20 Eylül 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşçi ve işveren durumdan memnun değil

Bakan Şimşek'in uyguladığı politikaların işverenleri işçi çıkarmaya yönelttiğini belirten TİSKO Genel Sekreteri Şuvak, 'Ne işçi ne işveren memnun' dedi. KOBİDER Başkanı Özgenç de, 'İşletmelerin bu şartlarda tek başına istihdamı koruması mümkün değil.' mesajı verdi

İşçi ve işveren durumdan memnun değil! İşverenlerin en kararsız dönemi

Enflasyonist dönemle birlikte yapılan ücret zamları birkaç ayda erir hale geldi. Çalışan ücretlerine yapılan zamlar firmalarca mal ve hizmetlerin fiyatlarına adeta daha yüksek oranda yansıtılıyor. Çünkü çalışanın ücreti arttıkça işveren üzerindeki prim yükü de de artıyor. Bu koşullarda ne işveren ne işçi kesimi mutlu olabiliyor. Hükümet “ihracat yönelin” dese de Avrupa başta olmak üzere ana ihracat pazarlarındaki daralma yüzünden her ne kadar değer bazında fiyat kaynaklı bir ihracat artışı görülse de Türkiye İhracatçılar Meclisi kayıtlarına göre ihracat son sekiz ayda miktar bazında yüzde 17'ye yaklaştı. Bu yüzden bazı sektörler işçi çıkarmaya başladılar bile.

TÜİK verilerine göre aylık bazda baktığımızda ücretli çalışan sayısında mart-haziran döneminde 85 bin kişilik kayıp var. Sanayide geçen yıla kıyasla kayıp ise binde 4 ile sınırlı kaldı. Yıllık bazda en ağır kayıp ise yüzde 8.4 ve yaklaşık 55 bin kişi ile tekstil ürünleri imalatında görüldü. Yine yüzde 4.8'lik düşüş ve 37 bine yaklaşan kayıpla giyim imalatında istihdam kaybı yaşandı. Bu veriler kayıtlı çalışanları içerdiği için önemli bir gösterge. İstihdam kayıplarının daha da artabileceği birçok sektör paydaşınca ifade ediliyor. İşveren temsilcilerine ücret artışları ve artan maliyetler KOBİ'lerin istihdamını nasıl etkilediğini, istihdamın korunması için neler yapılması gerektiğini sorduk.

‘MUTSUZ İŞÇİ YARATMAK İSTEMİYORUZ’

İşçilik ücretlerinin arttığını ancak artan hayat pahalılığından dolayı işçileri de anladıklarını söyleyen Tüm İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSKO) Genel Sekreteri Ümit Şuvak, “Mutsuz işçi yaratmak istemiyoruz. Çünkü evine mutlu ve huzurlu gitmeyen işçiden verim alamayız. İşçilerimizin maaşlarının düzenlemeye çalışıyoruz ancak düzenlediğimiz tutarlar işçileri mutlu etmiyor. İşçilerin talepleri de bize ağır geliyor. İşçilik maliyetinin artması da mal ve hizmetlerin maliyetini artırıyor. Pahalılığın bir başka sebebi oluyor. Örneğin market, artan işçi maaşını ürünlerine yansıtıyor.” dedi.

İşçi ve işveren durumdan memnun değil - Resim : 1

'YAPILAN ZAM İKİ AYDA ERİYOR'

“İşletmeler hiç bu kadar kararsız bir dönem geçirmedi. İşçimizin haline bakıyoruz, gerçekten içler acısı. Ancak artan maliyetler işletmelerimizi de zora sokuyor.” mesajı veren Şuvak, “Biz maaş zammı yapıyoruz. Yapılan zam 2 ay sonra eriyor. Böyle devam ederse maalesef işveren, işçi çıkarmaya başlayacak. İşçi çıkarmaya başladığında bir işçi 10 liraya bir iş yaparken 15 lira alacak ama 2 iş yapacak. İşçi de buna mecbur kalacak çünkü öbür türlü işsiz kalacak. Bu bizim sendika olarak asla tasvip edeceğimiz bir yaklaşım değil. Ancak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in geldiği günden beri uyguladığı ekonomi politikaları esnafı, KOBİ’yi bu noktaya getirmiş durumda.” diye konuştu.

'YÜKSEK FAİZ VE KUR BELİMİZİ BÜKTÜ'

Yüksek faizler ve TL’nin sürekli eriyen durumu işverenin belini büktüğünü dile getiren Şuvak, “İşçi ücretini 15 lira yapıyorsunuz 3 ay sonra işçiniz bir daha karşınızda. 18 lira yapıyorsunuz 3 ay sonra yine karşınızda. Yıl sonunda nereye geleceğinizi öngöremiyorsunuz. İşçi için de işveren için de böyle bir belirsizlik ortamı var. Bizim en büyük sıkıntımız belirsizlik. Kur 50 lira olsun. Fakat 1 sene değişmesin. Verdiğimiz hizmetin karşılığının 1 sene sonra 50 liralık kura göre değişmeyeceğini, sattığımız ürünün ham maddesini tekrar aynı fiyattan alabileceğimizi bilelim. Ama bunları da bilemiyoruz. Bu kadar belirsizlik içinde ekmek teknesini korumak da çok zor oluyor.” ifadelerini kullandı.

Dolaylı vergilerin yüksek olmasının işverenler için de yük olduğunu ifade eden Ümit Şuvak, “Dolaylı vergilerin oranı da işletmeler için bir yük. Hükümetin bu uygulamadan geri dönmesini öneriyoruz. Çünkü uzun vadede devlet kazanan değil kaybeden olacak. İşletmeler ya batacaklar ya da ayakta kalmak için farklı yollara başvurmak zorunda kalacaklar. Bazı işletmeler maalesef ki KDV ödememek veya az ödemek için çok farklı yollara gidiyor. Biz sendika olarak bunların hiçbirini doğru bulmuyoruz. Ama işletmelere de bir çözüm üretmemiz gerekiyor.” mesajı verdi.

Enerji giderlerinin işletmelere kira maliyetlerinden daha fazla zorluk çıkardığını belirten Şuvak, “Bir de enerji giderleri var. Esnafa enerji alanında destek verilmeli. Ya enerji maliyetlerini işletmelere özel bir tutara çeksinler ya da bir teşvik versinler ki bütün işletmeler çatılarda kendi elektriğini üretsin. Böyle giderse esnaf kepenk kapatacak, işletmeler işçi çıkaracak ve ciddi anlamda işsizlik artacak.” uyarısı yaptı.

'ASGARİ ÜCRET ALAN İÇİN AZ, VEREN İÇİN İSE ÇOK'

Yüksek enflasyonun, asgari ücretin artmasının ve diğer masrafların işletmelere ağır külfeti olduğunu vurgulayan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, “Bu artışlar bazı işletmelerde işten çıkarmalara neden olabilir. Sonuçta işletme maliyeti artan işletmeler, 5 çalışanı varsa bunu 2, 3’e indirme durumunda kalacak. Bu işsizliğin artmasına neden olacak durumlardan bir tanesi. Çalışanlar açısından, asgari ücretin 11 bin 400 liraya yükseltilmesi olumlu. Ancak KOBİ’lere maliyeti yüksek oldu. Asgari ücreti tabii ki alan az veren çok görüyor.” ifadelerini kullandı.

İşçi ve işveren durumdan memnun değil - Resim : 2

İSTİHDAM DESTEĞİ VERİLMELİ

Nurettin Özgenç, alım gücünün düşmesinden dolayı asgari ücretin artmasına hak verdiklerini ancak istihdamın korunması için işverenlere desteğin ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Hayat pahalılığı var. Resmi enflasyon yüzde 50 ama sahadaki karşılığı yüzde 100. Bu şartlar altında asgari ücretin artmasına hak veriyoruz. Çünkü alım gücü düştü. Öte yandan istihdamın korunması açısından işletmelere bazı destekler verilmesi gerekir. Yoksa bu şekilde bir işçinin maliyeti işletmeye en az 15 bin liraya yakın. İşletmelerin bu şartlarda tek başına istihdamı koruması mümkün değil. Geçmişte işçi maliyetlerinde yılın 6 ayında destek verilmişti. İŞKUR vasıtasıyla bu yine yapılabilir. 6 ay devlet 6 ay işletme verebilir. Firmalar İŞKUR vasıtasıyla eleman alımı yaparlar. Eskiden yapıldığı gibi işçi maliyetlerine yılın 6 ayında devlet destek olur. Bu şekilde işsizlik bir nebze çözülür. İstihdamı korumak istiyorsak bunun karşılıklı fedakarlıkla yapılması lazım. Biz de önerilerimizi yetkililerimiz ile paylaşmaya hazırız. Ancak bu konuda yetkililerin de her kuruma aynı şekilde yaklaşmıyor.”

Faiz Enflasyon Mehmet Şimşek TÜİK