İNGİLTERE’DEN HABERLER… Kasımda İngiltere’de öne çıkan politikalar

Başbakan Keir Starmer İngiltere'yi sanki biraz normalleştirme gündemine başlamış gibi. Muhafazakar sağ cenahtan duruma hoşnutsuzluk sinyalleri geliyor. Misal, Muhafazakar Parti'nin kalantorlarından olan ve son kabinede Savunma Bakanlığı dahil bir çok bakanlık görevlerinde bulunmuş olan Grant Shapps paylaştığı mesajda Başbakan Starmer'i eleştirdi: 'Neden Starmer koltuğa oturduğundan beri Ukrayna'yı ziyaret edip desteğini göstermedi? Britanya'nın liderliğine ne oldu? ABD ne güzel uzun menzilli füzelerinin Ukrayna'da kullanımına izin verdi, biz neden Storm Shadow füzelerimizin kullanımını onaylamadık?' Açıklamadan birkaç gün sonra İngiltere Savunma Bakanı John Healey parlamentoda açıklama yaptı: 'Şimdiye kadar Ukrayna'nın 50.000 askerine İngiltere topraklarında eğitim verdik.' Ukrayna için Batı ülkeleri tarafından oluşturulan savaş ve gözlem dronu bütçesine de 7,5 milyon sterlin ilave katkı yapma kararı almışlar. (O paraya en ucuz Türk dronu alınmaz, hiç vermeseler daha iyiymiş).

Başbakan Starmer, 18-19 Kasım'da G20 toplantısına katıldı ve öncesinde G20 gündeminde Britanya’nın olacağını açıkladı. İngilizlere daha çok iş, refah ve güvenlik sağlayacağını belirtti. Yani Ukrayna'da savaş çığırtkanlarının beklediği mesajları vermedi. Starmer'in zirvedeki en önemli toplantısı Çin Başkanı Xi ile oldu. Buluşma anında Çin Başkanının İngiliz heyetini pek sallamadığı vücut dilinden okunabiliyordu. Karşılıklı oturdular. Starmer başladı insan hakları nutku atmaya: 'İnsan Hakları, parlamento yaptırımları, Tayvan, Güney Çin Denizi, Hong Kong'daki ortak çıkarlar konusunda endişeliyiz. Hapishanelerdeki sağlık koşullarının kötüleşmesinden endişeliyiz. Londra'daki yeni yapılan Çin büyükelçiliği izinleri konusunda hukuki prosedürleri ve süreci talip etmeliyiz' vs... Yani Çin ile ilişkiler yokuşa sürülüyor. İngiltere adasını, Avrupa ve Asya'dan uzaklaştırıp ABD'ye doğru yüzdürülüyor gibi. G20 öncesindeki önemli toplantı ise Bakü'deki COP24 zirvesiydi. Starmer bu zirvedeki konuşmasında 1,5 derecelik sıcaklık artışının Britanya'da yüz binlerce insanı sel felaketi ile karşı karşıya bırakacağını belirtti. Ayrıca ülkede büyük ekonomik sorunlar ve güvenlik sorunlarına yol açacağını belirtti. Tüm ülkeleri küresel ısınmaya karşı yükümlülüklerini belirlemeye davet etti ve temiz enerji yatırımları konusunda yeni ittifaklar kuracaklarını belirtti. Scottish Power firmasının Siemens firmasına 1 milyar sterlinlik rüzgar türbini siparişi verdiğini belirtti. Zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de görüşme yaptı ve basın açıklamasına göre Filistin'deki durum değerlendirilmiş.

Noel tatili yaklaşıyor

Kasım ayının sonlarına yaklaştık ve İngilizler her kasım ayında olduğu gibi Noel tatillerini planlamaya başladılar. Anglosaksonlar bu tatile Krismıs tatili diyorlar ve kısalma olarak 'Xmas' kullanıyorlar. 'Noel' ifadesini Fransızlar kullanıyor. Bizim dilimize de Fransızcadan geçmiş herhalde. Okullar aralık ortasında kapanacak ve ocak başına kadar 2 hafta net tatil var. Bu sene ekonomi yine kötü, harcanabilir gelir yıllardır düşüyor bu yüzden yurt dışı seyahatlerde azalma olması bekleniyor. Yine de bütçesi elverenlerin önceliği denize girilebilecek sıcak memleketlere gitmek. Nereler olabilir? Tayland, Mısır, Zanzibar, Maldivler, Tenerife adaları popüler tatil rotaları. En ucuz seçenek Mısır paket turları. Tenerife'ye de çok sayıda tur var fakat deniz aslında yetenince sıcak olmayacak. Zanzibar malum Tanzanya’ya bağlı Müslümanların çoğunlukta olduğu bir turizm adası. Zaten Zanzibar turlarının İngiltere çıkışlı ulaşımını büyük ölçüde THY İstanbul aktarmalı yapıyor. Tabi THY web sitesinden bakınca Zanzibar uçuş fiyatları İngiltere'den çıkışa göre çok daha pahalı ama vardır herhalde bir bildikleri. Mısır aslında çok cazip tatil imkanı sunuyor ama İngilizler muhtemelen İsrail-Filistin çatışmasının Mısır'a olası etkilerinden endişe ediyorlar yoksa bu fiyatlara tatil paketlerini süpürürlerdi. İngiltere'de popüler olan paket tur acenteleri şunlar: TUI, Virgin Holidays, British Airways Holidays, Lastminute.com, Expedia, Jet2holidays vs... Tabii gönül isterdi ki Avrupa'da yaşayan Türklerin tatil planlama konusundaki tercihleri THY'nin 'Turkish Airlines Holiday' isimli web sitesi olsun. Bu site var ve tatil paketi satıyor. Nedendir bilinmez, THY İngiliz turlarına İngiltere çıkışlı uçuş sağlıyor ama kendi paket tatili web sitesinde Londra çıkışlı tatil sağlayamıyor. Tüm tatil çıkışları sadece İstanbul çıkışlı. Umuyoruz THY'nin bu bağlı ortaklığını yönetecek turizm işlerini bilen yetkin birileri işin başına getirilir ve bu güzide firmamız yabancı rakipleri ile boy ölçüşebilecek seviyede bir tatil sağlayıcı haline kısa zamanda getirilir ve yıllık 300 milyar doları aşkın olan küresel paket tatili pazarının büyükleri arasına girer. Tatil demişken KKTC turizmini İngiltere çıkışlı pazarlayan başarılı tur operatörümüz olan www.cyprusparadise.com firmamızı unutmayalım. Her bütçeye uygun KKTC tatilleri var, taksit de yapıyorlar.

George Galloway formunda

İskoçyalı kurt siyasetçi George Galloway'in haftalık youtube programları hız kesmeden devam ediyor. Youtube'da abone sayısı yarım milyonu aştı. Video sayısı 6 bine yaklaştı. Twitter takipçi sayısı 1 milyona yaklaştı. Birçok yabancı ülkede İngilizce siyaset programları arasında bir numara olmuş durumda. Her programında ana konu İsrail katliamları oluyor ve konu ilintili misafirlerini programa davet edip güncel gelişmeleri onlar ile konuşuyor. Son programında Londra merkezli çalışan ve Instagram'da 100 bini aşkın takipçisi ile hayli popüler olan futbol gazetecisi Leyla Hamed'i konuşturdu. Leyla, UEFA'nın Rusya ve İsrail'e yaklaşımındaki ikiyüzlülükten bahsetti. Amsterdam'da taşkınlık yapan İsrail futbol takımı taraftarlarından bahsetti ve İsrail bombalaması sonucu ağır yaralanan Lübnan kadın futbolunun ünlü isimlerinden Selin Haydar'ın durumu hakkın dabilgi verdi. Galloway'in diğer davetlisi ise Jamie Blackett isimli bir İngiliz çiftçi. Blackett ile konuşulan konu İngiltere'deki çiftçilerin durumu ve son haftalarda başlayan kazan kaldırma olaylarının sebepleri. Anlaşıldığı üzere İngiltere hükümeti çiftçilerin boğazını sıkan yeni yasalar getirmiş. Bunlardan biri veraset kanunu ile çiftçilere önemli miktarda vergi yükü getirmekmiş. Ayrıca çiftçilere zorunlu hayat sigortası dayatılmış. Zaten çoğu yaşlı olan İngiliz çiftçilerinin yüksek hayat sigortası primleri ile başa çıkması hayli zor, belli yaş üzeri zaten hiç sigortalanmıyor. Ayrıca üretkenliği düşen, yaşlı çiftçilerce yönetilen çiftliklerin büyük firmalarca satın alınmasını kolaylaştıran ve yaşlı çiftçileri emekliliğe teşvik eden yeni düzenlemeler varmış. Blackett'ye göre asıl amaç çiftliklerin ve tarım arazisinin mülkiyetini büyük firmalara geçirmek ve sigorta düzenlemesi ile bu işlerin merkezi olan 'City of London' a servet transfer etmekmiş. Çiftçiler burunlarından soluyorlarmış, şimdilerde halkın desteği onlarlaymış ve bunu kaybetmemek için yol kapatma eylemlerine başlamamışlar ancak çözüm bulunmaz ise toprakların %70 kadarını kontrol eden Britanya çiftçilerinin yolları kapatarak ülkede hayatı durdurması gayet olasıymış. Çiftçi Blackett, mevcut İşçi Partisi hükümetini sosyalist kıyafeti içinde, kanlı kapitalist politikalar uygulamakla itham ediyor. Galloway, İngiliz medyasına da kapak yapmadan program kapatmıyor. İsrail'in Haaretz medyası dahi Gazze'deki katliamları 'etnik temizlik' olarak iki kez isimlendirmiş ancak 'asla bir İngiliz medyasında buna yakın bir ifade dahi göremezsiniz' diyor. George'un diğer eleştirdiği kurum ise Yeşiller partileri. Hem Avrupa’daki hem Kanada'daki Yeşiller Partisi denen oluşumların aslında bayat sarı partiler oldukları, hepsinin savaşı ve NATO'yu destekledikleri ve boğazlarına kadar Ukraynalı ve Filistinli kanı içine battıklarını belirtiyor. Bu rezilliğin başını da Alman Yeşiller Partisi'nin ve liderleri Annalena Baerbock'un çektiğini belirtti. George Galloway'in İngilizcesi tane tanedir, yabancıların dinlemesi için çok uygundur, takibini tavsiye ederim.

Kardaşyan Allah’ın hediyelerini sergiledi

Kral Charles'in trafik kazasında ölen eşi Prenses Diana'nın haçını Ardağan kökenli Amerikalı fenomen Kim Kardaşyan, Los Angeles'taki davette taktı. Taktığı haçın ismi varmış. İsmi 'Cross of Atallah'. Atallah demek 'Allah'ın hediyesi demekmiş. Bu takının hikayesine girmeyelim, isteyen bağı inceleyebilir. Kim haçı müzayededen satın almış. Ardahanlı Kim'e de yakışmış ama kabul edelim, Di'de daha bir klas duruyordu.