İslahiye'de biber üreticisi çözüm bekliyor
Kırmızı biber deyince akla ilk gelen yerlerden biri de İslahiye... İlçenin yüzde 65’i depremde zarar görmüş. Üreticinin kullandığı depo alanı çökmüş, ilçenin en büyük biber kurutma fabrikası yıkılmış... Fabrika sahibi, 'Toparlanmamız gerekiyor, hükümetin bize el atması lazım.' dedi
Gaziantep'in İslahiye ilçesi Türkiye'nin önde gelen kırmızı biber üretim merkezlerinden... Dinlenme alanının bir kısmı taziye yeri olmuş. Başsağlığı diledikten sonra yanlarına iliştim. Ortamın hüznünü aktarmak çok zor. Ağız birliği etmişçesine en çok konuştukları konu “Karnımızı nasıl doyuracağız, tarım ne olacak”.
Yüzlerce biber üreticisinin depolama alanı çökmüş. İlçenin en büyük biber fabrikası sahibi Ayhan Abi çok dertli. Hem annesini kaybetmiş hem biber kurutma fabrikası depremde yıkılmış. Fotoğraf makinesini görünce çekmemi istemedi. Uzun uzun sohbet ettik. Çaylar içildi. Tütünler sarıldı. Acılarını yaşarken nasıl ayağa kalkacaklarını konuşuyorlar. Para kelimesini hiç kimse kullanmadı. Ayhan Abi, ayrılırken elimi iki elinin arasında sıktı, gözleriyle oturanları işaret ederek “Bu üreticiler çocuk yetiştiriyor, gençlerini okutuyorlar. Toparlanmamız gerekiyor. Hükümetin bize el atması lazım. Yaz bunları kardeşim." diyerek beni uğurladı. Fotoğraf çekememenin getirdiği bir buruklukla yola koyuldum.
EL BİRLİĞİ İLE ÜSTESİNDEN GELİRİZ
Selahattin Türkmen. İslahiye Ticaret Odası Başkanı. Akar yakıt istasyonu işletiyor. İstasyonun market kısmında rafların tamamen boş olduğunu gördüm. Aklıma bir olumsuz düşünce gelmedi. Malının bitmiş olabileceğini düşündüm. Sohbet etmeye başladık. "Deprem diyemeyiz. Bir büyük kıyametti. Önce yakınlarımızı araştırdık. Dostlarımızdan, bir sürü kayıplarımız olduğunu öğrendik. Acilen vatandaşın ısınması gerekiyordu. Bütün müşterilere parası olsun, olmasın üç yüz lirayı geçmemek şartıyla herkese yakıt verdim. Depremzedelere marketimizi açtık, ihtiyaçları olan şeyi bedelsiz alabileceklerini söyledik. Yaşadığımız büyük bir afet. Allah yardımcımız olsun. Ülke olarak el birliğiyle hep beraber üstünden kalkacağız. Zamana ihtiyacımız var.
İslahiye’de küçük sanayi sitesi ve organize sanayimiz var. Bölge halkımız tarımla uğraşıyor. Kırmızı biber üretimi var. Sofralık, pul biberin yüzde sekseninin üretimi ve işlemesi bizim ilçemizde. Sanayimizi de kısa sürede düzelteceğimize inanıyoruz.
İlçemiz fay hattına denk geldiği için yaklaşık yüzde altmış, yüzde altmış beş binalarımız yıkıldı ve ağır hasar aldı. Ancak yüzde 30 mevcut durumunu koruyor. Türkiye’deki ticarette bunun çarpan etkisi var. Evi yıkılan, iş yeri yıkılan var. Samimiyet olursa her şeyi başaracağımıza inanıyoruz. Devlet millet el birliğiyle bu işin üstesinden kalkarız."
YIKINTILAR ARASINDA ÇOCUK SESLERİ
Deprem bölgesinde Öğrenci Etkinlik Çadırı ve alanları her geçen gün çoğalıyor. İslahiye’de enkaza dönmüş sokak aralarının birinde “yağ satarım bal satarım” oyununu oynayan çocukların arasında kendimi buldum. Öğretmenlerimiz Mardin’den gelmişler. Bir öğretmenimizle konuştum. "Duygularımız karmakarışık. Her taraf enkaz, hasarlı binaları yıkıyorlar. Molozların toz bulutları arasında çocuklara hüznümüzü ve acımızı belli etmemek için büyük çaba gösteriyoruz.” Müzik derslerine girdim. Beton kırıcı sesleri arasında müzik öğretmenin gitar sesi zor duyuluyor. Ağır hasarlı binaların arasından ebeveynlerinin eşliğinde gelen çocuklar, beton kırıcı seslerini bastırmak istercesine şarkı sözlerini daha yüksek söylüyorlar. Bazen de tek başına geliyorlar. Yetkililerin, bu etkinlik çadırlarını açık alanlara kurması umuduyla, bölgeden ayrıldım.
