08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İnançla alay etmek haklı fesih nedeni

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işyerinde taciz eylemi gerçekleştiren, bazı işçilerin dini duyguları ile dalga geçen işçinin işten çıkarılmasının haklı nedene dayandığı yönünde karar verdi. Kararın gerekçesinde işverenin sorumluluğuna dikkat çekildi.

İnançla alay etmek haklı fesih nedeni
A+ A-
OLCAY KABAKTEPE / ANKARA

Bir işyerinde mağaza müdürü olarak çalışan kişi, iş akdinin diğer çalışanları taciz ettiği gerekçesiyle feshedildiğini ancak bu durumun gerçek olmadığını ileri sürerek işe iade davası açtı. Davaya bakan mahkeme, davalı tarafça feshin haklılığının ve geçerliliğinin ispatlanamadığını belirterek feshin geçersiz olduğuna, işten çıkartılan kişinin işe iadesine karar verdi. Yerel mahkeme kararına karşı işyeri avukatı tarafından istinafa götürülen dosyada Bölge Adliye Mahkemesi, işyeri avukatının başvurusunu kabul ederek yerel mahkeme kararını kaldırdı. Bu karara karşı da taraf avukatları temyiz yoluna gidince dosya Yargıtay 9. Hukuk Dairesi önüne geldi. Daire incelemesi sonrasında, yapılan feshin haklı nedene dayandığını kaydetti.

‘TACİZCİNİN İŞİNE SON VERİLMESİ ÖNLEMLER ARASINDADIR’

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararının gerekçesinde, işyerinin işverenin hakimiyet alanını oluşturduğu belirtilerek, şöyle denildi: “İşverenin işçiyi gözetim borcu, cinsel içerikli bu saldırı kimden gelirse gelsin işçiyi korumayı gerektirir. İşçinin diğer bir işçi ya da üçüncü kişiler tarafından cinsel tacize uğraması halinde, bu durum yasa gereği işçi tarafından işverene bildirilmeli ve gerekli önlemlerin alınması istenmelidir. İşverence cinsel taciz olayı bilinmekte veya bilinebilecek durumda ise işçinin durumu ayrıca bildirmesine gerek yoktur. İşverenin önlemi, işçinin maruz kaldığı olayın tekrarlanmasını engellemeye yönelik olmalıdır. Bu yönde önlemin yetersiz kalması da işçiye haklı fesih imkanı verir. Maddenin gerekçesinde, tacizin ağırlığına göre tacizcinin işine son verilmesi de işverence alınması gereken önlemler arasında sayılmıştır. Cinsel tacizin, işyerinde çalışan bir işçi yerine bir üçüncü kişi tarafından yapılması durumunda, işverenin önlem olarak müşteriyi uyarma, müşteri ile ilgilenecek bir başka işçi görevlendirme ve eylemin ağırlığına göre müşteri ile ilişkisini kesme gibi yollara başvurması gerekir.”

‘İŞVERENE HAKLI FESİH İMKANI TANIYOR’

Davacı ile aynı mağazada çalışan başka işçiler tarafından verilen şikayet dilekçelerinde bahsi geçen taciz eylemleri ile davacının diğer çalışanlara karşı küfür içeren, hakarete varan konuşma ve hitaplarının olduğuna dair şikayetler olduğu bildirilen gerekçede, şu ifadelere yer verildi: “Bu şikayetler sebebi ile işveren tarafından işyerinde soruşturma başlatılarak çalışanların konu ile ilgili bilgisine başvurulduğu, birden fazla çalışanın davacı ile ilgili olarak ortak beyanlarında davacının bazı çalışanları sözlü olarak taciz ettiği, birkaç çalışanın verdiği dilekçede ise kimsenin göremeyeceği yerlerde fiziksel tacizde bulunduğu, küfürlü konuşmalarla rencide ettiği, bazı çalışanların dini duyguları ile dalga geçtiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İşverenin, diğer işçilere karşı yapılan bahsi geçen eylemler için önlem alması gerektiği gibi bu durumun işverene haklı fesih imkanı da tanımaktadır. Davacının bu davranışının işin normal işleyişini ve işyerindeki uyumu olumsuz etkilediği gibi bahsedildiği üzere işverenin işçilerini yine kendi işçilerine karşıda koruma yükümlülüğü olduğu dolayısıyla feshin haklı nedene dayandığı anlaşıldığından davanın reddi gerekmektedir.”

Son Dakika Haberleri