İktisatçı Bartu Soral: Yaptırımlara uymak ekonomiyi batırır

Amerikalı yetkililerin yaptırım ziyaretlerini yorumlayan iktisatçı Bartu Soral, “Türkiye bu yaptırımlara uyarsa ekonomisi darma duman olur.” dedi. Eski Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Program Müdürü Soral, “Ekonomi bizde planlı üretim ekonomisine göre değil plansız ticarete göre ilerliyor. Yani üretimden ziyade ticarete dayalı bir ekonomi anlayışı var. Plan ise zaten yok. Amerika tarafı Rusya’ya ambargo uygulamamız için baskı yapıyor ama ciddi bir yaptırım yok ortada. Şimdilik gidip geliyorlar. Cumhurbaşkanı Rusya politikasını partisinden ziyade devletle sürdürüyor. Rusya ile sıcak ilişkiler kuruyor. Ama beraber çalıştığı kadrosu Türkiye’nin Şangay ve BRICS ülkeleri ile işbirliğinin artırılmasına aynı sıcaklıkta yaklaşmıyor. Ancak onlar da görüyorlar ki; mevkilerini korumaları Erdoğan’ın seçim kazanmasına; bu ekonomik ortamda seçim kazanmak da Rusya'ya herhangi bir yaptırım uygulanmamasına bağlı.” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN HEDEF ALINIYOR

Bu yaptırımlar uygulanırsa kırılgan ve enerji yoksunu ekonominin Avrupa Birliği'nden çok daha şiddetli bir krize sürükleneceğini ve seçimlerin kaybedileceğini, bu durumda da bu kadroların makamlarını kaybedeceğine dikkat çeken Soral, “21. yüzyılda küresel ortamda ciddi bir güç değişikliği yaşanıyor ama Avrupa Birliği ve Türkiye’de NATO zihniyetine bağımlılık kılcal damarlara kadar sirayet etmiş durumda. Birkaç yılda bu zihniyetin temizlenip tam bağımsız Türkiye noktasına gelmemiz zor. Cumhurbaşkanımız ise 15 Temmuz'u gördü. Batı basınından sürekli tehdit geliyor; indireceğiz, değiştireceğiz diye. Tehditler şahsi olarak Cumhurbaşkanı'nı hedef alıyor. Konu AK Parti değil onlarda öyle bir zihniyet yok, CHP'de de yok. Siyasi zemin Kuzey Atlantik Paktı'na bağlılık yemini etmiş insanlardan oluşuyor.” tespitini yaptı.

HALK BAŞKA, NATOCULAR BAŞKA

Halk arasında ise ciddi bir kamuoyu araştırması yapılsa ABD ve Batı karşıtlığının dorukta olduğunun görüleceğini kaydeden Soral, “Sözü dinlenir kitleye' baktığımızda Kuzey Atlantik Paktı'na bağlılık ve hayranlık var. Aynı mahfiller Atatürk'ün 'Sovyetlerle ilişkilerinizi bozmayınız, yakın ilişkiler kurun, yürütün' sözlerini, 'Kurtuluş Harbi'nde Sovyetler'den aldığımız desteği', '30'larda fabrikaları kurarken aldığımız desteği’ görmezler. Hatırlatanları hemen Rusçu diye yaftalamaya çalışırlar. Bu tipik bir beşinci kol faaliyetidir. Yine bu mahfiller, İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye'nin illeri karakol olmasını alkışlıyorlar. Amerikan mandacılığı ile hiçbir sorunları yok. Atatürk rozetleri var ama tam bağımsızlık ruhları yok” diyerek, bir kesimdeki NATO'cu teslimiyete dikkat çekti.