‘Gönül Mutfağı’nda arı gibi çalışıyorlar
İskenderun'da şefler Türev Uludağ ve Ebru Baybara Demir'in öncülüğünde, hayırseverlerin destekleriyle, Hatay geneli için günde 200 bin kap yemek çıkarılıyor, yardım faaliyetine yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda gönüllü katılıyor.
İlk depremlerden dört gün sonra gönüllülerle Hatay'ın İskenderun ilçesine gelen iki şef, Muhyiddin İbni Arabi Erkek Öğrenci Yurdu'nun mutfağında Hataylı afetzedeler için yemek üretimini sabah, öğle, akşam ve sahur öğünleri için vardiya usulü sürdürüyor.
Şefler Türev Uludağ ve Ebru Baybara Demir, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin ardından bölgeden gelen çağrılar üzerine Gençlik ve Spor Bakanlığı ile iletişime geçtiler. Şefler, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Adıyaman'daki Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğüne bağlı öğrenci yurtlarında hayırseverlerin de desteğiyle binlerce kap yemek yaparak depremzedelere destek oldular.
İNGİLTERE’DEN NEPAL’DEN GELDİLER
Şeflerin "Gönül Mutfağı" adını verdikleri oluşumun faaliyetlerine, bu çalışmanın çeşitli mecralarda duyulmasının ardından yurt içinden ve İngiltere, Almanya, Moritanya, Nepal gibi ülkelerden gelen gönüllüler de katılıyor.
Doktor, mühendis, güzellik uzmanı gibi birçok farklı meslekten 170 gönüllü, yemeklerde kullanılması için patates, soğan doğruyor, kahvaltı ve sahur hazırlıkları yapıyor, bulaşık yıkıyor. Günde 200 bin kap hazırlanan yemekler, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile sponsorların sağladıkları araçlarla 4 öğün Hatay genelindeki depremzedelere ulaştırılıyor.
Mutfakta bir hafta görev yapan gönüllüler, alkışlar eşliğinde geldikleri bölgelere uğurlanarak görevlerini yeni gelenlere devrediyor.
‘BİRLEŞTİREN BİR MUTFAK’
Şef Türev Uludağ, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun kendilerine sağladığı desteklerle bu çalışmayı yürüttüklerini söyledi. Meselenin yemek yapmanın çok daha ötesinde olduğunu belirten Uludağ, "Buradaki meselenin vatan meselesi, buradaki vatandaşlara sahip çıkma meselesi olduğunu düşünüyoruz." dedi.
Uludağ, "Burada güzellik uzmanı da var, inşaat mühendisi, gıda mühendisi, bilgisayar mühendisi de var. Burada sosyal medyacı da kamera asistanı da var. Burada her türlü meslek grubundan insan var çünkü onlara ihtiyaç var. İsminin 'Gönül Mutfağı' olmasının sebebi de bu. Tüm gönülleri birleştiren bir mutfak burası. " diye konuştu.
‘MİLLETİN ANLAMINI BURADA ÖĞRENDİM’
Şef Ebru Baybara Demir, mutfaktaki gönüllülerin her işi yaptığını dile getirdi ve şunları kaydetti: "Millet duygusu burada çok önemli. Biz büyük bir milletiz, burada daha iyi anladık. Ben 46 yaşında milletin ne demek olduğunu burada öğrendim. Bir acımız var ve bu acıyı birlikte onarmanın, birlikte iyileştirmenin yolu için bir araya gelebiliyoruz, dayanışıyoruz. Başka bir ülkede olabileceğini düşünmediğim bir şey bu. Çok sayıda insan gelmek istiyor, 'Biz de bir şeyler yapmak istiyoruz.' diyorlar.”
Maddi yardım kabul etmediklerini belirten Demir, şöyle sürdürdü: “Bir kooperatifimiz var. Orada bizim bir ihtiyaç listemiz var. Onları bize satın aldıkları zaman o ihtiyaç listesi bize geldiğinde biz onları yemeğe çeviriyoruz. Burada da insanlar sadece iş gücünü, akıllarını kullanıyorlar ve bu iş böyle büyüdü. Burada devlet var. Devlet bize çok büyük destek verdi. Özel sektör var; malzeme desteği sağlıyorlar ve bağışçılar bize destek sağlıyor. En önemlisi millet burada. Biz çok güzel bir şekilde bu işi daha da büyütmek için uğraşıyoruz." Eşinin görev yaptığı Moritanya'dan 13 gün önce gelen gönüllü Filiz Keçeci de "Brada çalışmak benim için bir gurur. Burası arı kovanı gibi yoğun. Sürekli çalışıyoruz. Bize verilen görevleri layıkıyla yapmaya çalışıyoruz."
‘MEHMETÇİK YANIMIZDA GÜVENDEYİZ’
Mehmetçik, depremlerin etkilediği Gaziantep'in İslahiye ilçesinde, Aydın, Altınüzüm ve Fevzipaşa mahallelerindeki depremzedeler için 5. Zırhlı Tugay Komutanlığınca seyyar ve yerleşik olarak oluşturulan yemekhane, çamaşırhane, berber ve banyo ile depremzedelere hizmet veriyor. Depremzedelerden Ramazan Kaya şöyle diyor: “Depremin ilk gününden bu yana Mehmetçik yanımızda. Askerimiz yanımızda olduğunda güvenli hissediyoruz. Mehmetçik demek güven demektir."