22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İlklerin karakolu

ASFAT ana yükleniciliğinde yapılan Açık Deniz Karakol Gemi Projesi, Türk savunma sanayisi açısından bir dizi ilki barındırıyor.

İlklerin karakolu

Türk Deniz Kuvvetleri Açık Denizler Karakol Gemileri (ADKG) Projesi'nin birinci gemisi Akhisar ve ikinci gemisi Koçhisar'ın denize indirilmesi ile Pakistan MİLGEM Projesi kapsamında Pakistan Silahlı Kuvvetleri için üretilen dört gemiden ilki olan PNS Babur'un teslimi dün İstanbul'daki törenle yapıldı.

Türkiye'nin denizlerdeki hak ve menfaatlerini etkin şekilde korumak amacıyla yürütülen Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi, Türk savunma sanayisi açısından ilkleri barındırıyor. Proje kapsamında inşa edilmesi hedeflenen 10 gemiden ilk ikisi Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi (ASFAT) ana yükleniciliğinde İstanbul Tersanesi Komutanlığında inşa ediliyor. TCG AKHİSAR ve TCG KOÇHİSAR gemileri, ilk sac kesiminden sadece 17 ay sonra ileri seviyede donatılmış ve en kısa sürede liman kabul testlerine başlayacak şekilde birlikte denize indirildi.

AYNI KIZAKTA İKİ GEMİ

Aynı kızakta bu kadar kısa sürede ve bu seviyede 2 geminin birden denize indirilmiş olması Türk savunma sanayisi için bir ilk özelliği taşıyor. İnşa edilen gemiler, istihbarat gözetleme ve keşif, arama kurtarma, terörizmle mücadele, denizde denetim harekatı, deniz özel harekatı temel görevlerini icra edecek. İkincil görevler olarak deniz hava harekatı, elektronik ve akustik harp, kara bombardımanı, asimetrik tehditlere karşı savunma, deniz nakliyatının korunması, amfibi harekat kapsamında destek ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirilecek.

ASFAT Deniz Programları Direktörü Emre Koray Gençsoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, HİSAR sınıfı açık deniz karakol gemilerinin ilk ikisinin aynı anda denize indirilmesinin arkasında çok büyük çaba ve emek olduğunu söyledi.

"Bu çok büyük bir olay, çok kolay görülebilecek bir şey değil." diyen Gençsoy, bu 2 geminin yanı sıra Türkiye ve Pakistan'da aynı anda 7 deniz platformunun inşasını gerçekleştirdiklerini vurguladı.

Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacı doğrultusunda çok hızlı bir kontrat süreci yürütüldüğünü ve 2 ayda tamamlandığını anlatan Gençsoy, kontrat aşamasında ASFAT'ın önerisiyle projeye elektrik tahrikli motorlar eklendiğini bildirdi. Gençsoy, şöyle konuştu:

“Böylece gemiler elektrikle tahrik yapabilecek hale getirildi. Bu bizim açımızdan bir ilk. Projenin üretim süresi sadece 26 ay. Bu oldukça kısa bir süre. Savunma sanayimiz için deniz platformlarında bu boyuttaki kompleks platformları için gerçekten çok önemli bir hedef. Bu da bir ilk. Gemiye baktığınız zaman MİLGEM'i görüyorsunuz ama analizler baştan yapılarak daha hafifletilmiş bir gemi. Pervane sistemleri, şaft sistemleri değiştirilmiş bir gemi. Hatta burada da bir ilk var. Pervanelerimizin tüm analizleri, su altı gürültüsünden tutun da izine kadar bütün analizleri Türkiye'de, İstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki laboratuvarlarda yapıldı. Pervane üreticisiyle karşılıklı teyitleşilerek ilerlendi. Bu da proje açısından bir ilk.
“Bu aşamaya gelmesinden önce kızağa konurken yine sürenin azlığından kaynaklanan ihtiyaca binaen yapılmış bazı ilkler var. Bu da mesela 3 blok bir araya getirilerek bir mega blok oluşturuldu. Sadece çelik bir bloktan değil ileri seviyede donatılmış bloklardan bahsediyorum. Bu da hem savunma sanayimiz için önemli bir aşamaydı hem de bizim için bir gurur kaynağıydı. Bir başka ilk de 2 geminin birlikte denize indirilmesi. Bu çok karşılaşılan bir şey değil. ASFAT'ın diğer paydaşlarımızla ne kadar iyi organize olabildiğini, ne kadar esnek davranabildiğini gösteriyor. Bu gemi şu anda elektrik vermeye hazır. Gerçekten çok ileri seviyede donatılmış gemiler bunlar. Bunu başarmak profesyonel bir ekip, güçlü bir takım ruhu, esneklik ve dinamizmle oluyor.”

AMBARGOLAR YERLİ ÇÖZÜMLE AŞILDI

Yurt dışından temin edilen sistemlerde üstü kapalı ambargolar ya da projenin geciktirilmesine yönelik bazı durumlar yaşanabildiğine değinen Gençsoy, risk olabilecek sistemlerle ilgili alt yüklenici firmalarla alternatif çalışmalar yürütüldüğünü, en ileri seviyedeki firmalarla sözleşmeler yapıldığını ve sistemlerin dar takvime rağmen yerlileştirilerek gemilere yetiştirildiğini söyledi. Emre Koray Gençsoy, "Hatta gururla söyleyebilirim şu anda sistemler geminin üzerinde kurulu vaziyette. Gemiler elektrik vermeye hazır vaziyette, iner inmez liman kabul testlerine başlamaya hazır. Eksik ekipmanımız kalmayacak şekilde projeyi bu noktaya getirdik." dedi.

TATAR'DAN BM'DE İKİ DEVLET VURGUSU

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu temasları kapsamında bulunduğu New York'ta, adada yeni sürecin "ancak iki tarafın da kabul edeceği bir düzeyde devam edeceğini" ve "egemenlik ilkesinden taviz vermeyeceklerini" söyledi. Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Antonio Guterres ile yaptığı görüşme sonrası basın mensuplarına açıklamada bulundu. Tatar, Genel Sekretere, "adada tarafların, yenilenebilir enerji, AB'ye eşit erişim, düzensiz göç, mayınların temizlenmesi gibi konularda ortak çalışma yapılabilmesi için KKTC'nin eşit iki devletli yapı ve egemenlik isteklerinin dikkate alınması" taleplerini ilettiğini belirtti. Tatar, Rum tarafının engellemesi nedeniyle, Ercan Havalimanı'na hala doğrudan uçuş yapılamadığını hatırlattı.

Ersin Tatar şunları söyledi: “Daha önce Cenevre'deki görüşmede Genel Sekretere, ada iki tarafın da kabul edebileceği, egemenlik ve eşitlik şartlarımız kabul olmadan bir müzakere sürecine girmeyeceğimizi Sayın Genel Sekretere tekrar ifade ettik. O da bunlara anlayış gösterdiğini, yaşananları dikkatle izlediğini, her iki tarafın da özgür iradesiyle kabul edebileceği bir anlaşmaya gidilebileceği noktasında bize katıldığını ve hiç bir zaman baskı yapmayacağını söylemiştir.”

n GÖKSEL YILDIRIM - AA

Son Dakika Haberleri Açık Deniz Karakol Gemi Projesi