İngiliz basını ‘PKK’ demekten kaçındı
Oxford Mail gazetesinin haberine göre 17 Haziran Çarşamba günü “Kürt protestoculardan biri Başbakan Boris Johnson’ın aracının önüne çıkınca, Başbakanın şoförü sert bir şekilde fren yapmak zorunda kaldı ve arkasındaki araç Başbakanın aracına arkadan hafifçe çarptı.” Yayınlanan görüntülerde PKK’lı olduğu bilinen 20 kişi civarı topluluk Westminster’da, bayraklarını sallayarak “Terörist Erdoğan” diye Türkçe sloganlar atıyor ve İngilizce “Erdoğan’a silah satmayın” pankartlarıyla yürüyordu. Ancak bu yerel gazete haberinde eylemi yapanlar PKK’lı değil, “Kürt protestocu” şeklinde verildi.
The Telegraph ve CNN kaza haberini verirken ‘Kürt’ veya PKK gibi bir nitelemede bulunmadan “Protestocu bir kişinin yolu işgal etmek nedeniyle polis tarafından tutuklandığını ve diğer protestocuların polisle kavga ettiğini” yazdı. Yayınladıkları görüntülerde de polisle kavga eden kişileri ve yolu engelleyen PKK’lıyı hiçbir örgüt adı ya da amaç belirtmeden olayı sokak kavgası şeklinde gösterdiler. Çoğu gazete kazanın çok hafif olduğu ve Başbakanın derhal yoluna devam ettiği gerekçesiyle, gösteri de çok küçük bir grup tarafından yapıldığı için bu haberi vermedi.
KENDİLERİ DE IRA’YI YAŞADI
Birleşik Krallık 1970’lerden başlayarak yıllarca IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) terörü ile boğuştu. Londra ve diğer birçok kentte, metroda, publarda bombalar patladı, masum insanlar öldü. Konu bölücülüktü. IRA, Birleşik Krallık’ın bir parçası olan Kuzey İrlanda bölgesinin Birleşik Krallık’tan ayrılıp İrlanda Cumhuriyetine bağlanmasını istiyordu. Kuzey İrlanda topluluğunun yarısı ayrılmaktan, yarısı ayrılmamaktan yanaydı.
Bu terör nedeniyle Londra’nın her köşesi kameralarla bezelidir ve birçok İngiliz kendileri de benzer terörü yaşadıkları için ülkemizde yıllardır yaşanan terör olaylarına empati ile bakar, genelleme yapmaz, PKK ve Kürt kavramlarının aynı kavramlar olmadığını bilir, PKK terör sempatizanlarına mesafeli durur.
IRA, ABD’den o yıllarda çok destek gördü. Birleşik Krallık IRA terörünü durdurmak için sert önlemler aldı, çok kişi tutuklandı. 1981’de IRA mensubu tutuklu Bobby Sands hapiste adi suçlu yerine özel konumlu siyasi suçlu kabul edilmeleri için arkadaşlarıyla açlık grevine girdiğinde, bu greve liderlik yaptığında ve milletvekili seçildiğinde bile Margaret Thatcher hükümeti istekleri kabul etmedi, milletvekili kimliğiyle onu hapisten çıkarmadı.
Açlık grevine giden IRA mensubu gençlerin hapiste tek tek ölümü gerçekleşti. Açlık grevine giderken dile getirdikleri talepler şunlardı: Hapis üniforması giymemek, hapis işleri yapmamak, diğer tutuklularla özgürce görüşebilmek, toplantı yapabilmek, haftada bir mektup, haftada bir görüş, haftada bir paket alabilme gibi konulardı.
Basında büyük kampanyalar, sokaklarda yürüyüşler yapıldı. Buna karşın Thatcher hükümeti geri adım atmadı. Bobby Sands 66 gün sonra, 27 yaşında hayatını kaybetti. Ölüm nedeni “açlık” olarak kayıtlara geçti. 1998’de IRA ve Birleşik Krallık arasında barış imzalandı, silahlar sustu. Birleşik Krallık bölünmedi.
PKK, 2001'den beri İngiltere'de terör örgütleri listesinde yer alıyor. İngiltere'de terör listesindeki bir örgüte üyelik, 10 yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor.
GÖZALTINA ALINDI
İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın aracının önüne atlayarak trafik kazasına neden olan terör örgütü PKK sempatizanı gözaltına alındı.
Parlamento önünde gösteri yapan 10 kadar PKK sempatizanından biri, katıldığı oturumdan ayrılan Johnson’ın aracının önüne atladı.
Fren yapan Johnson’ın makam aracına arkadaki koruma aracı çarparken, polis PKK sempatizanını gözaltına alarak parlamento içindeki polis merkezine götürdü.
İngiliz makamları olay sırasında Johnson’ın araçta olduğunu doğruladı.