18 Ekim 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘İran devriminde kadınların rolü büyük’

Milyonlarca İranlı'nın şehitlerini uğurladığı günlerde İranlı gazeteci Azar Mahdavan ile konuştuk. Mahdavan, İran’da ‘kadınların varlığını’ anlattı, Batı’nın, Asya kadınlarını dünya toplumunda zayıf ve ötekileştirilmiş bir grup olarak göstermeyi amaçladığına dikkat çekti

İran'da kadınlar baskı altında mı? İran'da kadınlar özgür mü? İran'da kadınların seçme ve seçilme hakkı var mı? Antiemperyalist Kadınlar Birliği nedir?
A+ A-
DEVRİM AŞKIN KARASOY

İran halkı, helikopter kazasında şehit olan İran Cumhurbaşkanı Reisi ve beraberindeki yöneticiler için yasta. Ancak güngörmüş bu topraklarda yası dirence dönüştüren, toplumu birbirine kenetleyen bir maya var. İran İslam Cumhuriyeti’nde, kadını erkeği mücadele hattında kenetleyen bir maya bu.

Reisi'nin şehit olmasının ardından emperyalizm ve işbirlikçileri, İran düşmanlığını körüklemeye devam etti. Sözde 'kadın özgürlüğü' üzerinden kirli propagandalarını yoğunlaştırdılar. İranlı gazeteci Azar Mahdavan, "Batı, Asya kadınlarını dünya toplumunda zayıf ve ötekileştirilmiş bir grup olarak göstermeyi amaçlıyor. Tüm bu çabalara rağmen, İran'da ve diğer ülkelerde kadınların ön cephede ilerlemesini ve gelişmesini izlemek zorundalar" dedi.

İranlı gazeteci Azar Mahdavan ile konuştuk. Acılarını paylaştık. İranlı kadınların, kayıplarının ardından tutundukları gerçekleri ve vatanseverliklerini sayfamıza taşıdık.

Azar Mahdavan, birçok tanınmış medya kuruluşunda dış politika servisinde çalışmış. 2018 yılından beri Mehr Haber Ajansı'nın Türkçe servisinde muhabirlik yapıyor.

‘İran devriminde kadınların rolü büyük’ - Resim : 1
İranlı gazeteci Azar Mahdavan

‘KUTSAL SAVUNMA’DA 7 BİN 300 KADIN ŞEHİT OLDU

İranlı gazeteci, kadınların vatanseverliğinin, en zor günlerde en etkin görevlerde olmalarından kaynaklandığını dile getirdi ve şöyle sürdürdü: "Elbette İranlı kadınların ülkelerinin işlerine katılma imkânı olmasaydı, kalplerinde bu kadar vatanseverlik duygusu olamazdı. Onlar ülkedeki gelişmelerde büyük rol oynamıştır. İslam Devrimi zaferinin başlangıcından, devrimin zafere ulaşmasına kadar kadınların rolüne tanık olduk. Zaferden sonra da kutsal savunma döneminde (İran-Irak Savaşı) 7 bin 300'ü aşkın kadın şehit oldu. Kadınların ülkenin siyasi, sosyal ve sanatsal alanlarındaki varlığı, İran'ın kültür ve medeniyetinin yanı sıra İslam'da, bu konuda ona verilen önemden kaynaklanmaktadır. İran İslam Devrimi Lideri, ülkenin ilerlemesi ve kalkınması yönünde kadınların daha etkin varlığına her zaman vurgu yapmıştır."

KAMUDA KADIN İSTİHDAMI ERKEKLERİN İKİ KATI

Azar Mahdavan, İran'da kadını kafeste gösteren anlayışa karşı çarpıcı veriler de ortaya koydu: "2024 yılı istatistikleri, İran'da kadınların kamu sektöründeki istihdam payının neredeyse erkeklerin iki katı olduğunu gösteriyor. Ayrıca geçen yıl üniversiteye giriş sınavına katılanların yüzde 67'si kadındı. İş hayatına atılmaları, bilgi birikimlerini çoğaltmaları ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları için aileler kız çocuklarının eğitimine büyük özen gösterir."

‘İran devriminde kadınların rolü büyük’ - Resim : 2

KORUMA KONSEYİ’NDE 1713 KADIN

Mahdavan, “Siyasette durum nasıl? Ülke yönetiminde İranlı kadınlar söz sahibi mi?” sorumuzu da şöyle yanıtladı: "Kadınların ülkenin siyasi alanında yönetici ve milletvekili olarak varlığı göz ardı edilemeyecek bir konudur. Önümüzdeki 28 Haziran seçimlerinde kadınların bakan ve cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görevde bulunmasına ilişkin gelişmeleri mutlaka göreceğiz. Yaklaşık üç ay önce yapılan meclis seçimlerinde, Koruma Konseyi tarafından onaylanan kişiler listesinde, yaklaşık bin 713 kadın yer aldı. Bu rakam 2020 seçimlerine katılan kadın sayısının iki katı.

“Batı medyası, İranlı kadınların toplumdaki varlığı konusunda kısıtlamalarla karşı karşıya olduğunu göstermeye çalışsa da İran’daki gerçekler, sunduğum istatistiklerde görüldüğü üzere farklı."

BAŞÖRTÜSÜ KADINLARI KISITLAMIYOR

Azar Mahdavan, Batı medyasının kadın konusunda İran'ı karalamasının dayanaklarından biri olan başörtüsü yasasında, kadınların toplumdaki etkinliğini kısıtlayan bir içerik olmadığına söyledi. Mahdavan "İran'da başörtüsü meselesi İranlı ailelerin kültüründen ve dini inançlarından kaynaklanmaktadır. Helikopter kazasında şehit olanlar için düzenlenen anma ve cenaze törenine kadınların geniş katılımı, onların ülkenin çıkarına ve ülkedeki gelişmelere ne kadar önem verdiğinin bir kanıtıdır” dedi.

HÜKÜMET, Z KUŞAĞINA ÖNEM VERMELİ

Yeni nesli ‘Z kuşağı’ olarak adlandıran Mahdavan, Hükümetin, bu kuşağın isteklerine önem vermesi gerektiğini, şu sözlerle ifade etti: “Ne yazık ki, geçen yıl, daha çok Z kuşağına mensup olanların bir kısmı, emperyalistlerden ve Batı medyasında etkilenerek, ülkede protestolar başlattılar. Emperyalist güçlere hizmet eden medya kuruluşları ateşi körüklemeye ve ülkedeki gerçekleri farklı göstermeye çalıştı.
“Bu neslin isteklerine kesinlikle karşı değilim. Elbette herkesin itiraz etme ve talepte bulunma hakkı vardır ancak bu talepler barışçıl yollarla gündeme getirilmeli ve dış güçlerin bu konuya müdahalesine izin verilmemeli. Hükümetin de bu konuya ve Z kuşağına daha fazla önem vermesi gerekiyor."

HER TOPLUMUN TEMEL KİMLİĞİ AİLE YAPISINA BAĞLIDIR

Azar Mahdavan, emperyalist Batı ülkeleri Doğu toplumlarının güçlü aile yapısını hedef almasına da değindi. Mahdavan, bununla mücadelede en önemli görevin kadınlara düştüğünü söyledi:
"Her toplumun temel kimliği o ülkenin ailelerine bağlıdır. Düşmanlar aile temellerini hedef alabiliyorsa aslında ülkelerin temellerini tehdit etmiş oluyorlar. Bu nedenle ailenin temelinin korunması çok önemlidir, kadının aileyi koruma ve dolayısıyla ülkeyi toplumsal zararlardan koruma gücü göz ardı edilemez. Bunun yanında medyanın rolü de belirleyici olabilir. Çünkü düşmanlar ülkeleri sadece askeri yollarla hedef almıyorlar."

BİRBİRİMİZİ İYİ TANIYALIM

“Elbette dünyada tek kutupluluğa karşı olan Rusya ve Çin gibi güçlü ülkelerle işbirliği yaparak çok önemli ilerlemeler kaydedebiliriz. “İşbirliğinin bir diğer alanı da birbirinin toplumlarını daha fazla tanımaya çalışmaktır. Mesela Batı medyasının karalamaları nedeniyle Türk halkının İran toplumu ve İran kadınları hakkında doğru bir anlayışa sahip olmadığını düşünüyorum. Bu konuda ciddi medya işbirliğine ihtiyaç var. Milletler arasındaki yakınlık siyasi ve ekonomik ilişkileri güçlendirecektir."

ASYALI KADINLARIN BİRLİĞİNDE AYDINLIK ÖNCÜ OLDU

Mahdavan, hain bir suikastla hayatını kaybeden Rus siyaset uzmanı Darya Dugina'nın, Aydınlık gazetesinde gündeme getirdiği ‘Antiemperyalist Kadınlar Birliği’ fikrini desteklediğini söyledi, Aydınlık’ın rolüne işaret etti:

"Bu görüşe tamamen katılıyorum. Medya mensupları olarak Asyalı kadınların birliği yönünde etkili adımlar atabileceğimizi düşünüyorum. Farklı Asya ülkelerinin medyasında kadın gazetecilerle iletişim kurmak anti-emperyalist bir kadın birliğinin oluşmasına zemin hazırlayabilir. Bana göre, Aydınlık gazetesi bu konuda öncü olmuş ve bu sayfada etkileyici içerikler yayınlamıştır. Aydınlık gazetesinin bu eylemi değerli ve övgüye değerdir."

DÖRT ÜLKENİN GÜVENLİĞİ BİRBİRİNE BAĞLIDIR

İranlı gazeteci Azar Mahdavan, İran Turkiye dostluğunun önemini de vurguladı. Binlerce yıllık ortak medeniyetimizin erdemlerine değinen Mahdavan, terör sorunun İran, Türkiye, Irak ve Suriye’nin ortak sorunu olduğuna işaret etti:

"ABD ve Batılı ülkeler; İran, Türkiye, Irak ve Suriye'yi zayıflatmak amacıyla PKK, PJAK gibi terör örgütlerini desteklemeye çalıştı. İlginç olan da kendilerinin bunu yüzsüzce kabul etmeleridir. İsrail de terör örgütlerinin bir destekleyicisidir. IŞİD terör örgütü de ABD ve İsrail tarafından oluşturulmuştur. Soruyorum, IŞİD'in İsrail rejiminin mevzilerine saldırdığını hiç gördünüz mü? Kesinlikle hayır. ABD ve İsrail yıllardır bölgede güç kazanmak için bu dört ülkeyi bölmeye çalışıyor. Bunu Irak ve Suriye'de yaptılar ama artık bu iki ülke istikrara doğru ilerliyor ve önümüzdeki yıllarda mutlaka bu iki ülkenin gelişmesine tanık olacağız. ABD ve İsrail, Türkiye ve İran'da hedeflerine ulaşamadığı için öfkeli.”

“İran ve Türkiye bu tür tehditlere karşı çok akıllı davranıyor. Her iki ülke terörle mücadelede işbirliği konusunda son derece ciddi. Rahmetli Reisi'nin Ankara ziyaretinde de bu konu vurgulandı. İran ve Türkiye bazı konularda görüş ayrılıklarına sahip olsalar da bu görüş ayrılıklarının, iki ülke arasındaki işbirliğine ve ilişkilere gölge düşürmesine izin vermediler. Örneğin Suriye konusunda her iki ülkenin de görüş ayrılıkları vardı ama bu görüş farklılığını Astana sürecini şekillendirmek için bir fırsata dönüştürdüler.

“Şu anda tek mesele Türkiye-Suriye ilişkileri. Sayın Erdoğan'ın Ankara-Şam ilişkilerinin yeniden başlamasına ilişkin verdiği sözlere göre bu iki ülke arasında yakın zamanda barışın sağlanmasını umuyoruz. Çünkü Irak, Suriye, Türkiye ve İran'dan oluşan dört ülkenin güvenliği birbirine bağlıdır.”

İran Asya İbrahim Reisi Gazeteci Kadın