İlk kişisel sergisini doğup büyüdüğü mahallede açtı

Ressam Deniz Uçkun, ilk kişisel sergisini açtı. İstanbul İçerenköy'deki sergide Uçkun'la konuştuk, eserlerinin hikayesini dinledik. Doğup büyüdüğü mahallenin insanlarının da sergi gezmesini istediğini dile getiren Uçkun, bu nedenle İçerenköy'ü tercih ettiğini belirtti.

Sanatçı, babasının isteği üzerine Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi iç mimarlık ana sanat dalından mezun olduğunu anlattı. Küçük yaşlardan beri resim yapmayı çok seven Uçkun, 5 yıl önce iç mimarlığı bırakarak tamamen resim çalışmalarına yöneldi. Hayatının tamamının İçerenköy’de geçtiğini ifade eden Uçkun, yaşadığı mahalleyi şöyle tarif etti:

'GECELERİ ANAHTAR KAPIDA UYURDUK'

“Ben İçerenköy’de doğdum. Hatta babam ve babaannem de burada doğdu. Burada büyüdüm ve hala buradayım. Biz beş kız kardeşiz. Ben çok küçükken ablamın kalemlerini alır duvarları çizerdim. Çocukluğum İngiliz işgali sırasında inşa edilen tek katlı ve bahçe içindeki güzel evimizde geçti. Evimizin önünde harman dövülen tarlalar vardı. Geceleri herkes anahtarları kapılarının üzerinde bırakır uyurdu. Komşular akraba, arkadaşlar kardeş gibiydi. Zamanla köy kentleşti. Küçük evler apartman, arnavut kaldırımlı yollar asfalt oldu. Ama tek bir şey değişmedi. Burada herkes hala sıcak ilişkiler içerisinde yaşar. Her yerde tanıdık dost yüzlere, arkadaşlara rastlarsınız. Herkes birbirinin derdini dert edinir, sevincine ortak olur.”

'HİÇ SERGİYE GİDEMEMİŞ KOMŞULARIM VAR'

“İşte bu yüzden ilk kişisel sergimi canım İçerenköyümde kendi mahallemde yapmam gerektiğini düşündüm. Çünkü burada hiç resim sergisine gidememiş insanlar var. Bir hayat gayesi var ve herkes işinde gücünde koşturuyor. Bu sebeple rahmetli komşumuz ve her konuda olduğu gibi ressamlık konusunda da üstün bir yeteneğe sahip olan Mehmet Amcamın atölyesinde sergimi açıyor olmaktan dolayı sevinçli ve gururluyum. Ne mutlu bana...”

'HER RESMİMDE TARZIMI YANSITIYORUM'

Uçkun, çalışmalarındaki konulara da değindi: “Daha çok kadın hayatına dair çalışmalarım var. Daha sonra yırtıklı resimler yaptım. İç içe resimler gibi sanata verilen değerin yeterli olmamasını eleştiren resimlerim var. Daha sonra biraz soyut çalıştım. Yani içimden ne geliyorsa onu yapıyorum. Yaptığım şeyler değişse de soyutta, yırtıklı resimde, kadın resimlerinde, hepsinde benim tarzım var. Tarzımı bilenler gördüğünde benim olduğunu anlar.”

Ziyaret etmek isteyenler için serginin açık adresi: İçerenköy mahallesi, Alanaldı caddesi, No:21/A, Ataşehir/İstanbul. Sergi 16 Ekim’e kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

ÜÇ KADIN VE KAKTÜSLER

Eserimde, üç kadın bir arada. Kadınsal zamanları anlatıyorum. Biri hamile, biri çocuğunu büyütmüş, büyüttüğü kızı da orada ve annelik provasını kedi üzerinde gerçekleştiriyor. Yine orada bir yük gemisi var, kadınların yükünü temsil ediyor. Birçok resmimde kaktüs vardır. Kaktüs çok su istemez, bakım istemez. Güzeldir, çiçek açar, kadın gibi düşünürüm o yüzden çok severim kaktüsü.