İsihos: Türkiye ile Yunanistan halkları Filistin için birleşebilir

Faşizme Karşı Uluslararası Kongre, Venezuela’nın başkenti Karakas’ta 11-12 Eylül tarihlerinde toplandı. Türkiye’den sadece Vatan Partisi’nin davet edildiği kongrede 95 ülkeden temsilci katıldı. Eski Yunanistan Savunma Bakanı Vekili Kostos İsihos da kongreye katılan isimlerden biriydi. İsihos Aydınlık Avrupa ve Ulusal Kanal’ın sorularını yanıtladı.

Sayın İsihos, siz Güney Amerika’daki siyasi gelişmeleri çok yakından takip eden bir isimsiniz…

Yunan ve Rus kökenliyim ama ben de ebeveynlerim gibi Arjantin'de doğdum ve büyüdüm. 1976'da Jorge Videla diktatörlüğünün zor döneminde Arjantin'i terk etmek zorunda kaldım. Üniversiteyi Küba’da okuduğum için çok şanslıyım. Sonra kendimi büyükannem ve büyükbabamın anavatanı Yunanistan'da buldum. Latin Amerika ise kalbimin bir parçası…

AB'DEN GÖZLEMCİLER GELMEYİ KABUL ETMEDİ

Karakas’ta bulunuyoruz. Venezüella seçimlerini ve sonrasındaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? AB, ABD ve LİMA Grubunun Venezüella'ya karşı tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Öncelikle seçimlerden önce neler yaşandığını değerlendirmemiz gerekiyor. Seçimlerden önce Venezuela Seçim Komitesi bin 600'den fazla gözlemciyi ülkeye davet etti. Ancak Avrupa Birliği'nden gözlemciler gelmeyi kabul etmedi. Öyle görünüyor ki seçimlerden önce kararlarını çoktan vermişlerdi. Çünkü seçimlerde bulunmak ve seçim sürecinin tanığı olmak seçimlerden sonraki pozisyonlarını zayıflatacaktı.

Seçimler kusursuz geçti. Muhalefetten 9 aday olmak üzere toplam 10 aday vardı. Son birkaç gündür İspanya'ya giderek Avrupa Birliği'nde siyasi sığınma hakkı elde eden Edmundo González Urrutia hariç tüm adaylar seçim sürecinin yasal olduğunu kabul edip imzaladı.

BATI ARKA BAHÇESİNİ KAYBEDİYOR

ABD ve Avrupa Birliği’nin Venezuela’nın iç işlerine müdahalesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Kanada, Anglosakson ülkeler uluslararası hukuka uygun olmayan kararlar alıyor. Bunlar kendi arka bahçelerinde çıkarlarını kaybeden ülkeler. ABD’nin Latin Amerika'yı arka bahçesi olarak gördüğünü biliyoruz. Şimdi bu arka bahçede onlarca yıldır zemin kaybediyor.

Küba ilk örnek olan ülkeydi. Venezuela'nın arkasından Nikaragua, Bolivya, Meksika geldi. Bu ülkeler daha fazla bağımsızlık için çabalıyor. Bu insanlık için iyi bir şey. Bu dünyanın bir dengeye ve bağımsız ülkelere sahip olabileceği anlamına gelir. Bu dünya Amerika Birleşik Devletleri tarafından hegemonyasını kabul edemez.

ABD’NİN YÜRÜTTÜ EKONOMİK SAVAŞ

ABD hegemonyası geriliyor. Ancak ABD dünya halklarına acı çektirmeye devam ediyor… Şu anda Karakas’tayız ve Venezuela halkının günlük hayatlarının ABD yaptırımlarından olumsuz etkilendiğini görüyoruz. ABD doları nasıl bir silah olarak kullanıyor?

Her şeyden önce ekonomik savaşlar da yasadışıdır. Burada insanlara ve hükümete karşı ekonomik bir savaş söz konusu. Başka bir hükümete karşı bir sorununuz varsa ve farklı pozisyonlarınız varsa, kanser tedavisi için ilacı olmayan insanları cezalandırmazsınız.

Ancak bugün dünyada hâkim para birimi olan doların kullanımı geriliyor ve bu ABD’ye zarar veriyor. 40 yıl önce doların uluslararası ticarette payı yüzde 90’dı. Bugün yüzde 70 ve bu oran düşmeye devam ediyor.

Bağımsız ülkeler kendi para birimleri üzerinden ikili ya da çok taraflı ekonomik anlaşmalar yapma hakkına sahipler. Bu dünyanın her yerindeki insanların ve hükümetlerin hakkıdır. Bunu dolar ile yapmak zorunda değiller. Onların kurtarıcıları George Washington değildi. Türkiye'de, Yunanistan'da ya da diğer ülkelerde olduğu gibi kendi kurtarıcıları vardı.

Bence ABD Küba'ya, Nikaragua'ya, Venezüella'ya ve diğer pek çok ülkeye ekonomik savaş ilan ederek kendi ayağına kurşun sıkıyor.

BRICS İNSANLIĞIN GELECEĞİDİR

ABD’nin doları bir silah olarak kullanması sonucu şimdi ülkeler BRICS gibi oluşumlara yöneliyor. Halklar ABD dolarını kullanmadan ticaret yapmanın yolunu arıyor…

Evet, bu bir gereklilik çünkü bir ülke mekanik bir ekonomik savaşla karşı karşıya kaldığında, diplomatik izolasyonla karşı karşıya kaldığında, ekonomisinde ve kendi ülkesindeki sosyal politikalarında çok zor bir gerçeklikle karşı karşıya kaldığında, tüm bu ülkeler bir aile gibi kendi aralarında işbirliği yapmak zorundadır.

Bir aile zor bir dönemden geçiyorsa, kadın çalışmak zorundadır, koca çalışmak zorundadır, bazen çocuklar çalışmak zorundadır ve olan da budur.

BRICS uluslardan oluşan bir ailedir. Farklı uluslar, farklı dinler, farklı diller, farklı tarihler ortak bir gelecekte buluşuyor. Bu da insanlığın geleceğidir.

ABD’NİN BALKANLARDAKİ VE TÜRKİYE’DEKİ ASKERİ ÜSTLERİ

Aslında sizinle Venezuela’daki gelişmeleri ele alacaktık. Ama siz Eski Yunanistan Savunma Bakanı Vekilisiniz ve biz Ulusal Kanal olarak Yunanistan’daki ABD üslerini haberleştiriyoruz. ABD Yunanistan’a hem yeni üsler kuruyor hem de silah yığıyor. Hükümetiniz neden ABD’ye izin veriyor?

Amerikalılar, Romanya'daki varlıklarını artırıyor. Almanya’daki Ramstein’dan üç kat daha büyük, tüm Avrupa'daki en büyük askeri üssü inşa ediyorlar. Neden Arnavutluk'ta, Bulgaristan'da ve Romanya'da, tüm Balkanlar'da ve Türkiye'de askeri Amerikan üsleri ve NATO üsleri var…

NATO ve Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya Federasyonu ve Çin arasındaki gerginlik arttıkça, Amerika Birleşik Devletleri üslerini çoğaltacaktır. Filipinler'de üsler kurdular. Avustralya’ya nükleer denizaltılar verdiler. Şimdi Çin’i askeri olarak çevrelemeye çalışıyorlar.

Bu üsler insanlarımıza Amerikan emperyalizmine ve ABD'nin askeri gücünün varlığına karşı bir arada yaşama ve birlikte mücadele etme yükümlülüğünü getiriyor. ABD Ordusunun varlığı sadece sembolik değil.

Dolayısıyla bizim için, Balkan halkları ve Türk halkı için, birlikte mücadele etmek, gerçek anlamda bağımsız olmak ve barış ve işbirliği içinde bir arada yaşamak gibi bir yükümlülüğümüz var.

FİLİSTİN, TÜRK VE YUNAN HALKINI BİRLEŞTİREBİLİR

Şu anda Türk ve Yunan halkını Filistin birleştirebilir. Türkiye'de ve Yunanistan'da Filistin için tek ses olmalıyız, sadece sokaklarda değil, diplomasimizde ve hükümetimizde de.

Ülkemizde, pek çok belediyede, Yunan bayrağı ve Filistin bayrağı var. Evlerde, balkonlarda, apartmanlarda Filistin bayrakları var. Peki bu ne anlama geliyor? Hâlâ insan olduğumuz anlamına geliyor. İnsanlığımızı elimizden alamazlar. Ve bu insanlık, şimdi yapmamız gerektiğini söyleyeceklerine karşı mücadelemizi ve ortak mücadelemizi kırmayacak bir tutkal olabilir.