğün, Ada'nın yanı sıra bölgenin güvenlik ve istikrarına da ciddi bir olumsuz etki yaptığı, Rum tarafının bu tutumunun, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynakları konusunda yapılabilecek işbirliğinin de önüne geçtiği vurgulanacak. Ada'da herhangi bir tarafın diğerine karşı üstünlüğe sahip olması halinde, bölgede istikrar ve güveni sağlamanın mümkün olmayacağı ifade edilecek. Rum tarafının üstünlüğüne dayalı bir uzlaşının ne Kıbrıs'a ne de bölgeye huzur getireceğinin fiili olarak görüldüğüne de dikkat çekilecek.
GÖRÜŞMELER CRANS MONTANA'DAN KALDIĞI YERDEN BAŞLAMAYACAK
Öte yandan, Kıbrıs müzakerelerinin 2017'de Crans Montana'da kaldığı yerden devam edemeyeceği ve Türk tarafının yeniden federasyonu görüşmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığının da altı çizilecek. Görüşmede, müzakerelerin ancak egemen eşitlik temelinde ve uluslararası statüde eşit iki devletin kabul edildiği zeminde başlayabileceği, bunun dışında hiçbir müzakerenin anlamı kalmayacağı ve böyle bir sürecin de başlamayacağı kararlılıkla anlatılacak. Kıbrıs meselesinde Kıbrıs Türk tarafının savunacağı bu yeni politikanın, Türkiye ile koordineli geliştirildiği ve Türkiye ile KKTC'nin aynı çizgide bu mücadeleyi götüreceği de kararlılıkla ifade edilecek. Türk tarafının, Kıbrıs'a ve bölgeye, barış, istikrar, huzur ve işbirliği getirmesi öngörülen bu yapıcı vizyonu, yakın zamanda BM öncülüğüne garantör devletlerin de katılacağı, 5+1 formatında Kıbrıs konulu bir gayri resmi konferans da dahil, tüm uluslararası görüşmelerde kararlılıkla gündeme getirilecek. Kıbrıs'ta kalıcı barışın, bir tarafın hakimiyetçi davranışları ve siyasi dengesizliğin devam etmesiyle mümkün olamayacağı da anlatılacak.