05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşçi hareketinde yeni dönemin işaretleri

Yakın zaman içinde hem işçi hareketi bakımından hem de Öncü Parti açısından yeni bir duruma işaret eden iki önemli gelişme oldu. Bunlardan biri, Lastik İş İstanbul Şube başkanı Sayın Yasin Onar’ın ve Şube Sekreteri Sayın Mehmet Gençay’ın kısa zaman arayla Vatan Partisi’ne katılımıydı.

İşçi hareketinde yeni dönemin işaretleri: İşçi hareketinin öncü partisi, Vatan Partisi
A+ A-
Hüseyin Karanlık / Vatan Partisi Merkez İşçi Sendika Bürosu Başkanı

İkinci önemli gelişme ise 30 Ocak günü Zonguldak’ta yapılan 'Kömürde Üretim Devrimi Kurultayı'dır. Kurultaya göz alıcı sarı baretleriyle yoğun madenci katılımı damga vurdu. Zonguldak’tan Türkiye’ye güçlü bir iyimserlik rüzgarı esti.

Yakın zaman içinde işçi hareketini ilgilendiren iki önemli gelişme oldu. Bunlardan biri, Lastik İş İstanbul Şube başkanı Sayın Yasin Onar’ın ve Şube Sekreteri Sayın Mehmet Gençay’ın kısa zaman aralıklarıyla Vatan Partisine katılımıydı. Onar’a Parti rozetini İstanbul İl Merkezinde Genel Başkan Doğu Perinçek taktı.
DİSK’e bağlı Lastik İş, sıradan bir sendika değil. Köklü bir geçmişi ve geleneği var. 1967’de Türk İş’ten ayrılıp DİSK’i kuran dört sendikadan biri. DİSK’in kuruluşu, o yıllarda işçi hareketinde yeni bir çığır açmış, art arda patlayan başarılı eylemlerle sınıf hareketine büyük bir dinamizm ve ufuk kazandırmıştı. DİSK aynı dönemde yükselen devrimci hareketin de ön plandaki güçlerinden biriydi. Lastik İş Başkanı Rıza Kuas 1961 yılında Türkiye İşçi Partisi (TİP)'nin kuruluşunda da yer aldı. 1965 ve 1969 seçimlerinde TİP’ten milletvekili seçildi ve emeği savunan siyasal mücadelenin önder konumlarında bulunmuştu.
Lastik İş İstanbul Şube Başkanı Yasin Onar, Parti rozetini takarken yaptığı konuşmada Rıza Kuas’ın ve Lastik İş’in mücadeleci geleneğini Vatan Partisi saflarında devam ettireceğini ifade etti. Her fabrikanın kale haline gelmesi için çalışacağına söz verdi.

İşçi hareketinde yeni dönemin işaretleri - Resim : 1
Doğu Perinçek, Yasin Onar’a rozetini takarken.

ZONGULDAK’TAN TÜRKİYE’YE YAYILAN HEYECAN

İkinci önemli gelişme ise 30 Ocak günü Zonguldak’ta yapılan “Kömürde Üretim Devrimi Kurultayı”dır. Kurultay, Vatan Partisi Zonguldak İl Örgütü ve maden işçilerinin örgütlü gücü Genel Maden İşcileri Sendikası (GMİS)’nın ortak çabalarıyla gerçekleştirildi. Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek ve GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil kurultayın ön plandaki konuşmacılarıydı. Kurultaya sarı baretleriyle madencilerin yoğun katılımı damga vurdu. Yüzlerce madencinin toplantı boyunca susmayan coşkulu sloganları ve yaratıcı şiirsel müdahaleleri, etkinliğe bambaşka bir hava verdi. Toplantıyı izleyen herkes, kömür üretiminde bu kez artık devrim niteliğinde somut adımlar atılacağı unut ve beklentisiyle ayrıldı. Türkiye’ye güçlü bir iyimserlik rüzgarı esti.
İşçi önderliği ile öncü partinin birlikte hareketinin ne büyük bir elektrik ve enerji yaratacağı, Zonguldak deneyimi ile bir kez daha olarak görüldü.

Aslında olması gereken olmaktadır. Çünkü ülkemiz tarihinde Öncü Parti ile işçi hareketinin aynı eylem ve amaçta buluşmasının 50 yılı aşan köklü bir geçmişi ve geleneği vardır. Türkiye’nin devrimci bir yükseliş sürecine girdiği günümüz koşullarında ise öncüyle sınıf hareketi arasındaki güçlü bağlar gelişecek, kaçınılmaz olarak yeni bir boyut kazanacaktır. Ve tarihe damgasını vuracak düzeye çıkacaktır.

ATAĞA GEÇME ZAMANI

Her iki olay da hem işçi hareketi bakımından hem de Öncü Parti açısından yeni bir döneme işaret etmektedir. Aslında olması gereken olmaktadır. Çünkü ülkemiz tarihinde Öncü Parti ile işçi hareketinin aynı amaç ve eylemde buluşması yeni bir ir olay değildir. 50 yılı aşan köklü bir geçmişi ve geleneği vardır. Bu olgu türlü deneylerden geçerek sarsılmaz bir kanuniyet kazanmıştır. Türkiye’nin devrimci bir yükseliş sürecine girdiği günümüz koşullarında ise öncüyle sınıf hareketi arasındaki güçlü bağlar kaçınılmaz olarak yeni bir atak yapacaktır. Ve tarihe damgasını vuracak boyutlar kazanacaktır. Bunu görmeliyiz.

İşçi hareketinde yeni dönemin işaretleri - Resim : 2
1990'da Vatan Partisi'nin önderlik ettiği Madencinin Ankara yürüyüşü.

DEMİRDÖKÜM VE SUNGURLAR DİRENŞLERİNDEN, 15-16 HAZİRANLARA, ’89 BAHAR HAREKETLERİNE, GENEL GREVE…

1960’ların ikinci yarısında İstanbul’da Derby, Gıslaved gibi direnişlerle başlayıp, Alibeyköy Demirdöküm fabrika işgali, Sungurlar direnişi ve art arda patlayan daha bir çok eylemler… Ülke gündemini sarsan ve İstanbul’un her iki yakasında seller gibi akan ünlü 15-16 Haziran büyük işçi yürüyüşleri, vb… O zaman fırtına gibi esen yeni dalga işçi hareketinde devrimci kadrolarla işçi önderleri arasında kopmaz bağlar kuruldu. Bu mücadelelerde atılan devrimci temel, işçi hareketinin ilerleyişinde sonraki dönemlerde de etkisini sürdürdü.
Türkiye İşçi hareketinde unutulmaz bir yeri olan 1989 Bahar Hareketleri İstanbul’da Partili işçi önderleri ve 2000’e Doğru dergisi tarafından ateşlenmiştir. Önce İstanbul Sendika Şubeleri Platformu harekete geçirilmiş, eylemci çizgi Türk İş’teki sendika genel merkezlerine de benimsetilmiştir. Haftalarca sürecek eylemlerin alt yapısı adım adım oluşturulmuştur. Baştan sona devrimci kadroların yönlendirmesi ile yükseltilen eylemler, sonuçta yüzde 142 gibi rekor bir zam elde ederek zafere ulaşmıştır.
İşçi sınıfının Öncü Partisi (o dönem Ferit İlsever’in Genel Başkan olduğu Sosyalist Parti) ’89 Bahar hareketlerine önderlik eden 1000’i aşkın işçi liderleriyle İstanbul tarihi Beşiktaş Çay bahçesinde 17-18 Haziran 1989 günlerinde o güne kadarki en büyük işçi kurultayını topladı. Rahmetli Mehmet Ali Aybar’ın da katılımcılar arasında olduğu bu kurultay, işçi hareketinin tecrübelerini özetleyen ve yeni döneme yön veren devrimci kararlar ilan etti.
Türk İş’in 3 Ocak 1991 Genel Grevinin ateşleyicisi ve itici gücü, Doğu Perinçek ile birlikte Liman İş, Petrol-İş ve Hava-İş başkanlarından oluşan çekirdek komitedir. Bu üç sendika başkanı önce Türk-İş’e bağlı 12 sendika Genel Başkanını ikna etmiş, ardından da Türk iş Başkanlar Kurulu kararıyla “Genel Eylemin” hayata geçirilmesini sağlamıştır.

ÖZELLEŞTİRME SAVAŞLARINDA PARTİNİN ÖNDER ROLÜ

Özelleştirmenin hem işçi sınıfı açısından hem de ülkemizin bağımsızlığı ve ekonomisi bakımından yıkıcı rolünü ilk olarak gündeme getiren, işçi sınıfına ve ülkeye kavratan Vatan Partisi olmuştur. Vatan Partisi "Özelleştirme Değil Kamulaştırma" sloganını bütün Türkiye'ye yaydı. İşçi ve sendika önderleriyle birlikte kurultaylar topladı, eylemler düzenledi.
Seka’da, Tekel’lerde, Demir Çelik’lerde, Seydişehir alüminyum fabrikasında, limanlarda, madenlerde, Sümerbank’larda, şeker fabrikalarında Yatağan, Kemerköy, Yeniköy gibi elektrik santrallerinde, kömür madenlerinde özelleştirme kararlarına karşı işgaller, mitingler ve Türkiye çapında ses getiren bütün eylemlerde Vatan partisi önder roller oynadı. Bu sayede işçi sınıfının bütününde büyük bir güven ve saygınlık kazandı.
Yıllar süren bu “özelleştirme savaşlarının” bir sonucu olarak, küresel güçlerin özelleştirme programları Türkiye’de ancak 20 yıl, 30 yıl gibi gecikmelerle hayata geçirilebildi.

Partili mücadele, işçi önderleri bakımından da yeni dönemin gerektirdiği öncü tutumun olmazsa olmazıdır. “Ben toplu sözleşmeme bakarım, aldığım zamma ve sosyal haklara bakarım, gerisi ilgilendirmez” deyip kenara çekilme dönemi arkada kalmıştır. Nitekim yakın zaman önce elde edilen ücret ve maaş artışlarının bir hükmü kalmamıştır. Vatan Partisi, şimdi çok daha güçlü ve özgüvenli bir şekilde sınıfın önderlerinin önüne Partili mücadeleyi koyacaktır.

İŞÇİ ÖNDERLERİ VATAN PARTİSİNDE SORUMLU GÖREVLERDE

’89 Bahar eylemlerinde, özelleştirme savaşlarında, madenci mücadelelerinde, İETT, Deri, Tersaneler, Deniz iş kolu, Limanlar, Tekeller, gibi işkollarında öne çıkan çok sayıda işçi önderi Vatan Partisi saflarına katıldı. Bu kadrolar Partinin en üst organları olan Mekez Komitesinde, Başkanlık Kurulunda sorumluluk aldılar, il ve ilçe örgütlerinde başkanlık, yöneticilik yaptılar.
Zonguldak özelinde Partinin önderlik geçmişi
Zonguldak madenci mücadelelerinde de benzer bir süreç yaşanmıştır. 30 Ocak 2022 günü “Kömürde Üretim Devrimi” Kurultayında yaşanan tablo tesadüf olmadığı gibi, ilk de değildir.
30 yıl önceki 1990 “Büyük Grevi ve Ankara Yürüyüşünden” bu yana madenlerin “kapatılması, “satılması” girişimlerine karşı dalga dalga yürütülen ve sonuç alan bütün mücadelelerde Öncü Parti ile örgütlü işçi önderliği arasında tam bir kader ve işbirliği olmuştur. Mücadelenin sıcaklığı içinde adım adım gelişen ve olgunlaşan bir birlik!
1990 Büyük grevi daha gündeme gelmeden aylar önce Genel Merkez tarafından özel olarak görevlendirilen Parti kadroları ocaklardaki, işçilerle bağlar kurmuş ve işyeri komiteleri örgütlemiştir. Grev sürecinde gün gün toplanan bu işçi komiteleri eylemin sıcaklığı içinde büyümüşler, yetkinleşmişler ve her aşamada ateşleyici, yönlendirici rol oynamışlardır. Ocaklardan şehir merkezine her gün yapılan büyük yürüyüşlere önderlik ederek bütün Zonguldak’ın eylem içine çekilmesini sağlamışlardır. “Ankara’ya yürüme” hedefi de bu ortamda daha üst bir eylem biçimi olarak ortaya atılmıştır. 100 bin kişilik dev bir kortejle başkent yollarında güç göstermek gibi dünyada da örneği az görülen bir halk hareketi tarihe geçirilmiştir. Eylem zafer kazanmıştır. Turgut Özal yönetiminin maden ocaklarının kapatma veya satma hevesi boşa çıkarılmış, toplu sözleşmede GMİS’in talepleri kabul ettirilmiştir.
O sırada Özal’ın Türkiye’yi ABD hizmetinde Körfez savaşına katma planları da bu eylem sayesinde ağır darbe almış, Genel Kurmay Başkanı ve başka dinamiklerin de açık tavır almasıyla engellenmiştir.
İşçi komitelerinde yer alan işçi önderlerinin önemli bir bölümü grev sürecinde Partiye katılmıştır, Zonguldak parti örgütünün bütün kademelerinde görev almıştır.
Büyük grevde halk güçleri içinde oluşan geniş çaplı birlik, daha sonraki süreçlerde de devam etmiş, özelleştirmeci iktidarların dalga dalga yeniledikleri saldırı girişimlerini her seferinde püskürtmüştür. 3 Mart 1992’de Kozlu Ocağında 263 Madencinin can verdiği grizu faciasının ardından Kozlu’nun, 5 Nisan 1994’te Çaydamar ocağının, Şubat 2017’de AKP Hükümetinin “torba yasa” formülüyle kotarmaya çalıştığı kapatma hamlelerinin püskürtülmesi akılda kalan örneklerdir.
En sonunda gelinen noktada Zonguldak kömür ocaklarının kapatılması veya satılması olayı bugün artık gündemden kalkmış bulunmaktadır. Gündemden kalktığı gibi, yeni yatırımlarla ve işçi alımıyla kömür üretiminin ayağa kaldırılması hedefi güncellik kazanmıştır.

İşçi hareketinde yeni dönemin işaretleri - Resim : 3
Zonguldak'ta yapılan Kömürde Üretim Devrimi Kurultayı'nda salon dolup taştı.

SONUÇ ALMA DÖNEMİ

Şimdi ise yeni bir sayfa açılmaktadır.
Türkiye tarihsel kararlar sürecine girmiştir. Vatan Partisi’nin savunduğu Üretim Devrimi Programı, bütün millet için güncel bir talep haline gelmiştir. Başta işçi sınıfı olmak üzere çiftçisi, sanayicisi, tüccarı, üreten ve ayağı Türkiye toprağına basan bütün güçleri bu yeni dönemin gereklerine göre tavır geliştirmek durumundadır. Geliştiriliyor da.
Partili mücadele, yeni dönemin gerektirdiği öncü tutumun olmazsa olmazıdır. Siyasal alana çıkma bir zorunluluktur. “Ben toplu sözleşmeme bakarım, aldığım zamma ve sosyal haklara bakarım, gerisi beni ilgilendirmez” dönemi arkada kalmıştır. Nitekim daha çok kısa bir süre önce Türk-İş’in, Türk Metal sendikasının, Kamu Çalışanları sendikalarının yaptıkları toplu sözleşmelerde alınan ücret artışları, yeni belirlenen asgari ücret düzeyi pratik değerini kaybetmiştir. Yükselen enflasyon oranı ve başta elektrik ve doğal gaz faturaları olmak üzere gelen yeni zamlar bu kazanımları almış götürmüştür. Çözüm kapsamlı ve köklü önlemlerdedir. Öncü parti tam da bunun için vardır ve mücadelesini vermektedir. Vatan Partisi bu özellikleriyle tanınmaktadır, güvenilmektedir. Saygınlığı üst düzeydedir. Siyasal alana müdahale ve mücadele ihtiyacı duyan bir işçi önderinin, sendikacının başvurabileceği tek adres Vatan Partisidir.
Koşullar son derece elverişlidir. Gösterilen çabalar karşılığını hemen bulmaktadır. Bu nedenle Vatan Partisi, şimdi çok daha güçlü ve özgüvenli bir şekilde sınıfın önderlerinin önüne Partili mücadeleyi koyacaktır.

Vatan Partisi Doğu Perinçek Tıp kamulaştırma işçi hareketi zonguldak maden işçileri direniş madencilerin ankara yürüyüşü özelleştirme