İşçileri garabet içine hapsetmek: Anagold denetlemedi uyarılar dinlenmedi işçiler ölüme sürüldü
Faciaya ilişkin hazırlanan ön bilirkişi raporuna göre, asıl işveren Anagold asli kusurlu bulunmadı. Firmanın 4 alt işverenle çalıştığı tespit edildi. Uzmanlar, taşeronun kontrol ve denetim mekanizmasını gevşettiğine, faciayı davet ettiğine işaret etti.
Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold’a ait altın madeninde meydana gelen facianın üzerinden beş gün geçti. Toprak altında kalan 9 işçiye hala ulaşılamazken ön bilirkişi raporu hazırlandı. Rapor, risklere karşı tedbir almanın akılların ucundan geçmediğini gösterdi. 9 işçi ölüme göz göre göre gönderildi.
27 sayfalık ön raporda, asıl işveren şirketin 4 farklı alt işveren firmayla çalıştığı tespit edildi. Raporda, aralarında operasyon direktörü vekili, proses oksit müdürü, oksit operasyon başmühendisi, oksit operasyon mühendisi, borulama şefinin yer aldığı 5 kişi asli kusurlu bulundu.
Asıl işveren şirketin genel müdür yardımcısı ile alt işveren şirketlerde çalışan vardiya mühendisi, saha formeni, mühendis, formen, 4 şirket müdürünün yanı sıra 2 saha şefi de tali kusurlu olarak tespit edildi. Asıl işveren şirketin genel müdür yardımcısının alt işveren şirketleri yeterince denetime ve gözetime tabi tutmadığı tespitine yer verilen raporda, bu yöneticinin tali kusurlu olduğu belirtildi.
Rapora ilişkin Aydınlık’a değerlendirme yapan uzmanlar, yanıt bekleyen soruları sordu; taşeron uygulamasının yarattığı zaaflara dikkati çekti.
SENSÖRLERE DİKKATİ ÇEKTİ
Altın madenciliğinin kendine özgü koşulları olan özel bir tür olduğunu vurgulayan Maden Mühendisi Prof. Dr. Saim Saraç, yığın liçlerinin basamak basamak ve belli bir açıyla yatırılması gerektiği bilgisini verdi. Yığınların içine belli aralıklarla yerleştirilen sensörlerle stabilite değişikliğinin kontrol edilebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Saraç, “Bu sensörler var mıydı, çalışıyor muydu?” sorusunun aydınlatılması gerekenler arasında olduğunu kaydetti. Buna karşın, çatlamaların gözle görülür halde olduğunu hatırlatan Saraç “Burada kesinlikle ihmal var.” dedi.
BU SORULAR YANIT BEKLİYOR
Maden mühendisi Çağrı Sırıklı, çalışma çok geniş bir alanda yapıldığı için sorumluların şu an için tek tek belirlenmesinin mümkün durmadığını vurguladı. Sırıklı “Altın madeni ülkemiz için çok önemli, bu cevheri mutlaka işlememiz gerekiyor. Orası doğru lakin bu üretim çağın ve teknolojinin gerektirdiği doğrultuda olmalı. Burada üretim süreçlerinde çalışanlar üzerinde üretim baskısı mı vardı, bu süreç nasıl ilerledi, ilerleyen günlerde netleşmesiyle sorumlular ortaya çıkacak.” dedi.
Yığın liçinin, basamak kontrollerinin kaymasının lazer, sensör gibi uygulamalarla takip edilebilmesinin mümkün olduğunu kaydeden Sırıklı “Mutlaka bu iş yerinde de bunun gibi mekanizmalar vardır, takip edilebilir ve önlem alınabilirdi ancak buna gelmeden önce iş güvenliği uzmanları zaten gözle görülen sıkıntıları dile getirmiş. Fark edilen bir sıkıntı var ortamda.” dedi.
Bir alandan sürekli bir malzeme alınıp başka bir alana yığma işleminin olduğunu aktaran Sırıklı, “Bu çalışmaya ne kadar alan ayrıldığıyla ilgili işletme izni çok önemli. Bunun üzerine çıkan bir üretim yapıldı mı veya yığın yapılan alan için ayrılan saha alanı ne kadar? Bunlar önemli. Buraya Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından ne zaman denetim yapıldı, bunlar o zaman nasıl değerlendirildi? Cevaplanması gereken bir soru da bu.”
KÖMÜRDEKİ UYGULAMA BURADA DA UYGULANMALI
Madendeki alt işveren çalıştırılmasına ilişkin değerlendirmelerini aktaran Sırıklı, şunları aktardı:
“Türkiye’de ağır metal madenlerinin çoğunda taşeron yoğun olarak çalıştırılıyor. Bu sahada işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin büyük sorunlara yol açarken kontrol mekanizmasını gevşetiyor. Örneğin, Soma faciasından sonra yer altı kömür madenlerinde artık taşeron kullanılmıyor. Ancak yer altı metal madenciliğinde bu hala var. Kömüre özgü olmamalı bu uygulama.”
‘DENETİMİ ÇOK ZOR’
İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Sendikası Kurucu Genel Başkanı İrfan Sayar da “Yıllardır İliç’teki durumu biliyorduk. Her yerde anlattık. Kimse bizi dinlemedi. Daha üzgünüz çünkü öngördüğümüz, bildiğimiz bir olay nedeniyle önlem alınmadığı için madenci kardeşlerimiz toprak altında.” dedi. Sayar, “Madencilik şirketi kurmuş uluslararası bir firma; nakliyeyi taşerona vermiş, açık ocağı başkasına, yemeği başkasına vermiş. Madencilik yapacaksan, burada kamyonların çalışacağını bilmiyor musun? Ne kadar kolay! Devletten bir tane ruhsat al, birini tut kamyon yığsın, diğeri kepçe getirsin. Uzmanlaşman gereken konuda uzmanlaşmayıp işini başkasına yaptırdığın, kontrolü, denetimi çok zor bir garabet sistemin içine işçileri hapsetmek bu.”
DİREKTÖR VEKİLİNİN UMRUNDA OLMAMIŞ
Raporda, operasyon direktörü vekilinin ehil yetkili biri olarak şantiyede ortaya çıkması muhtemel tehlikeli durumların belirlenerek risklere dönüşmesine yol açan faktörleri analiz ettirmediği, çalışanlarını risklerden korumak için gerekli tedbirleri aldırmadığı, iş yerinde çalışanların sağlıklarının olumsuz yönde etkilenmemesi hususunda gerekli gözetim ve denetim mekanizması kurdurmadığı, kurdurduysa da bunu uygulatmadığı, yetkili biri olarak sabah yığın liçinde oluşan çatlakların şantiyede olumsuzluklara yol açabileceği konusunda tedbirsiz davranış sergilediğinin tespit edildiği belirtilerek, meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığı kaydedildi.
YOLU KAPATSA İŞÇİLER YAŞAYACAKTI
Proses oksit müdürünün yığın liçinde meydana gelen açıklık ve çatlaklıkların kısa zamanda olmaması hususu değerlendirildiğinde, iş yerinde yetkili biri olarak yığın liçinde gün içinde tespit edilen çatlakların artmasıyla büyük risk oluşturacağını bilmesine rağmen liç yığını altında bulunan yolun kapatılması talimatını vermediği (eğer verilmiş olsaydı yığın liçi altında çalışan olmayacaktı) ve bu konuda tedbirsiz davranış sergilediği, dolayısıyla oluşan çatlakları ehil biri olarak çok büyük risk oluşturacağını bilmesine rağmen bunları göz ardı ettiği ve tehlikeli davranış sergilediğinin belirlendiği kaydedilen raporda, söz konusu kişinin olayda asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığı aktarıldı.
ALAN ISRARLA BOŞALTILMADI
Raporda, oksit operasyon başmühendisinin de yığın liçinde meydana gelen çatlaklar konusunda iş güvenliği uzmanı tarafından defalarca uyarılmasına rağmen solüsyon verdiği ve yığın liçinde hareketi hızlandırdığı, çatlakların belli aralıklara gelmesini gördüğü halde bunu hiçe saydığı, bu riskli durumu bilmesine rağmen alanın boşaltılması konusunu göz ardı ederek çalışanların can güvenliklerini tehlikeye attığının tespit edildiği vurgulanarak, kazada asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirildi. Raporda, oksit operasyon mühendisi ile ilgili de üretim mühendisi olarak yığın yapılan serbest malzemenin çimento şerbetinin birbirine yeterince aderans sağlayıp sağlamadığının kontrolünü göz ardı ettiği, eğer göz ardı edilmeseydi derin çatlakların oluşmayacağı kaydedildi.
CAN GÜVENLİĞİ HİÇE SAYILDI
Mühendisin meydana gelen çatlaklar hususunda gerekli uyarılar yapılmasına rağmen bunları dikkate almadığı, bu çatlakların akmalara yol açacağını ehil biri olarak bilmesine rağmen bu işlere devam ettiği ve alanı güvenli hale getirmediğinin tespit edildiği belirtilen raporda, asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığı vurgulandı. Borulama şefinin iş tecrübesi dikkate alındığında, çatlakların normal olmadığını bilmesi gerekmesine rağmen solüsyona devam ettiği ve devam eden solüsyonun malzemenin hareketini hızlandırdığı ve asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığı belirtildi.
Alt işveren şirketlerin vardiya mühendisi, saha formeni, mühendisi, müdürleri ile saha şeflerinin çalışma ortam ve gözetimi yapmadıkları ifade edilen raporda, riskli durumları göz ardı ederek işçilerin can güvenliklerini hiçe saydıkları, meydana gelen kazada tali kusurlu oldukları görüşüne yer verildi.