23 Ekim 2024 Çarşamba
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İngiltere'den kısa kısa

HAZIRLAYAN: METİN AKGERMAN

İngiltere'den kısa kısa
A+ A-

SICAKLARIN ARDINDAN GELEN SELLERİN ETKİLERİ

İngiltere'de son aylardaki aşırı sıcakların ardından özellikle Londra'yı da kapsayan güney doğu kısımda seller meydana geldi. Londra'da bazı metro istasyonları ( misal Viktorya istasyonu) kapandı, ulaşım sistemleri aksadı. Gatwick ve bazı havalimanlarında sefer iptalleri ve gecikmeler yaşandı. Selin etkilediği bölgelerdeki kanalizasyon şebekeleri su baskınlarını önlemek için mecburen kapakları açtı ve nehir ve denizlere kanalizasyon karıştı. Birçok plaj bölgesinde su kirliliği uyarıları yapıldı.

Aylardır aşırı sıcaklar ile pişen topraklar katılaştı ve su emici özelliğini yitirerek su akıntılarını besledi, baskınlarının yıkıcı etkisini artırdı. Belirli tip fırtınada nadir görülen Fırtına Astımı hastalığı uyarıları yapıldı. Bu hastalığın sebebi tam bilinmemekle beraber polenlerin özel fırtına döneminde toplanarak yükseklere çıkması ve yağmur ile tekrar parçalanarak yayılması ve astım ve saman nezlesi hastalarının hayatını kısa bir süre boyunca pandemi seviyesinde zorlaştırdığı düşünülüyor.

Kuraklık ve su kıtlığı endişeleri ile beraber Thames Water'da diğer su şirketlerinin kervanına katıldı ve ilgili kanuna dayanarak 24 Ağustos’tan itibaren kendi servis sahasında şebeke suyu ile bahçe sulaması, havuz dolumu, araba yıkaması vs.yasakları başlattı. Bahçe bakımına hayli meraklı İngilizler bakalım bu yasaklara ne kadar uyum gösterecek. ( Yağmur suyu toplama depoları ile bahçe sulaması yapılmasında yasak yok)

KOVİD KREDİLERİ NASIL GERİ ÖDENECEK?

Kovid döneminde zor duruma düşen şirketleri kurtarmak için işletme başına 2.000-50.000 GBP aralığında düşük faiz ile ( 2,5% civarı, ilk sene geri ödemesiz) dağıtılan devlet garantili kredilerin geri ödemeleri konusu gündemdeki konulardan. Toplam 50 milyar GBP civarı kredi dağıtıldı ve şimdiye kadar bunların 8% kadarı battı. Bu krediler, normal ticari kredilerin aksine teminat aranmadan verildi. Hükümet, borcunu ödeyemeyecek veya ödemeyecek firmaların iflas beyan etmesini istiyor. İflas beyanı yapmadan batırılacak şirketin paralarının farklı önceliklere aktarılması (misal şirket direktörünün teminatlı şahsi kredisini kapatması veya kendine maaş ödemesi yapması gibi) ağır mali suç kapsamında değerlendiriliyor. Yani iflas seçeneği açık ve hatta teşvik ediliyor ancak şirket kaynağının usulsüz şekilde aktarılmasına müsamaha yok.

Ödenmeyen kredilerin ödemesi garantör olan kamunun kaynaklarından yapılacak. İngiltere'de uçuşa geçen enflasyonun sebeplerinden biri de bu krediler ile ilgili olabilir.

ENFLASYON 40 SENE SONRA ÇİFT HANEDE

40 sene sonra İngiltere'de enflasyon çift haneyi gördü. Bu sene enflasyonun 13%'i aşması bekleniyor. Enerji fiyat artışı ile tetiklenen gıda fiyatlarının hızlı artışı sabit gelirli hanelerin refah seviyesinde kayda değer düşüşler yaratacağa benziyor.

Enflasyon ve azalan harcanabilir gelir ile tetiklenen diğer bir tartışma konusu ise su, elektrik, gaz, taşımacılık sektörlerinin devletleştirilmesi tartışmaları. İngiltere'de bu alanlarda özel sektörün hakimiyeti yüksek seviyede ve fiyat artışları bir çok Avrupa ülkesine göre daha fazla oldu. Bu alanlardaki devletleştirme taleplerinin artarak devam etmesini beklemeliyiz.

İlintili diğer bir konu ise, artan petrol fiyatları ile bazı özel sektör petrol ve petrokimya firmalarının Avrupa ve Amerika'da rekor karlar elde etmesi ve vatandaşların fakirleştiği ortamda bu firmaların zenginleşmesinin kamuoyunun tepkisini çekmesi ve bazı politik sonuçlar doğurması konusudur. Dünyanın en büyük 5 petrol şirketinin ilk 6 aylık karları geçen seneye göre 3 kat artmış ve son çeyrekte 50 milyar GBP yakın kar elde etmişlerdir.

Bazı ülkelerde bu aşırı kar artışlarına ilave vergiler uygulanması kararı alınmıştır. Türkiye'de benzer şekilde petrol fiyatının arttığı dönemde aşırı kar eden bazı enerji ve petrokimya firmalarına benzer ilave vergi uygulamalarını değerlendirmeye alabilir. Bu konuda getirilecek ilave vergi muhtemelen tüm kesimler tarafından makul değerlendirilecektir. İlave vergi kadar toplumsal fayda sağlamamakla beraber biraz daha yumuşak bir seçenek ise, aşırı kar eden ilgili firmaların yüksek kamu faydası ve istihdam sağlayacak alanlarda kamu kaynaklarından teşvik sunulmadan yurt içinde yatırıma yönlendirilmeleri olabilir.

ŞAMPANYA VE KIRMIZI ŞARAP ÜRETİMİ İNGİLTERE'YE KAYIYOR

Son senelerde bazı Fransız şarapçıların İngiltere'de bağ satın alımı yaptığı biliniyordu. Özellikle köpüklü şarap üreticilerinden bu talep gelmekte idi. Prof. Stephan Dorling'in yaptığı çalışma İngiltere'de şarapçılığın önünün açık olduğunu ortaya koyuyor. Bu çalışmaya göre 1980’den beri sıcaklık 1°C arttı ve 2040'a kadar 1,4°C daha artması bekleniyor. Fransa'daki kırmızı şarap bölgelerinin ( pinot noir üzümleri dahil) kuzeye, İngiltere'ye genişleyeceğinin bir göstergesi olarak bu durum görülüyor. Şaraplık üzüm bağları 20-30 yıl yaşıyor ve bağ planlamalarının buna göre yapılması öneriliyor. İngiltere'de yazın uzun geçtiği senelerde kırmızı şarap üretimi 15 milyon şişeyi aşıyor. Tabi haberde pek değinilmeyen konu, bu bağlardan üzümleri kim toplayacak? Kısmen göçmen işgücüne dayanan tarımsal istihdam konusunda, özellikle son senelerde, Brexit etkisi ile beraber önemli sorunlar mevcut.

Üzüm ve şarabın anavatanı olan ülkemizde, mevsimsel değişim beklentileri de göz önüne alınarak, yerli üzüm türleri başta olmak üzere şaraplık üzüm ve şarap üretim alanlarımızı genişletmeli ve küresel dış ticarette önemli hacim tutan şarapçılık alanında payımızı artırmalı, çiftçimizin refahını yüksek katma değerli ürünler ile artırmalıyız.

ARABA DEDİĞİN BOZULACAK YERİ BİLMELİ

İngiltere'deki yol kurtarma firmalarından biri mahkeme sonucunda cezaya mahkum edildi. Ocak 2021'de 4 çocuk annesi, Shirley Dumbuya’nın arabası otoyolda bozuluyor ve kurtarma şeridine ulaşamadan (Genelde İngiltere'de emniyet şeridi tüm otoyol boyunca yoktur, aralıklı olarak kısa kurtarma şeritleri mevcuttur) yan şerit bağlantı aralığında arabası kalıyor. Kadın kurtarma firmasını arıyor, panik içinde yardım istiyor. Kurtarma firması da "Kurtarma şeridinde değilseniz kurtaramayız" cevabı veriyor. Bir süre sonra yan şeritten çıkan bir kamyon kadının arabasına çarpıyor ve kadın hayatını kaybediyor. Kaza sonrasındaki hukuk sürecinde mahkeme ilgili kurtarma firmasını (ve kamyon şoförünü) hatalı buluyor. Bu vaka ne ilk ne de son vaka ve olay çözmesi pek kolay bir konu olmadığı için otoyol güvenliği süreçleri üzerine tartışmaları tetiklemiş durumda.

DİZEL EMİSYONU CEZALARI MERCEDES'E UZANDI

Amerika'nın VW firmasına kesmiş olduğu milyarlarca dolarlık dizel emisyonu cezası konusu hepimiz hatırlarız. Şu aralar, bazı İngiliz hukuk firmaları ve STK'ları 2008-2018 arası İngiltere'de satılan dizel binek ve van tipi Mercedes araç sahiplerine ulaşmaya ve onları ortak dava süreçlerine katmaya çalışıyor. Araç sahiplerine 1000’lerce GBP tazminat vaat ediliyor. Yüzbinlerce aracın bu kapsamda olduğu ve İngiltere hukuk tarihinin en büyük toplu tazminat hareketi ( group action) olduğu düşünülüyor.

Elbette ülkeler arasındaki bu tür hareketlerin arkasında politik ve ticari ajanda ve hedefler olmaması düşünülemez. Rekabet ve şirketler hukukunun ülkeler arasında silah olarak kullanılması durumu son senelerde yaygınlaşmakta. Türkiye'de bu alanda ulusal stratejilerini ve ilintili süreçlerini geliştirmeli. Konunun hem tazminat boyutu mevcut hem kusurlu araçların geri çağrılarak kusurların giderilmesi boyutu mevcut. Mercedes firmasının Türkiye'deki otobüs ve kamyon fabrikalarını ve yarattığı istihdamı takdir etmekteyiz. Diğer taraftan bir diğer Alman otomotiv grubunun yıllarca süründürdükten sonra siyasi gerekçeler ile vazgeçtiği yatırım konusunda hükümetimizin cevap hakkını saklı tuttuğunu düşünmekteyiz.

RUSYA'DAN İSRAİL'E YAHUDİ GÖÇÜ

İngiltere basınında son dönemde Rusya'dan Yahudi göçü konusunda haberler çıkmaktadır. Rusya da yaşadığı düşünülen 160 bin Yahudi’nin 20 bini son birkaç ay içinde ülkeyi terk ederek başta İsrail olmak üzere çeşitli ülkelere yerleşmişler. Dünya çapında İsrail'e Yahudilerin taşınmasını sağlayan kurum olan Yahudi Ajansı ( JewishAgency)'nın Rusya'daki faaliyetlerinin ilgili Rus mahkemesi tarafından yargıya taşındığı belirtiliyor. Rusya'nın en zengin oligarkları içinde Yahudilerin yüksek oranı dikkat çekiyor. Bu multimilyarder Yahudilerin bir kısmının İsrail pasaportu da taşıması özellikle içinden geçtiğimiz konjonktürde Rusya'nın hoşuna gitmese gerek.

Nazi Almanya’sı döneminde Türkiye'ye sığınan ve Atatürk tarafından yükseköğretim kurumları başta olmak üzere çeşitli Cumhuriyet kurumlarında görevlendirilen bazı Yahudilerin ülkemize kattığı kazanımları şükranla hatırmaktayız. Rusya'dan çeşitli sebepler ile kaçma yolunu tercih eden Rusya doğumlu Yahudilerin içinde Türkiye'nin kalkınmasına faydalı olabilecek isimler olabilir, bunlara Türkiye'de oturma ve çalışma izinleri konusunda kolaylık gösterilmesi alternatif senaryolara göre faydalı olabilir.

GALLER LİMANLARI AĞIR YÜK TAŞIYABİLMELİ

Galler limanlarının ağır yük taşıyabilecek şekilde geliştirilmesi gündemdeki konulardandır. Galler’de daha büyük ve verimli deniz üzeri rüzgar türbinlerinin yerleştirilmesi için mevcut liman taşıma kapasiteleri 300 tonlardan 3000 tonlara çıkabilmelidir. Bu çalışmalar yapılmaz ise sektördeki işsizliğin artacağı endişeleri mevcuttur. Geliştirilecek limanların ileride savunma konularında da faydalı olması beklenebilir.

Türkiye'de başta rüzgar potansiyeli olan deniz kıyılarındaki limanlarda ve genel olarak Akdeniz bölgesindeki deniz üzeri rüzgar türbini projelerine hizmet verecek limanlarda, benzer ağır yüklerin elleclenmesine imkan verecek yatırımları değerlendirmeye alabilir.

İngiltere'de elbette başbakanlık seçimi konusundaki süreç, siyasi ajandanın başında gelmektedir, bu konudaki güncel makalem için bakınız: https://www.ulusal.com.tr/makale/11640881/metin-akgerman/ingiltereden-kisa-kisa

İngiltere