İlaçlar değil Kovid-19 kalbe zarar veriyor
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, sosyal medyada dolaşan iddialara yanıt verdi. Azap, ‘Grip tedavisindeki dozu kullanıyoruz. İlaçlar değil, hastalığın kendisi vücutta pıhtılaşmayı artırarak damarların tıkanmasına ve kalp krizi, inme gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor’ dedi.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisinde kullanılan ilaçların kalp krizine yol açtığı iddiasının doğru olmadığını belirterek, "İlaçlar değil, hastalığın kendisi vücutta pıhtılaşmayı artırarak damarların tıkanmasına ve kalp krizi, inme gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor" dedi. Sağlık Bakanlığının hazırladığı rehber doğrultusunda hastalara uygulanan Kovid-19 tedavi protokolü kapsamında bu süreci evde geçirecek kişilere ücretsiz ilaç temin edilerek, tedaviye erişimleri sağlanıyor. Fakat bu ilaçların bazılarının hastalarda ağır yan etkilere yol açtığı iddiası sosyal medyada sık sık gündeme geliyor. Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Azap, virüse karşı yüzde 100 etkili bir ilaç olmadığını, başka virüsler ya da başka hastalıklar için geliştirilen ilaçların kullanıldığını söyledi. Azap, hastalığın kendisinin pıhtılaşma nedeniyle kalbe ve beyne zarar verdiğini belirtti. Bu ilaçlardan bazılarının laboratuvar ortamında virüse karşı etkili olduğunu ancak hastalarda laboratuvarda gösterdiği kadar etki göstermediğini söyledi.
TEDAVİDE İKİ YAKLAŞIM
Azap, dünyadaki tedavi yaklaşımıyla Türkiye’deki yaklaşıma ilişkin de bilgi verdi: “Hastalık 2 hafta süren 2 aşamalı bir hastalık. Birinci haftada farklı tedavi yaklaşımları söz konusuyken ikinci haftada her ülkenin benzer bir yaklaşımı var. Batı ve Kuzey Avrupa ülkeleri ile Kuzey Amerika, virüsün solunum hücrelerinde çoğaldığı ancak belirtilerin hafif seyrettiği, akciğer hasarının yaşanmadığı birinci evrede sadece ateş düşürücü, ağrı kesici gibi ilaçlar kullanıyor. Bazı ülkeler bu evreyi çok ağır geçirenler için Remdesivir adlı ilacı uyguluyor. Fakat Dünya Sağlık Örgütü ‘Remdesivir'in faydalı olduğunu gösteren kanıtlarımız yok’ diyor. Bizde ve bazı başka ülkelerde Favipiravir, Arbidol gibi ilaçlar virüse olası etkileri nedeniyle birinci haftada ek olarak kullanılıyor. Ülkeler arasındaki bu farklılık büyük oranda hastalığın yeni olmasından ve tedaviyle ilgili bilimsel çalışmaların çelişkili sonuçlar vermesinden kaynaklanıyor. Çelişkili sonuçların en önemli sebebi ise çalışmalara dahil edilen hastaların ve çalışma protokollerinin birbirlerinden farklı olması. Bu da uygulamada değişikliklere neden oluyor. İkinci evre ise daha standart diyebiliriz. Neredeyse her ülkede oksijen ve kortizon tedavisi, yanıt alınamayanlara bağışıklık sistemini daha güçlü baskılayan ilaçlar veriliyor. Akciğerler görevini yeterince yapamaz hale gelirse de makineyle destek veriliyor. Bu evrede ayrıca kanın pıhtılaşmasını ve damarların tıkanmasını engellemek için aspirin türevleri ve başka kan sulandırıcılar da kullanılıyor. Uygulanan yöntemlerin, salgının başına kıyasla hastaların iyileşme olasılığını artırdığı, ölümleri daha iyi engellediği ve bu anlamda etkili olduğu söylenebilir. Salgının başında dünya genelinde yüzde 4 civarında olan ölüm sıklığı bugün yüzde 1'in altına indi. Klorokin adlı sıtma ilacına yönelik yapılan çalışmalar, farklı hasta gruplarında denenen bu ilacın etkili olmadığını ortaya çıkardı. O yüzden Klorokin'i artık kullanmıyoruz. Ancak Favipiravir ile ilgili devam eden çalışmaların sonuçlarını görmeden net bir cevap vermemiz mümkün değil. Çok kuvvetli kanıt sunmayan gözlemsel çalışmalar ve günlük pratiğimiz bu ilacın kısmi bir etkisi olduğunu gösteriyor. Favipiravir, grip hastalığının tedavisinde kullanılan, Japonya'da onaylı bir ilaç. Gebe hastalarda nadiren kullandığımız Lopinavir/Ritonavir isimli ilaç HIV-AIDS tedavisinde kullanılıyor. Bazı ülkelerde denenen Ribavirin ise Hepatit C ve kırım kongo kanamalı ateşi rahatsızlığı için kullanılıyor.”
CİDDİ YAN ETKİLER NADİR
Bazı hastalar, yan etkilerinden korkarak filyasyon ekiplerinin verdiği ilaçları kullanmıyor. Azap, yan etkilerle ilgili de bilgi verdi: “Hastalar hekimlerinin önerilerine mutlaka uysunlar. Favipiravir, ilk gün sabah-akşam 8'er sonraki günler sabah-akşam 3'er tablet veriliyor. Tablet sayısı çok olduğu için yüksek doz gibi algılanıyor, aslında kullanılan en düşük dozu bu. Favipiravir grip virüsünün tedavisinde onaylı bir ilaç. Grip tedavisindeki dozu bu. Başta hafif olsa dahi hastalığı ağır geçirme riski bulunan hastaların kullanmasını öneriyoruz. Az sayıda hastada ciddi olmayan yan etkiler olabiliyor. Favipiravir çok nadiren ilacı kesmemizi gerektirecek kadar bulantı-kusma, karaciğer testlerinde bozulma gibi yan etkiler yapabiliyor. Kan sulandırıcı ilaçlar nadiren kanamalara yol açabiliyor o yüzden kanama riski olmayan ve fayda beklediğimiz hastalara veriyoruz. Kortizon grubu ilaçlar hastalarda kan şekeri ve tansiyon yükselmesine neden olabiliyor. Kovid-19 tedavisinde kullanılan ilaçlar değil, tersine hastalığın kendisi vücutta pıhtılaşmayı artırarak damarların tıkanmasına ve kalp krizi, inme gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor.”