21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İkiyüzlü Batı’dan sanata Filistin müdahalesi

Batılı kurumların bu uygulamaları akıllara Nazilerin kitap yakma eylemini getirdi. Hatırlanacağı üzere Nazi Alman Öğrenci Birliği 6 Nisan 1933’te ülke çapında “Alman Olmayanlara karşı Eylem” kararı aldı. Üniversite öğrencileri 10 Mayıs 1933’te 25.000 ciltten fazla “Alman olmayan” kitabı yaktı

İkiyüzlü Batı’dan sanata Filistin müdahalesi
A+ A-
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ

Batı’nın sahte demokrasi anlayışı bir kez daha ortaya çıktı. Melbourne Senfoni Orkestrası (MSO) Avustralyalı-İngiliz piyanist Jayson Gillham’ın konserini iptal etti. MSO, abonelerine gönderdiği e postada Gillham’ın, bir önceki konserde yaptığı konuşma nedeniyle sahne almayacağını duyurdu. Orkestra daha sonra sosyal medya hesaplarını kısıtladı.

FİLİSTİNLİ GAZETECİLERİ ‘WITNESS’ PARÇASIYLA ANDI

Kendi neslinin en iyi piyanistlerinden biri olarak gösterilen Jayson Gillham İsrail’in Filistin’e yaptığı saldırıları soykırım olarak nitelendiriliyor. Gillham 11 Ağustos Pazar günü verdiği konserde Connor D'Netto'nun Filistin’de İsrail askerleri tarafından öldürülen gazetecilere ithaf ettiği “Witness” parçasını çalmış ve konser sırasında yaptığı takdim konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı;

“Son 10 ayda, İsrail, yüzün üzerinde Filistinli gazeteciyi öldürdü. Bunların bir kısmı, üzerinde basın yeleği giymiş veya basın araçlarıyla seyahat eden tanınmış gazetecilere yönelik suikastlardı. Gazetecilerin öldürülmesi, uluslararası hukuka göre bir savaş suçudur ve savaş suçlarının dünya tarafından belgelenmesini ve yayımlanmasını engellemek amacıyla yapılmaktadır. Tanıklık eden gazetecilerin rolüne ek olarak, Arapçada 'Tanık' anlamına gelen 'Şehit' kelimesi aynı zamanda 'Şehit' anlamına da gelir”

Gillham’ın İsrail’in saldırılarına karşı sosyal medya hesabından yaptığı pek çok paylaşım bulunuyor. Sanatçı bunun dışında 4 Haziran 2024’te Filistinli çocuklar için düzenlenen bir konserde de yer aldı.

‘RAHATSIZLIK’ YARATMIŞ

MSO’dan abonelere gönderilen e postada ise Gillham’ın açıklamalarının “rahatsızlık” yarattığı belirtildi. E postada ayrıca Gillham’ın sahnede kendi fikirlerini açıklayamayacağı öne sürüldü.

Çalınan parçayla ilgili İngiliz The Guardian’a konuşan D’Netto ise “Eseri Gazze'deki gazetecilere adadım; onların cesareti ve fedakârlığı uzun süredir aklımdaydı.” ifadelerini kullandı.

İkiyüzlü Batı’dan sanata Filistin müdahalesi - Resim : 1

GİLLHAM’A SOSYAL MEDYADA DESTEK YAĞDI

Melbourne Senfoni Orkestrası’nın bu tavrına ise tepkiler gecikmedi. Medya, Eğlence ve Sanat Birliği (MEAA), yazılı açıklama yaparak Gillham’ın yanında olduklarını belirtti. MEAA’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “MSO yönetiminin tepkisi orantısız olmuş ve sanatsal ifade ilkelerine aykırı olmuştur. Bu, Jayson'a büyük acı ve rahatsızlık vermiş ve onun meslektaşlarına ve Gazze'deki gazeteci dostlarımıza saygısızlık edilmiştir.” ifadelerine yer verildi.

İfade özgürlüğüne atıf yapılan açıklamada, “Sansür ve taciz iddialarını son derece ciddiye alıyoruz ve üyelerimizin siyasi görüşlerini misilleme korkusu olmadan ifade etme özgürlüğünü destekleyeceğiz.” denildi. Gillham için hem müzikseverlerden hem de kültür ve sanat dünyasından pek çok isim destek mesajı yayınladı.

DOSTOYEVKSİYİ VE ÇAYKOVSKİYİ DE YASAKLAMIŞLARDI

Batılı eğitim ve sanat kurumları benzer bir tavrı Rusya’nın Ukrayna topraklarında başlattığı özel askeri operasyon sırasında da göstermişti. İtalya’da Milano Üniversitesi’nde Dostoyevski dersi iptal edilmişti.

Dünya çapında bir tiyatro olan Bolşoy tiyatrosunun İspanya turnesi de yine aynı gerekçeyle iptal edildi. Bir başka yaptırım ise Rus kedilerinin yasaklanması olmuştu. Bir diğer örnek ise ünlü yönetmen Oliver Stone’ın “Ukraine On Fire” belgeselinin YouTube'dan kaldırılmasıydı. Belçika’da bulunan Çaykovski Müzik Okulu, Rus müziklerini repertuardan çıkardı. Dünyaca ünlü Rus Orkestra Şefi Valery Gergiev’in konserleri de bu harekât sebebiyle iptal edildi.

İkiyüzlü Batı’dan sanata Filistin müdahalesi - Resim : 2

NAZİLERİ ANDIRIYOR

Batılı kurumların bu uygulamaları akıllara Nazilerin kitap yakma eylemini getirdi. Hatırlanacağı üzere Nazi Alman Öğrenci Birliği 6 Nisan 1933’te ülke çapında “Alman Olmayanlara karşı Eylem” kararı aldı. Üniversite öğrencileri 10 Mayıs 1933’te 25.000 ciltten fazla “Alman olmayan” kitabı yaktı. Bertolt Brecht, Lion Feuchtwanger ve Alfred Kerr gibi önde gelen Alman yazarların eserleri, Berlin'deki kitap yakma töreninde ateşe verildi. Kara listede Karl Marx, Kautsky ve Ernest Hemingway, Remarque, George Bernhard, Heinrich Mann gibi isimler de yer alıyordu.

DEMOKRASİYE VE FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE DÜŞMANLAR

Batı’nın bu tavrı yeni değil. Engizisyondan bugüne Batı’da sansür, otosansür ve baskı aslında sistematik bir halde işliyor. Bugün “iptal kültürü” adı verilen bu durumu Almanya’da yaşayan Besteci-Müzisyen Kemal Cem Yılmaz Aydınlık’taki köşesinde 4 Ocak 2021 tarihinde şöyle ifade etmişti:

“Batı’daki sansür mekanizmasını diktatörlüklerdeki gibi bir devlet kurumu uygulamıyor. Fikir ve ifade özgürlüğünün kalesi olması gereken ve demokratik tartışmayı sağlamakla görevli olan yayın organlarının ve medyanın yükümlülüklerini yerine getirmemeleriyle gerçekleşiyor bu dolaylı sansür.

"Bu organlarda mevcut hâkim ideolojiye aykırı görüşler -genç Alman gazetecilerin %90’ı kendilerini liberal sol olarak tanımlamakta!- daha başından devre dışı bırakılıyor, bahsedilse de saptırılarak aktarılıyor, ama genelde yok sayılıyor.

"Böylece toplumsal tartışmada adını hak eden çok yönlülüğün oluşması imkânsız hale geliyor. Mekanizma otonom bir şekilde, bir kuruma, örgüte, fiziki devlet baskısına gerek kalmadan oto sansür ile işliyor. Kimin yazabileceğini, sergileyebileceğini, sahne alabileceğini, duyulabileceğini sonuçta tüm derin etki yaratabilen tartışma mekanizmalarını sarmış liberal-globalist bir ideolojik hegemonya belirlemektedir.”

Batı Filistin İsrail Gazeteci Gazze